Ortadoğu uzmanı değilim, Savaş Uzmanı veya stratejisit hiç değilim fakat bin yıl önce bu toprakları Vatan yapıp ve bu vatan topraklarının bir karışına bile göz dikenlerin karşısında kararlılıkla mücadele eden bu Necip milletin bir Ferdi olarak elbette ki yaşadığımız coğrafyada olup bitenler hakkında öngörülerimiz ve yorumlarımız olacaktır.
Gelelim şimdi konumuza yani İsrail İran gerginliğine..
Dikkat ederseniz Gazze İsrail savaşı başladığından beri İsrail belirli aralıklarla İran’a sataşmaktadır.
Amacı, savaşı dar bölgeden çıkarıp bütün Ortadoğu’ya savaşı yaymaktır. Hatta daha da ileri giderek Rusya’yı bile bu denkleme dahil etme gayretlerini hep birlikte görmekteyiz.
Son olarak Şam’daki İran konsolosluğuna yaptıkları saldırı bu niyetlerini daha da belirginleştirmiştir.
Fakat bir bakıyoruz ki, İran için büyük bir tehdit anlamına gelen bu saldırı sonrası dağ fare doğuruyor adeta.
Sakın yanlış anlaşılmasın buradan savaş çığırtkanlığı yapacak biri değilim, hatta savaşların sonucunu çok iyi bilen biri olarak mümkünse aklı selim olmaktan yanayım.
Fakat tehditte bulunan İsrail’in ağa babasını biliyoruz bu yüzdendir ki “kırmızı döşek” efeleri gibi efelenmekte..
Oysa İran bu tehditlere boyun eğecek biri olmadığına göre tuhaf misillemeler görüyorum bu konuda.
İran’ın karşılık olarak Hürmüz boğazında el koyduğu İsrail gemisi bu işin karşılığı olmamalı..
Bunu Somalili üç beş korsan Kızıldeniz’de her gün yapıyor, bunun için güçlü bir devlet olman gerekmiyor.
Hizbullah’ın fırlatmış olduğu önden haberli göstermelik roketler hiç olmamalı ..
Hizbullah demişken burunlarının dibinde cereyan eden bu savaşta, daha doğrusu katliamda İsrail’e karşı cılız bir iki eylem dışında eli kolu bağlı olarak olayı seyretmeleri neler oluyor diye düşündürüyor bizleri.
Sanki danışıklı dövüş gibi bir resim karşımda görmekteyim..
Sizi bilmem ama bu tehditlere karşı İran’ın bir kargo gemisine el koymasını bir misilleme gibi göstermesi İran’ın bu konuda aczi yetinin ifadesi olarak görülmektedir.
Rusya ve Çin’den bu konuda destek alamamasını İran’ın yalnızlığa itildiğini düşüne bilirsiniz ki haklısınız. İyide İran yıllardır bölgede kendini yalnızlaştırma gayreti içinde değil mi? Bölgenin konumundan dolayı dostlukları pekiştirme yerine dostlarla ayrışmayı tercih etmedi mi?
Hatta daha ileri gideyim, yarın İsrail ile Türkiye arasında ciddi bir sorun olursa İran İsrail’den yana tavır alırsa hiç şaşırmam ki yüzde yüz böyle olur.
Tarihte Ortadoğu bölgesinde özellikle Müslüman ülkelerde batılı ajanların cirit attığını, bölge insanlarının bir birine kırdırılmasının alt yapısını sağladıklarını hep görmüşüzdür.
O günden bugüne değişen hiç bir şey yok maalesef, adam gibi bir birliktelik sağlayabilsek dünyaya hükmedeceğimiz bir gücümüz varken erken kalkanın posta koyduğu bir coğrafyaya döndük maalesef.
Sonuç olarak bu işin uzmanları İsrail İran gerginliğine ne der bilmiyorum ama bana sanki Kayıkçı kavgası gibi geliyor bu tablo aksi takdirde İran bu işe misilleme olarak korsancılık oynamaz adam gibi bir karşılık verirdi.
Yazıyı kaleme aldığım bu saatlerde İran’ın Droneler ile saldırıya geçtiği haberlerini, ben yine de bir sonuç almaktan öte kendi kamuoyunu tatmin etmeye yönelik bir hamle olarak değerlendiriyorum.
Üstelik saldırı için gönderilen Droneler henüz İsrail hava sahasına gelmeden Ürdün tarafından düşürülüyor olmasını da göz ardı etmemek gerekiyor.
İran’da çok iyi biliyor ki göndermiş olduğu yüzlerce hava aracı henüz İsrail’e ulaşmadan imha edilecektir. Bunu bile bile yapılan bu kuru gürültü maalesef masum insanların katledilişinin tuzu biberi olmaktan öteye geçmeyecektir.
Özet olarak naçizane düşüncem İran İsrail’e gürler ama yağamaz!
İnşallah ben yanılırım!