Ferhat ÜNLÜ – 31 Ekim 2023
NİLİ… Açılımıyla Netzah Israel Lo Ishakere, yani İsrail’in İhtişamı Bitmeyecek! Tam çevirisi bu… Kimileriniz bu NİLİ adını muhtemelen ilk kez duyuyordur. Ama bilenler olarak da bu yazıda yeni, haber değeri yüksek bilgiler bulacaksınız. Başka hiçbir yerde bulamayacağınız türden bilgiler… Önce tarihten başlayacağız, yazının manşetindeki cümlenin altını ise yazının sonunda hakkıyla dolduracağız. Efendim NİLİ’yi bir defa tarihe ve istihbarata meraklı her Türk vatandaşının bilmesinde fayda var. Zira 1915-1917 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun toprağı olan Filistin’de biz Türklere karşı kurulmuş bir Yahudi istihbarat şebekesi idi NİLİ.
Açılımı, ‘İsrail’in İhtişamı Bitmeyecek’ anlamına gelen bir İbranice cümlenin kısaltması dedik. Ne İsrail’miş arkadaş! 75 yılda mahallemizden başlayarak dünyaya bu kadar huzursuzluk verdi, 750 yıl yaşasa kim bilir ne kadar verir bu mantaliteyle; hesap edin.
Ha bu arada… Tamam; Yahudiler istihbarat konusunda tecrübeleri kadim zamanlara dayanan bir ırk, ama bu NİLİ’nin temellerini kendileri değil, İngilizler attı; onu atlamayalım. Bir başka deyişle, Yahudiler, Jungien anlamda arketipsel istihbarat bilgilerini İngilizler’in ‘know how’ı ile güncellediler diyebiliriz. Bu da 20. Yüzyılın başında Osmanlı’ya karşı oldu.
İsrail’in kurulmasından önce Mossad’ın atası sayılabilecek bir başka istihbarat örgütü de yine İngilizler tarafından Haganah adıyla 1920 yılında kurulmuştu. (Onun da İbranice’deki anlamı savunmadır.) Aslında Haganah, 1947 yılına kadar Yahudi yerleşimlerini savunmak amacıyla faaliyet gösteren bir paramiliter örgüttü.
BAL TUZAĞI UZMANI ESKİ NİLİ’Yİ DİRİLTMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bugünkü yazımızın asıl mevzuu olan NİLİ ise o dönemde İngilizlere çalışıyordu. İngilizler Osmanlı’nın yıkılmasını istiyordu çünkü. Gerçi İsrail’in kurulması için de Osmanlı’nın yıkılması gerekiyordu, bu anlamda Yahudilerin hedeflerine de elbette orta vadede hizmet etti NİLİ.
İmdi… Bu NİLİ denilen istihbarat şebekesi (teşkilat demeye bin şahit ister),
Filistin cephesinde Kudüs dâhil Alman ve Türk subaylarından bilgi almak için dünyanın casusluk kadar eski ikinci mesleğini icra eden kadınlardan bile istifade etmiştir. Gene Honey Trapping, yani Ballı Tuzak işleri… Burayı da mimleyelim.
İkinci ‘imdi’ye gelelim… Çünkü artık atalarımızın âmiyane tabiriyle zurnanın zırt dediği yere, yani işin tarihsel açıdan püf noktasına gelmiş bulunuyoruz.
Size içeriden (inside) bir haber vereceğim. Tabii 30 yıllık istihbarat habercisi olarak İsrailli kaynaklardan derlenen bilgileri süzerek… İsrail, daha doğrusu Benjamin Netanyahu yönetimi bu NİLİ adlı istihbarat şebekesini diriltmiş. Hem de bir suikast birimi olarak… Yeni nesil NİLİ’nin hedefi de neymiş biliyor musunuz 7 Ekim Aksa Tufanı’nı yöneten Hamas üyelerine suikast düzenlemek.
İyi de Hamas yöneticileri, üyeleri zaten Gazze’de. Oraya kara harekâtıyla girmeleri, yani suikast yapmadan önce askeri olarak sonuca erişmeleri lazım.
