Haydar AS – 10 Temmuz 2024
İddianame hazırlandı mı? Hazırlandı…
Mahkeme kuruldu mu? Kuruldu…
Yargılama başladı mı? Başladı…
Tetikçi tutuklu mu? Tutuklu…
Azmettirici tutuklu mu? Tutuklu…
Ama hanımefendi daha duruşmanın ilk günü, henüz yargılama şekillenmeden verilen arada kamera karşısına geçip mahkemeyi itibarsızlaştırma gayretine girmişti bile…
Çünkü çok iyi bildikleri bir şey var.
Bu mahkeme Halk TV stüdyolarında kurulmak istenen kumpasa göre yargılama yapmayacak.
Ortaya atılan iddiaların bir tanesi bile doğru çıkmayınca, hepsi ilk günden tasını tarağını toplayıp sıvıştı zaten!
Şimdi hanımefendi çıkmış, mahkeme heyetinin neden ortaya atılan asılsız iddiaları iddianameye sokmadığını eleştiriyor.
Yahu siz, herkesi kör, alemi sersem mi sanıyorsunuz Allah aşkına…
Mahkeme heyeti sizin mesnetsiz iddialarınızla, niyet okuyuculuğunuzla neden uğraşsın?
Günlerce TV kanallarında döndürülen, tetikçiyi İstanbul’a götüren araç üzerinden algı yaratmadınız mı?
Bu oluşturduğunuz algı ile kamuoyunu inandırmadınız mı?
Sonra ne oldu, mumunuz yatsıya kadar yanmadan gerçek görüntüler ortaya çıkınca bu defa başka iftiralara sarılmadınız mı?
Aslında ben sizin bu konudaki samimiyetinizi duruşmanın ilk günü çözdüm..
Niyetiniz merhum eşinizin katilini bulmak değil, bu olay üzerinden birilerinin hazırladığı kumpasın sözcüsü olarak görevinizi ifa etmek ve buradan bir gelecek planlaması yapmak olduğunu gördüm…
Nasıl mı?
Duruşma gününe kadar bilinmeyen bir gerçekle yüzleşene kadar…
Merhum eşinizin bedeninde bulunan çekirdeklerin birden fazla silaha ait olmasının açıklanması sizin için hiç bir anlam ifade etmiyor olması sizin gerçek niyetinizi ortaya çıkarıyordu aslında..
Verilen ilk arada kameraların karşısına geçip açıklama yaparken bu kadar önemli bir gelişmeden hiç bahsetmemeniz ve olayı başka yönlere çekme gayretleriniz sizi ele veriyordu aslında.
Tetikçinin bir kişi olduğu sizin tarafınızdan da bilinen bir gerçek iken, merhumun vücudunda ikinci bir silaha ait olan hem de öldürücü darbeyi aldığı mermi çekirdeğinin bulunması nasıl olurda sizi şaşırtmadı.
Olayda ikinci hatta üçüncü silahı kullananlar kimler?
Eşinizin akrabası ve aynı zamanda koruması olan kişiler, üzülerek gördük ki merhum öldürücü darbeyi bu silahlardan birinden alıyor.
Yine şaşırtıcı bir gelişme, bu İki silah henüz eşiniz can çekişirken apar topar toplanıp kaçırılırken eşinizi korumakla görevli şahıs tarafından boş kovanlar toplanmaya çalışılıyor.
Yine kayıtlara göre olaydan altı saat sonra iki adet farklı silah adli mercilere teslim ediliyor.
Şimdi soruyorum size Ayşe Ateş;
Bahsettiğim bu gelişmeler sizi neden ilgilendirmedi ?
Eşinin katilini aramak için yola çıkmış bir eş, bir anne olarak bundan daha değerli bir gelişme ne olabilir?
Çünkü kendi hür iradenle hareket edemiyorsun..
Birilerinin eline tutuşturduğu metinleri kendi görüşlerin gibi okuman bile o kadar eğreti duruyor ki sizi toplum nezdinde gittikçe antipatik olmaya itiyor maalesef.
Bu arada sizin popülaritenizi kıskanan görümcelerinizde yanlarına annelerini alarak mahkeme salonu yerine parti genel merkezlerinde hukuk arama gayretleri sizden rol çalma peşine düştüklerinin apaçık göstergesi değil mi?
Dilim varmıyor söylemeye ama söylemesem ben rahatsız olurum..
Hepinizin derdi durumu fırsata çevirip ikbal peşinde koşmak.
O iki yavrunun yaşadıkları yaşayacakları, merhumun kemiklerinin sızlaması hiç umurunuzda bile değil maalesef.