Ferhat ÜNLÜ – 24 Ocak 2025
Tarih: 7 Aralık 1946
Mahreç: ABD Atlanta.
Winecoff adlı otelde meydana gelen yangında 119 kişi öldü. Otel, o tarihle mukayeseli olarak 33 yıl önce açıldığında tıpkı Titanik’in batmaya bağışık olarak pazarlanması gibi yangına yüzde yüz dayanıklı olarak tanıtılmıştı. Bu yangın ABD’de ülke genelinde bina yönetmeliklerinin değişmesine vesile oldu.
Tarih: 11 Temmuz 1997.
Bangkok’un güneyinde bulunan Jomtien Plajı’ndaki Royal Jomtien Resort Hotel’de arıza yüzünden yangın çıktı. 91 kişi öldü.
Tarih 25 Aralık 1971
Mahreç: Seul
Yangından yalnızca iki yıl önce açılan Daeyeongak adlı otel, Noel arifesini geçiren yabancı turistlerle dolu iken yandı. Ancak sekiz saatte söndürülebilen yangında yüzden fazla kişi kurtarıldı, ancak 191 kişi öldü.
Tarih: 21 Kasım 1980. ABD’nin, Nevada çölünün ortasına kurulmuş kumarhane başkenti Las Vegas’ta tam da neon ışıklarla bezeli Strip’de bulunan MGM Grand Otel ve Casino’da yangın çıktı. Otelin birinci katındaki restoranlardan birinin soğutulmuş pasta vitrininden başlayan yangın, tatil köyünün kumarhanesini sardı. Toplamda 85 kişi öldü. Bu yangından eyalet yasaları değiştirildi. Tüm otel ve yüksek binaların her odasında yangın söndürme sistemleri, duman dedektörleri ve çıkış haritaları olmasına karar verildi.
Otel 1981’de yeniden açıldı. Ve bu kez otomatik yangın alarmı, sprink sistemi eklendi. Las Vegas MGM’de günümüz itibarıyla 30 binden fazla sprink var.
İSPANYA’DAKİ YANGINDA DA ÇARŞAFLAR KULLANILDI
Tarih 12 Temmuz 1979, yer: İspanya. Corona de Aragón Oteli (Corona İspanyolca’da taç demek, zaten Kovid’in adı da virüsteki taç biçimden geliyordu hatırlarsanız) yangınında toplam 72 kişi öldü. On katlı otelde 300 kayıtlı misafir vardı. Yaklaşık 200 kişi tahliye edildi, fakat çoğu tıpkı Bolu Kartalkaya faciasında olduğu gibi zamanında müdahale edilmediği için çarşaf iplerinden aşağı inmeye çalıştı, kimisi başarılı oldu, kimisi olamadı.
Tarih: 31 Aralık 1986.
Yılın son günü Porto Riko’nun doğal güzellikleriyle meşhur başkenti San Juan’da Dupont Plaza Otel’de üç haset otel çalışanının kundaklaması sonucu yangın çıktı. Yangın, 98 kişinin ölümüne neden oldu.
Bu yangın kundaklama boyutu hariç, Bolu Kartalkaya faciasıyla benzer nitelikler taşıyor. Burada da öncesinde denetim olmuş, ancak her nasılsa otel faaliyetine devam etmiş. Haziran 1985’te Dupont Plaza yerel itfaiye teşkilatı tarafından denetlendi. Ekipman, tahliye ve acil durum planlarının eksikliği de dâhil olmak üzere güvenlik sistemlerinde eksiklikler olduğu tespit edildi. Misal yangın söndürme sistemi dönemin ABD otellerinin yüzde 95’inde olduğu gibi otomatikleştirilmemişti.
Oteli kundaklayan üç kişi cinayetten suçlu bulundu. Savcı bunlara 25 yıl hapis talep etti. Ancak hâkim kundakçılara 99 ve 75 yıl ceza verdi. İkisi 2001 ve 2002’de diğeri ise 2017’de serbest kaldı.
Yukarıda yerli ve yabancı açık kaynaklardan derlediğim yangınlar 20. Yüzyıl’ın en büyük otel yangınları olarak tasnif edilebilir. Bu yüzyıla sıçramış büyük bir otel yangını yok. Otel yangını değil, ancak İngiltere’deki Grenfell Kulesi yangını var. 14 Haziran 2017’de Londra’da Kuzey Kensington’daki çok katlı apartmanda çıkan yangında 72 kişi ölmüştü.
GİDEN CANLARIN ÜÇTE BİRİ ÇOCUK
En az üçte biri çocuk olmak üzere 78 canın yitişine neden olan Grand Kartal Bolu yangınında otelin sahibi, işletmecisi ve Bolu Belediyesi yetkililerine uzanan bir soruşturma söz konusu. Bu noktada Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğunun ve dahlinin açıklığa kavuşturulması da kamu vicdanını rahatlatmanın gereğidir. Sorumluların hesap vermemesi kamu vicdanını yaralar. Dönüp dolaşıp bir önceki yazıda dile getirdiğimiz noktaya geliyoruz:
Grand Kartal Oteli’nin kurucusu Mazhar Murtezaoğlu’nun hayatını anlatan Hüseyin Tunçay imzalı kitap Bir Kış Masalı adını taşıyordu! Bu cümlenin Grand Kartal Bolu’nun odalarının pazarlama sloganı olarak da kullanıldığını unutmamalıyız. Eğer unutursak bu tür facialar tekrarlanır.
2017 basımı bu kitap iki kurum tarafından basılmış: Bolu Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı. Otel yangını konusunda sorumlu kurum ve denetim vazifesini eksik yapan kurum Murtezaoğlu’nun hikâyesinin de müellifi gibi…