31 kez görüntülendi.

İtalyan siyasetçiden Erdoğan’a övgü: Avrupa Birliği’nin yapamadığını Erdoğan yaptı

İtalya’nın Veneto Bölge Parlamentosu’nun üyesi Stefano Valdegamberi, Mayıs ayında yapılacak seçimleri değerlendirdi: “Dışarıdan bir izleyici olarak şunu söyleyebilirim ki, Erdoğan gibi güçlü bir liderin daha fazla denge, istikrar ve güvenlik sağlayabileceği hassas bir dönem. Erdoğan’ı yenilgiye uğratmak için dışarıdan güçlü bir müdahale olduğunu düşünüyorum. Türk insanının bunu anlayacak kadar akıllı ve olgun olduğuna inanıyorum.”

Times of Turkey Genel Yayın Yönetmeni Reşit Kemal As ile Venedik’te bir araya gelen İtalya’nın Veneto Bölge Parlamentosu üyesi Stefano Valdegamberi, Mayıs ayında Türkiye’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili soruları yanıtladı.

İtalyan siyasetçi Valdegamberi, Türkiye’nin son 20 yıldaki gelişimine dikkat çekerken Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasında (GSYİH) önemli bir sıçrama yapıldığını söyledi. Valdegamberi, “Vatandaşlar arasında refah daha yaygın hale geldi ve ülkenin inovasyona yönelik yapısal yatırımları önemliydi. Örneğin ihracat ve turizmde birçok rekor elde edildi. 2000’li yıllarda olduğu gibi Türkiye artık eskisi gibi Külkedisi değil” dedi.

Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin önemli bir diplomasi yürüttüğünü belirten  Valdegamberi, “Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer pek çok hikayede de görüyoruz. İtalya’da defalarca söylediğim gibi, Erdoğan’ın rolünü Avrupa Birliği oynamalıydı” ifadelerini kullandı.

İşte İtalya’nın Veneto Bölge Parlamentosu üyesi Stefano Valdegamberi’nin Times of Turkey Genel Yayın Yönetmeni Reşit Kemal As’a verdiği özel röportajı…

“Erdoğan döneminde Türkiye önemli sıçrama yaptı”

– Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ne düşünüyorsunuz?

Erdoğan’ın ilk dönemlerinde şüpheyle baktığımı söylemeliyim. Erdoğan’ın iktidara gelişi Batı’da ‘geriye dönüş’ olarak görüldü. Ancak daha sonraları benim fikrim değişti. Erdoğan, gelenek ile modernizmi, İslam ile laikliği sentezlemeyi başarabilmiştir.

Bir insan kendi tarihini ve köklerini göz ardı ederek bir gelecek inşa edemez. Bana öyle geliyor ki Erdoğan, Avrupa Birliği’nin aksine bunu anladı. Yaptığı işlerde uluslararası arenada oldukça görünüyor. Özellikle Rus-Ukrayna kriziyle ilgili olarak siyasi sahnede otoriter bir şekilde hareket etti. Avrupalı ​​liderlerimizin yaptığı gibi dikte altında bir pozisyon almak yerine kendisini çatışan taraflar arasında ustaca bir muhatap olarak konumlandırdı. Çalışma hakkında bir fikir vermem gerekirse, sonuçta objektif ve tartışmaya açık olmayan rakamlara bakarım. Erdoğan’ın hükümetleri döneminde, Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasında (GSYİH) önemli bir sıçrama yapıldı. Vatandaşlar arasında refah daha yaygın hale geldi ve ülkenin inovasyona yönelik yapısal yatırımları önemliydi. Örneğin ihracat ve turizmde birçok rekor elde edildi. 2000’li yıllarda olduğu gibi Türkiye artık eskisi gibi Külkedisi değil.

İlginizi çekebilir!  Fatih Erbakan, Yolunu Kaybedenlerle mi Kazanacak

Türkiye’nin Erdoğan gibi güçlü bir lidere ihtiyacı var

-Mayıs ayında Türkiye’de seçimler yapılacak. Size göre Erdoğan’ın seçimleri kazanması ya da kaybetmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Buna Türk vatandaşları karar verecek. Dışarıdan bir izleyici olarak şunu söyleyebilirim ki, Erdoğan gibi güçlü bir liderin daha fazla denge, istikrar ve güvenlik sağlayabileceği hassas bir dönem.