Bunu hedefliyorlar ama başka bir hedefleri daha var. İsrail medyasına konuşan eski bir İsrailli askeri istihbaratçı -‘Amancı’ diyelim ona çünkü askeri istihbaratlarının adı Aman- Bregman Ahron şöyle diyor:
“Gerçek şu ki İsrail, Gazze’de olmayan Hamas üyelerinin de peşine düşecek, Katar ve Türkiye gibi ülkelerde…”
Bak hele bak bak! Bu cümleyi görünce “Allah Allah, ciddi yav!” diyesi geliyor insanın.
Bak bu, tüm dengeleri değiştirir! Türkiye ve Katar’da Hamas yöneticilerinden kim var ki, biz bilmiyoruz varsa bile… Şimdi bu olmadı NİLİ. Türkiye-İsrail ilişkilerini 1990’lı yıllardaki gibi sanıyorlar hâlâ. O zaman onlara sonrasını hatırlatalım: Rusların buraya suikast timleri geldi, aramız da Moskova ile iyi olmasına rağmen… 2016’da gelir gelmez bunları enseledi Milli İstihbarat Teşkilatı. Türkiye’deki Filistinliler hakkında istihbarat toplayan ve yine Filistinlilerden oluşan (Buraya da bir İspanyol atasözü bırakalım: İhanet hoşa gitse de hain sevilmez…) Mossad hücresini çökerttiği de sır değil MİT’in.
Bu NİLİ de aynı akıbeti yaşar.
Bir de bu NİLİ birimini, 5 Eylül 1972 tarihinde Münih Olimpiyatlarında 11 İsrailli atletin öldürülmesinden sonra yürüttükleri operasyondan ilhamla kurmuşlar. Filmi de yapıldı bunun; Steven Spielberg tarafından… Spielberg yaranamadı ama İsraillilere.
Hâlbuki film, bayağı aslına sadık bir istihbari suikast filmiydi. Olimpiyatlarda İsrailli atletleri öldüren veya bunun talimatını veren Filistinli Kara Eylül Örgütü’nün peşine düştü Mossad’ın Kidon, yani suikast timi. Sonuç da aldılar. İsrail, bu operasyona ‘Tanrının Gazabı’ adını vermişti.
İÇİNDE HEM MOSSAD, HEM DE ŞİN BET AJANLARI VAR
Bu arada bu yeni NİLİ biriminin içinde hem Mossad, hem de Şin Bet ajanları varmış. Bilmeyenler için söyleyeyim; Şin Bet, İsrail’in dâhili istihbarat teşkilatı. Açılımı Şerut-ha-Bitah’on ha-K’ali; anlamı Genel Güvenlik Servisi…
Eski, tarihi NİLİ üzerine de vaktiyle epey çalışmış, bu konuda elliye yakın kaynak okumuş ve MİT Efsanesi adlı kitabımda NİLİ’yi yazmış bir gazeteciyim.
Yazının başında bahsettiğim olayı doğrulayan İsrailli’nin adı Ahron Bregman. İsrail ordusunda altı yıl geçirmiş. Bahsettiğim askeri istihbaratçı… Şimdi Londra’da King’s College’da görevliymiş.
Bu herif, gönül rahatlığıyla yeni NİLİ biriminin gerçek olduğunu söylüyor. Gerçi İsrailliler böylesi şeyleri, gizemli şehir efsaneleri türetmek ve propaganda güçlerini artırmak için de yaparlar.
Netanyahu hükümetine gelince… Onlar da bu yeni NİLİ konusunda; istihbaratın o meşhur klişesiyle ‘neither confirm, nor deny’ yani ne teyit, ne de tekzip ederim konseptiyle hareket ediyor. Bu da dolaylı yoldan doğrulama demek. Zaten kendi sızdırıyor, sonra da ‘ne doğrularım ne de yanlışlarım’ diyor. Biz de yedik! Anadolu çocuğuyuz, yer miyiz!
Birkaç cümleyle yazıyı toparlayalım efendim: Benim bu bildiklerimi istihbarat teşkilatımız MİT’in de bildiğini biliyorum. Ben onlardan öğrenmedim, ama bildiklerini biliyorum. Mutlaka tedbirlerini almışlardır. Gelsin bakalım NİLİ… Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi geldikleri gibi giderler…