Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 16 Aralık 2024
10-11 günde devrilen Esad’ın ardından kurtlar sofrasına dönüşen Suriye’de ABD, Rusya, İsrail, İran, çevre ülkeleri, Arap Birliği, AB ve BM’nin istekleri ele alındı.
Sis perdesi aralanırken ön alıcı bir politikayla muhalefeti yönlendiren Türkiye’nin Rusya, ABD, Irak ve bazı Arap ülkelerini de ikna çalışmaları yaptığı daha iyi anlaşılabilmektedir. Rusya ile Suriye’deki üslerinin geleceği, Rus personeli ile harp silah ve araçlarının selameti şartıyla Esad’ın devrilmemesi için gayret göstermemesi istendiği açık bir şekilde anlaşılabiliyor. Tabii Esad’ın salimen Rusya’ya nakli de. Aksi taktirde ilk günlerdeki Rus hava taarruzları kesilmeyebilirdi.
Türkiye, ABD ile de temas halinde olmuş. Muhalif hareket sırasında dışişleri bakanlıkları ile CIA Başkanı Burns ve MİT Başkanı Kalın arasında telefon trafiği sürdürülmüş. Muhtemelen İngiliz MI6 da bu muhabereye katılmıştır. Muhaliflerin hareketi sırasında ABD ile en üst düzeydeki görüşme 6 Aralık’ta Dışişleri Bakanı Fidan ve ABD’li mevkidaşı Blinken arasında yapılmış. Kuşkusuz ki ana konular arasında Suriye’de yeni yönetimin şekli yanında, IŞİD ve PKK vardı. ABD taleplerine, Suriyeli sığınmacıların gönderilmesi için acele edilmemesini de eklemiş.
Her ne kadar İran Dışişleri Bakanı Bakanı Arakçi, 2 Aralık 2024’te Türk mevkidaşı Fidan ile Ankara’da görüşmüş, hatta daha sonra telefon görüşmeleri de gerçekleşmişse de, Esad’ın devrilmesine İran’ın rıza göstermediği anlaşılmaktadır. Nitekim İran Ruhani Lideri Hamaney, Esad’ın devrilmesinden üç gün sonraki beyanatında Suriye’nin komşu hükümeti bu alanda bariz bir rol oynadı ve hala da oynuyor – bunu herkes görebilir – ama baş komplocu ve ana komuta odası Siyonist rejim ve ABD’dedir. Buna dair ipuçlarımız var. Bu deliller şüpheye yer bırakmıyor” dedi. İran medyası da benzer ifadelerle dolu. Kısacası Esad rejiminin devrileceği 7 Aralık’taki Astana Süreci kapsamındaki Doha toplantısında bilindiğinden toplantı sonunda ortak açıklama yapılmadı.
Yeni Şam Yönetimi Üzerinde Nüfuz Yaratmak İçin ‘Bilek Güreşleri’
Suriye siyasetinde şimdilik HTŞ Lideri Colani ilk aktör durumunda. Esad rejimi kabinesinin “danışman” vasfıyla da olsa göreve devam etmesi, ülkenin en azından batı bölgelerinde devletin hizmet, iaşe ve ibate görevlerinin yürütülmesi ile iç barışın tesisi açısından bir şanstır. Görünüşe göre Suriye içinde en etkili aktör Colani ise, dışarıda da Türkiye. Bu sebeple geçici hükümet çalışmaları başlayınca Şam üzerinde etki odaklı baskılar da hissedilmeye başladı. Bunlardan ilki, ABD’nin Ortadoğu’daki Merkezi Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Kurilla’nın 11 Aralık’ta Suriye’deki askerleri ile PKK/YPG terör örgütünü ziyaretle onlara garanti vermesiydi.
Bu Meydan okumaya Türkiye de MİT Başkanı Kalın’ın Şam’da Emevi Camii’ndeki namaz sonrası HTŞ Lideri Colani’nin kullandığı arabayla görüntülenmesiyle cevap Verdi. Bir diğer bilek güreşi Ürdün’den, ABD Dışişleri Bakanı Blinken Amman’dan Ankara’ya hareketi sonrası Suriye üzerine bir “Bakanlar Toplantısı” çağrısıyla görüldü. Muhtemelen üst akıl ABD ve İngiltere idi.
Blinken’in Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fidan ile görüşmesinden sonra ABD medyasında, Suriye’deki müttefiki PYD/YPG konusundaki hassasiyetini bir kez daha Türkiye’ye hissettirdiği yazdı. Tüm bunlar yaşanırken Rusya da HTŞ ile Rus üsleri üzerinde görüşmelere başladı. İsrail de Golan Tepelerinin ötesindeki tampon bölgeyi ve en Şam’ı gözetleyip füzelerle ateş altında tutabileceği tepeleri işgal yanında Suriye’nin 300 stratejik noktasını vurdu. İsrail daha sonra da Erdoğan’ın uyarılarına rağmen 15 Aralık’ta Şam, Dera, Humus’u bombaladığı gibi ve üç köyü daha işgal ederek Şam’ın 25 km yakınlarına kadar sokuldu.
Suriye konusunda Türkiye’de iktidar yanlısı medya İran ve Rusya’yı atlatıp “zafer” kazanıldığını, muhalefet de Suriye’de ABD ve İsrail’in kazandığını ileri sürerek ilginç bir kutuplaşmaya daha örnek oldu. Esad’ın devrilmesi, özellikle Suriyeliler için ortaya çıkan bir umut, Türkiye’nin sınır güvenliği ve bölgedeki ekonomik gelişmesi için bir fırsattır. Keşke kutuplaşmayı bırakabilsek!
Sonuç itibariyle kurtlar sofrası ülkedeki milletleşmemiş Suriyelileri, devletleşmemiş Suriye’yi yönetmek, bir grubu veya aşireti yönetmek kadar kolay değil. Hele de ‘silahları bırakın!’ denince.
Dış politikanın bilinmezlerini ve girdaplarını kısa bit yazıda isabetle yorumlamak üstelik Türkiye deki ayrışmaya bağlı gelişmeleri yorumları da denkleme ilave eden mükemmel bir yazı.
Bozkurt Aran E Büyükelçi
Yazılarıma duyduğunuz ilgi ve güzel övgüleriniz için teşekkür ederim.
Baskasinin cevirdigi IP de dans ederler baskasinin kullandigi yemek kasiginida kullananlar ile medeni sekilde anlasmak konusmak ancak Kim kuvvetli ise o kazanir.