15 kez görüntülendi.
ferhat ünlü

Ferhat ÜNLÜ – 27 Aralık 2024

 

Yazıya; altının dünyadaki değil, ama Türkiye’deki dağılım haritasının çarpıcı verileriyle girizgâh yapalım ve bu girizgâhın bizi götüreceği ana fikre birlikte erişelim.

Malum; altın, hiç eskimeyen bir ekonomik değerdir. Ve Türkiye’de hangi ilde, ne miktarda altın mevduatı olduğu küsuratına kadar rakamlarla belli.

Buna göre altın mevduatlarının yüzde 50’si üç büyük şehirde toplanıyor. Bir başka deyişle Türkiye genelindeki altın mevduatlarının yarısı 3 büyük şehirde. Elbette birinci sırada İstanbul var. İstanbul’un altın mevduat büyüklüğü 439 milyar TL. Ankara 149, İzmir 79 milyar TL. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu datalarına göre altın mevduatlarının büyüklüğü İstanbul’da 439,79 milyar TL, Ankara’da 149 milyar TL ve İzmir’de 78,98 milyar TL.

Üç büyük şehir haricinde altın mevduatı bağlamımda ‘Türkiye’nin Hindistan’ı Bursa. Hindistan’ın altın rezervleri 53,70 milyar dolar değerinde bu arada. Dünyada dokuzuncu sırada. Bu yüzden kaba bir oransal hesaplama ile Hindistan’ı Bursa ile özdeşleştirdim.

 

AŞİRET DÜĞÜNLERİYLE BDDK VERİLERİNİN ÇELİŞKİSİ

43,64 milyar TL altın mevduatı olan Bursa’yı takip eden şehirler ve altın varlıkları ise şöyle:

Antalya (42,85 milyar TL), Kocaeli (34,73 milyar TL), Konya (29,50 milyar TL), Adana (22,40 milyar TL), Balıkesir (20,74 milyar TL), Muğla (20,50 milyar TL), Mersin (20,46 milyar TL), Manisa (16,50 milyar TL), Eskişehir (16,37 milyar TL)

Yine BDDK verilerinden anlıyoruz ki, en az altını olan 10 il en sondan geriye doğru şöyle sıralanıyor: 1 – Ardahan, 2 – Kilis, 3 – Bayburt, 4 – Tunceli, 5 – Hakkâri, 6 – Iğdır, 7 – Şırnak, 8 – Muş, 9 – Siirt, 10 – Ağrı. Bu altın tablosu da bize aşiret düğünlerinin altın zenginliğini anlamına gelmediğini gösteriyor. Ne var ki o bölgede toplanan altınların büyükşehirlerdeki hesaplarda yatıyor olması BDDK verileriyle aşiret düğünleri arasındaki çelişkiyi izah ediyor.

İlginizi çekebilir!  Küresel İdeolojiler, Paris Olimpiyatları ve Yeni Dünya Düzeni

İmdi… Buradan veri/data denilen şeyin, ulusal ve küresel ekonomik sistem için ne kadar önemli olduğu ve bu data sisteminin güvenliğinin kritik bir mesele olduğu ana fikrine doğru yaklaşabiliriz

 

TEKNOLOJİNİN GİZLİ İKTİDARI

İsrail hükümetini de eleştiren İsrail doğumlu tarihçi yazar Yoval Noah Harari, verinin merkezde olduğu bu sistemini tarif etmek için kullanılan Dataizm kavramını yaygınlaştırdı.

Harari’ye göre Dataizm iki farklı bilimsel akımın yarattığı büyük sarsıntının kesişiminden doğdu. Charles Darwin’in Türlerin Kökeni’ni yayımlamasından yüz elli yıl sonra; yaşambilimleri, organizmaları biyokimyasal algoritmalar olarak değerlendirmeye başladı. Bu büyük gelişmeyle eş zamanlı olarak, Turing Makinesi’nin (ki bunun mucidi Alan Turing bilgisayar bilimi ile giderek Yapay Zekâ’nın babası olarak görülüyor) üzerinden geçen seksen yılın ardından, bilgisayar bilimciler gittikçe karmaşıklaşan algoritmalar yaratmayı başardı. Dataizm bu ikisini birleştiren ideoloji ya da Yirmi Birinci Yüzyıl dini.

Daha makro perspektiften baktığımızda Dataizm, bir ruhani ideoloji değil, Kapitalizm’in ileri aşaması olan bir küresel ekonomik ideoloji aslında.

Bütün finansal veriler artık bilgisayarlarca, Yapay Zekâlarca yönetiliyor. Sistemin bir anda çöktüğünü düşünsenize… Böylesi bir kötü sürprizle karşılaşmamak için herkes sisteme uyuyor, ama sistemin tam olarak nereye gittiğini -ona ayak uyduranlar da dâhil- kimse bilmiyor.

Teknolojinin kendisinin, temel belirleyici haline geldiği bir zaman diliminde piyasa bir tür ekonomik din olgusuna tekabül ediyorsa teknoloji de ideolojisi olmayan bir siyasal din haline geliyor!

 

VERİ, ARTIK İKTİDARIN OLMAZSA OLMAZI

Şimdi uzun bir alıntı yapacağım; meselenin daha sarih anlaşılması için.

Harari; Dataizm’in küresel ekonomik sistem için önemini şu cümlelerle anlatıyor:

“Borsa insan evladının bugüne kadar yarattığı en hızlı ve etkin veri işleme sistemidir. Sistem herkesi kucaklar ve herkes katılmakta özgürdür. Doğrudan katılım sağlanamıyorsa bankalar ya da emeklilik fonları üzerinden dâhil olmak mümkündür. Borsa küresel ekonomiyi yönetir, gezegende olan her şeyi hesaba katar, hatta bunun bile ötesine geçer. Borsadaki değerler başarıya ulaşan bilimsel deneylerden, Japonya’daki siyasi skandallardan, İzlanda’daki volkanik patlamalardan, hatta Güneş yüzeyindeki patlamalardan bile etkilenir. Sistemin sorunsuz işlemesi için bilgi mümkün olduğunca serbest hareket edebilmeli, herkes bilgiye erişim sağlayabilmelidir. Dünyanın dört bir köşesinde milyonlarca insan gerekli bilgiye ulaşırsa petrole, Hyundai hisselerine ya da İsveç devlet tahvillerine doğru değeri biçebilir.”

İlginizi çekebilir!  Kadın Politikalarında Batı’dan Medet Ummayı Bırakmak

Buradan bakarsak Dataizm, Karl Marks ve şürekasının Kapitalizm’in ileri aşaması olarak gördüğü Emperyalizm’in de bir ileri aşamasıdır. Verinin küresel hükümranlığı anlamına gelir ve data en çok ekonomik sistemin belkemiği olduğu için önemlidir.

Dolayısıyla 1980’lerin ilk yarısının süper çizgi kahramanı He-Man’in mottosundan ilhamla söylersek, “Dataların gücü adına, güç bende artık” diyebiliriz. Datayı kontrol eden ekonomik ve giderek siyasal sistemi kontrol eder. İşte bu noktada temel mesele, verinin Yapay Zekâ sistemlerince kimin kontrolünde depolandığı ve yönetildiğidir. Dünyanın bütün altınlarına da sahip olsanız sistemin yazılımına yönelik dijital bir müdahale ile tüm hesaplar sıfırlanabilir. Data, artık iktidarın yapıtaşı. Bu yüzden bundan böyle devletler ve hatta bireyler gelecek hesabını ‘data’yı merkeze alarak yapmak zorunda.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.