Bence Türkiye’nin güçlü bir lidere ihtiyacı var. Yanlış seçimler ve dışarıdan gelen etkiler, çatışmaların yozlaşmasına ve uzamasına neden olabilir. Bariz sebeplerden dolayı Erdoğan’ı yenilgiye uğratmak için dışarıdan güçlü bir müdahale olduğunu düşünüyorum. Türk insanının bunu anlayacak kadar akıllı ve olgun olduğuna inanıyorum. Daha önce de beceriksiz darbe girişimi üzerinden zor kullanılarak bir girişimde bulunulmuştu. Türklerin kendi geleceklerinin mimarları olmaları ve gündemlerini arkadaş gibi davranan ama onların iyiliği için çalışmayanlar tarafından dikte ettirilmemeleri gerektiğine inanıyorum. Ben her zaman devletlerin ve halkların dış müdahaleden bağımsızlığından yanayım.

Türkiye’deki olası istikrarsızlık Avrupa’yı etkiler

-Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi durumunda bunun jeopolitik sonuçları ne olabilir?

Türkiye stratejik bir coğrafi konumda yer almaktadır. Böyle bir ülkenin liderinin dışarıdan kontrol edilmesi durumu, bölgedeki istikrarı bozabileceği gibi bunun Avrupa’yı da etkileme ihtimali yüksek. Belki benimki biraz felaket bir vizyon ama özellikle batı cephesinde çok fazla şahin ve az güvercin görüyorum. Biz sadece silahlar hakkında konuşuyoruz, müzakereler hakkında asla konuşmuyoruz. Avrupa’nın dağılması üzerine bahis oynayanların olduğunu hatırlayalım. Türkiye bunun için kullanılacak fitil olabilir. Halklar birlikte gözlerini açarak ve ülkelerinin iç siyasetine herhangi bir dış müdahaleyi reddederek bu fitili etkisiz hale getirmelidir. Oy vermek bu konuda da bir sorumluluktur.

Erdoğan’ın yaptığını Avrupa Birliği yapamadı

-Avrupa, Türkiye’yi AB’ye kabul etmeli mi?

Türkiye, AB’nin bir parçası olmak istediği konusunu gerçekten gözden geçirmeli.

İlginizi çekebilir!  Gri Liste, Yabancı Yatırımlar Ve Fiyat İstikrarı

Açıkçası, AB’nin davranış biçiminden çok hayal kırıklığına uğradım. AB, Shuman, De Gasperi, Adenauer gibi kurucu babaların ruhundan çok uzak. Ruhsuz ve politik öznellikten yoksun bir kurum. Daha doğrusu dış politikasını başka bir örgüte yani NATO’ya, emirlerini hem müttefiki hem de rakibi olan bir ülkeden alan bir kurum. Bunu çelişkilerle dolu bir karmaşa olarak görüyorum. Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer pek çok hikayede de görüyoruz. İtalya’da defalarca söylediğim gibi, Erdoğan’ın rolünü Avrupa Birliği oynamalıydı. Ancak bugün Avrupa siyasi öznellikten yoksundur. AB, dışarıdan siyasi emir alma paradoksunu gören büyük bir ekonomik-finansal yapıdır. Dışarıdan hareket edenlerin Avrupa’nın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğinden emin miyiz? Bu konuda ciddi şüphelerim var.

“TOGG iddialı bir hedef”

-Türkiye yeni İHA-SİHA insansız hava araçları yaptı ve yeni bir araba üretti. Bunlar tarihi yenilikler. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

TOGG, Türkiye’de son yıllarda teknoloji ithal eden bir ülkeden yenilikçi ve ihracatçı bir ülkeye dönüşen inovasyon sıçramasının bir parçasıdır. Tamamen Türk olan ilk otomobil, ülkeniz için iddialı bir hedefti ve bence bu, daha da iddialı hedeflere doğru yalnızca ilk adımı temsil ediyor. İHA ve SİHA’lara gelince, onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Silahlardan ziyade çatışmaların nasıl çözüleceği ve etkisiz hale getirileceği hakkında konuşmayı tercih ederim.

