Abdullah YILMAZ – 04 Aralık 2024
Eşitliğin bir adalet olmadığı konusunda herkesin ortak kanaati olduğunu düşünüyorum. Konunun detaylarına indikçe görüş ayrılıkları ortaya çıkar, bunu da normal karşılamaktayım. Ve ülkemizde dokunulmaz alanların genişlediğini, bunun da son derece sakıncalı olduğunu düşünüyorum.
Vakti geldiğinde söylenmemiş sözün de bir vebali vardır. Her konuda bilgim olamayacağı için konuşamam ama kafa yorduğum, az çok bilgi, fikir ve kanaat sahibi olduğum bir konuda konuşmamın da meselelerin en azından kayıtlara geçmesi hususunda faydası olacağı kanaatini taşıyorum.
80 milyonluk nüfusun bulunduğu ve çok farklılıkları içinde barındıran bir ülkenin mensubuyuz. Dünyanın birçok değişik bölgesini ziyaret etmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum, birçok açıdan ülkemizdeki yaşamın daha konforlu olduğunu düşünmekteyim.
Ancak zor hayatların insanları nereye sürükleyeceğini bilemiyoruz. Rızık ve çoluk çocuğu için birçok zorluklara göğüs geren emekçi insanlarımıza selam ederim. Hele bütün bunların yanında fedakarlık timsali kadınlarımız ve özellikle annelik sorumluluğu taşıyanlar var ki, onların yeri tam da başımızın üzerindedir.
Efendim, dilerseniz bu girizgahtan sonra hassas bir konuyu beraberce tahlil edelim. Muhakkak herkesin az çok fikrinin olduğu bu konuda tam olarak bir doğruya ulaşmamız zor olsa da meseleyi kendi kültürel kodlarımız bağlamında değerlendirmemiz bizi daha güzel bir noktaya ulaştıracaktır.
Başarılarıyla tanıdığımız ve takdir ettiğimiz Ulaştırma Bakanımız Sayın Abdulkadir Uraloğlu geçtiğimiz günlerde Dünya Şoförler Günü münasebetiyle kadın tır şoförleriyle bir araya gelip bazı açıklamalarda bulundu. Lojistik alanında kara taşımacılığının önemi, bu konuda atılmış adımlar ve yapılan iyileştirmeler hakkında verdiği bilgilerin yanı sıra, bu sektörde kadınların daha fazla istihdam edilmesi gerektiğini de vurguluyor. Hatta kadın sürücü istihdamı yapan şirketleri de destekleyeceğini açıklıyor.
İşte tam burada bir itiraz ortaya koymak istiyorum. Bu itirazımı da en azından tarihe not düşmek maksadıyla yapıyorum. Ayrıca sayın bakanımızın burada ciddi bir vebale girmemesi konusunda uyarıda da bulunmuş oluyorum. İnşallah bana teşekkür eder.
Kapitalist Kafa Herkesten Faydalanmak İster, Ama Biz Öyle Olamayız!
Kapitalist düzen ve batı kafası herkesin bir şekilde kendi düzenlerine hizmet etmesini ister. Ama bizim medeniyetimiz istihdam konusunda fıtrata uygunluğa da bakar. Yapılan iş, kadının yapısına uygun mudur, değil midir bunu sorgular ve her işte herkesi istihdam etmez. Hatta erkeğe uygun işlerin bazıları her erkeğe göre bile olmayabilir. Burada belki konjonktürden dolayı adı konulmamış kuralları işletmek gerekir. Yani kadın istihdamını artıracağız diye işi başka boyutlara taşımamak gerekir. Yarın insanın başını ağrıtacak gelenekler başlatmamak gerekir!
Batı kaynaklı ve bazı feminizm kökenli uygulamalar, akla hayale gelmedik konuları allayıp pullayıp gündemimize getirerek toplum düzeninin ve aile yapımızın çatırdamasına da sebep olabiliyor. Herkesin şartları aynı olamaz. Çalışma hayatı içinde bulunmak isteyen kadınlara saygı duyarız bu ayrı bir tartışma konusu. Ama kadınlar için hiç uygun olmayan işlerde çalışmalarına çok farklı sebeplerle asla razı gelmeyiz, gelemeyiz. Her şeye rağmen bu işlerde çalışmak zorunda kalan veya isteyene de saygıyla yaklaşır, şartları onlara uygun hale getirmeye çalışırız bu da ayrı konu. Ama teşvik edemeyiz!
Çünkü bazı meslekler kadının fıtratına uygun değildir. Bu mesleklerden bir tanesi de tır şoförlüğüdür. Kadınlarımız azim ortaya koyarlarsa her işi başarabilirler buna itirazım yok.
Sayın Bakanımız keşke bu açıklamayı yapmazdan evvel meseleyi biraz tahlil etseydi. Eğer bir şeyleri teşvik etme imkânımız varsa anneliği ve aile yapısının sağlamlaşmasını teşvik etmeli, zira bu konuda sıkıntılarımız bulunmakta. Eğer faydalı bir şeyler yapmak isteniyorsa kadın sürücülerin yaşadığı birçok sorunlar var bunlara çözümler aramak gerekir.
Bu haberi gördüğümde X hesabımdan paylaşımda bulundum. Sonrasında tır şoförü olan bir büyüğümü aradım. İtirazımla ilgili bana hak verdiğini söyledi.
Dünyanın birçok bölgesi ve ülkemiz kadınlar için güvenli değil. Tır şoförlüğü sadece arabayı sürmekten ibaret değil. Yol üzerindeki tesisler ve park yerleri de çoğu yerde kadınlara uygun değil. Bunu tır ile yurt içi yurt dışı en az 30 bin km yolculuk edip gözlem yapmış birisi olarak söylüyorum, bu konuda teşvikte bulunmak insanı vebal sahibi yapar! Hatta Aile Bakanlığımızın bu konuya müdahil olması yerinde olacaktır.
Kadınlar ve erkekler kanunlar karşısında eşittirler ama yaratılışları itibari ile eşit olamazlar. Biyolojik ve ruhsal açıdan da farklıdırlar. Kadın ve erkeklerin farklı ana sorumlulukları vardır. Bu ana sorumluluklara tekme atıp başka şeyleri zorlarsak; aile ve toplum bozulur, fıtrat bozulur!
Son söz, çalışma hayatı içindeki kadınlarımızın mesai saatlerini ve yaptıkları işleri onların fıtratlarına göre ayarlamalıyız. Bizim medeniyetimiz meselelere bir Fransız veya Alman gibi bakmamış, biz de bakamayız. Genel bir itirazımı da bu vesileyle aktarayım; kadınların erkekleşmesine, erkeklerin kadınlaşmasına hizmet eden projelere hizmet etmemeliyiz. Mesele ile ilgili isteyenlerle özelden de konuşabiliriz. Gayemiz Rıza-ı İlahi’dir, vesselam…