Yorumlar kapalı.

İtalya’nın Veneto Bölge Parlamentosu’nun üyesi Stefano Valdegamberi, Mayıs ayında yapılacak seçimleri değerlendirdi: “Dışarıdan bir izleyici olarak şunu söyleyebilirim ki, Erdoğan gibi güçlü bir liderin daha fazla denge, istikrar ve güvenlik sağlayabileceği hassas bir dönem. Erdoğan’ı yenilgiye uğratmak için dışarıdan güçlü bir müdahale olduğunu düşünüyorum. Türk insanının bunu anlayacak kadar akıllı ve olgun olduğuna inanıyorum.”

Times of Turkey Genel Yayın Yönetmeni Reşit Kemal As ile Venedik’te bir araya gelen İtalya’nın Veneto Bölge Parlamentosu üyesi Stefano Valdegamberi, Mayıs ayında Türkiye’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili soruları yanıtladı.

İtalyan siyasetçi Valdegamberi, Türkiye’nin son 20 yıldaki gelişimine dikkat çekerken Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasında (GSYİH) önemli bir sıçrama yapıldığını söyledi. Valdegamberi, “Vatandaşlar arasında refah daha yaygın hale geldi ve ülkenin inovasyona yönelik yapısal yatırımları önemliydi. Örneğin ihracat ve turizmde birçok rekor elde edildi. 2000’li yıllarda olduğu gibi Türkiye artık eskisi gibi Külkedisi değil” dedi.

Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin önemli bir diplomasi yürüttüğünü belirten  Valdegamberi, “Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer pek çok hikayede de görüyoruz. İtalya’da defalarca söylediğim gibi, Erdoğan’ın rolünü Avrupa Birliği oynamalıydı” ifadelerini kullandı.

İşte İtalya’nın Veneto Bölge Parlamentosu üyesi Stefano Valdegamberi’nin Times of Turkey Genel Yayın Yönetmeni Reşit Kemal As’a verdiği özel röportajı…

“Erdoğan döneminde Türkiye önemli sıçrama yaptı”

– Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ne düşünüyorsunuz?

Erdoğan’ın ilk dönemlerinde şüpheyle baktığımı söylemeliyim. Erdoğan’ın iktidara gelişi Batı’da ‘geriye dönüş’ olarak görüldü. Ancak daha sonraları benim fikrim değişti. Erdoğan, gelenek ile modernizmi, İslam ile laikliği sentezlemeyi başarabilmiştir.

Bir insan kendi tarihini ve köklerini göz ardı ederek bir gelecek inşa edemez. Bana öyle geliyor ki Erdoğan, Avrupa Birliği’nin aksine bunu anladı. Yaptığı işlerde uluslararası arenada oldukça görünüyor. Özellikle Rus-Ukrayna kriziyle ilgili olarak siyasi sahnede otoriter bir şekilde hareket etti. Avrupalı ​​liderlerimizin yaptığı gibi dikte altında bir pozisyon almak yerine kendisini çatışan taraflar arasında ustaca bir muhatap olarak konumlandırdı. Çalışma hakkında bir fikir vermem gerekirse, sonuçta objektif ve tartışmaya açık olmayan rakamlara bakarım. Erdoğan’ın hükümetleri döneminde, Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasında (GSYİH) önemli bir sıçrama yapıldı. Vatandaşlar arasında refah daha yaygın hale geldi ve ülkenin inovasyona yönelik yapısal yatırımları önemliydi. Örneğin ihracat ve turizmde birçok rekor elde edildi. 2000’li yıllarda olduğu gibi Türkiye artık eskisi gibi Külkedisi değil.

İlginizi çekebilir!  ABD-Meksika Sınırını Kimler Geçiyor

Türkiye’nin Erdoğan gibi güçlü bir lidere ihtiyacı var

-Mayıs ayında Türkiye’de seçimler yapılacak. Size göre Erdoğan’ın seçimleri kazanması ya da kaybetmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Buna Türk vatandaşları karar verecek. Dışarıdan bir izleyici olarak şunu söyleyebilirim ki, Erdoğan gibi güçlü bir liderin daha fazla denge, istikrar ve güvenlik sağlayabileceği hassas bir dönem.

Bence Türkiye’nin güçlü bir lidere ihtiyacı var. Yanlış seçimler ve dışarıdan gelen etkiler, çatışmaların yozlaşmasına ve uzamasına neden olabilir. Bariz sebeplerden dolayı Erdoğan’ı yenilgiye uğratmak için dışarıdan güçlü bir müdahale olduğunu düşünüyorum. Türk insanının bunu anlayacak kadar akıllı ve olgun olduğuna inanıyorum. Daha önce de beceriksiz darbe girişimi üzerinden zor kullanılarak bir girişimde bulunulmuştu. Türklerin kendi geleceklerinin mimarları olmaları ve gündemlerini arkadaş gibi davranan ama onların iyiliği için çalışmayanlar tarafından dikte ettirilmemeleri gerektiğine inanıyorum. Ben her zaman devletlerin ve halkların dış müdahaleden bağımsızlığından yanayım.

Türkiye’deki olası istikrarsızlık Avrupa’yı etkiler

-Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi durumunda bunun jeopolitik sonuçları ne olabilir?

Türkiye stratejik bir coğrafi konumda yer almaktadır. Böyle bir ülkenin liderinin dışarıdan kontrol edilmesi durumu, bölgedeki istikrarı bozabileceği gibi bunun Avrupa’yı da etkileme ihtimali yüksek. Belki benimki biraz felaket bir vizyon ama özellikle batı cephesinde çok fazla şahin ve az güvercin görüyorum. Biz sadece silahlar hakkında konuşuyoruz, müzakereler hakkında asla konuşmuyoruz. Avrupa’nın dağılması üzerine bahis oynayanların olduğunu hatırlayalım. Türkiye bunun için kullanılacak fitil olabilir. Halklar birlikte gözlerini açarak ve ülkelerinin iç siyasetine herhangi bir dış müdahaleyi reddederek bu fitili etkisiz hale getirmelidir. Oy vermek bu konuda da bir sorumluluktur.

Erdoğan’ın yaptığını Avrupa Birliği yapamadı

-Avrupa, Türkiye’yi AB’ye kabul etmeli mi?

Türkiye, AB’nin bir parçası olmak istediği konusunu gerçekten gözden geçirmeli.

İlginizi çekebilir!  Gri Liste, Yabancı Yatırımlar Ve Fiyat İstikrarı

Açıkçası, AB’nin davranış biçiminden çok hayal kırıklığına uğradım. AB, Shuman, De Gasperi, Adenauer gibi kurucu babaların ruhundan çok uzak. Ruhsuz ve politik öznellikten yoksun bir kurum. Daha doğrusu dış politikasını başka bir örgüte yani NATO’ya, emirlerini hem müttefiki hem de rakibi olan bir ülkeden alan bir kurum. Bunu çelişkilerle dolu bir karmaşa olarak görüyorum. Ayrıca Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer pek çok hikayede de görüyoruz. İtalya’da defalarca söylediğim gibi, Erdoğan’ın rolünü Avrupa Birliği oynamalıydı. Ancak bugün Avrupa siyasi öznellikten yoksundur. AB, dışarıdan siyasi emir alma paradoksunu gören büyük bir ekonomik-finansal yapıdır. Dışarıdan hareket edenlerin Avrupa’nın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğinden emin miyiz? Bu konuda ciddi şüphelerim var.

“TOGG iddialı bir hedef”

-Türkiye yeni İHA-SİHA insansız hava araçları yaptı ve yeni bir araba üretti. Bunlar tarihi yenilikler. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

TOGG, Türkiye’de son yıllarda teknoloji ithal eden bir ülkeden yenilikçi ve ihracatçı bir ülkeye dönüşen inovasyon sıçramasının bir parçasıdır. Tamamen Türk olan ilk otomobil, ülkeniz için iddialı bir hedefti ve bence bu, daha da iddialı hedeflere doğru yalnızca ilk adımı temsil ediyor. İHA ve SİHA’lara gelince, onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Silahlardan ziyade çatışmaların nasıl çözüleceği ve etkisiz hale getirileceği hakkında konuşmayı tercih ederim.

Yorumlar kapalı.