ferhat ünlü

Ferhat ÜNLÜ

Orta Doğu’da son üç gündür çalan savaş çanları; İran’ın İsrail’e yönelik davul zurnayla duyurulmuş ve İsrail tarafında bir kayba yol açmayan hava saldırısıyla birlikte şimdilik susturuldu. İran’ın İsrail’le bir konvansiyonel savaşa girmeye istekli olmadığı; saldırının formatı, dozu ve sonrasında İran’ın Birleşmiş Milletler Temsilcisi’nin yaptığı, “Bu iş sonuçlandı. İsrail bir hata daha yaparsa karşılığı daha ağır olacak” açıklamasıyla teyit edildi.

İran ile İsrail arasında şiddetlenecek bir çatışmanın bölgesel ve küresel açıdan istenmeyecek sonuçlara yol açacağı izahtan vareste. Ülkemiz açısından düşünürsek, savaş durumunda zaten iç savaşlar nedeniyle çok sayıda göçmen barındıran ülkemize bir mülteci akını da İran’dan başlayabilir. Bu durumda göçmen olarak bir Fars eksikti deriz.

Türkiye, İran-İsrail gerilimine dair şu ana kadar resmi bir açıklama yapmadı, daha ziyade gelişmeleri izleme stratejisi izliyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Gazze krizinin başlangıcında dile getirdiği “Ya büyük bir savaşa ya da büyük bir savaş gideriz” söylemi Türkiye’nin durduğu itidalli pozisyonu izah ediyor.

Türkiye bölgesinde bir savaş istemiyor. Ve fakat savaş olursa kendi ulusal çıkarları doğrultusunda ona göre yeni bir pozisyon belirleyecek.

 

İRAN’IN SALDIRISI GAZZE’Yİ GÖLGELEDİ

İran’ın dün geceki hava saldırısının en büyük siyasi sonucu, İsrail’de Netanyahu yönetiminin başlattığı Gazze kıyımını gölgede bırakması. Netanyahu’nun Batı’da iyiden iyiye bozulan imajı geçici olarak düzeldi, İsrail halkı Netanyahu karşıtlığına ve yandaşlığına bakmaksızın konsolide olmaya başladı. Ha keza; Amerika Birleşik Devletleri ve Biden yönetiminin Gazze katliamlarından ötürü artık taşınamaz raddeye gelen İsrail eleştirileri bir yana bırakıldı, Tel Aviv’e yeni silahlar sevk edilecek.

Rusya’nın çatışmanın derinleşmesi durumunda Çin, İran ve Kuzey Kore bloğu şeklinde şekillenen cephede İran’ın yanında duracağını açık etmesi; ABD, NATO bloğunun Batılı üyeleri, İsrail ve Birleşik Krallığı birbirine yaklaştırdı.

İlginizi çekebilir!  Ver Ağacı Al Villayı! - Serkan Üstüner

Gazze’deki katliamların başından bu yana Batılı halkların İsrail tepkisi de bir parça dindirilmiş oldu.

İran’ın hava saldırısının siyasi sonuçları böyle. Askeri açıdan da İsrail’e ciddiye alınır bir zarar vermedi bu saldırılar. İsrail Ordu Sözcüsü’nün açıklamasına göre, İran’ın saldırısında ülkenin güneyindeki bir askeri üste küçük çaplı hasar oluştu, can kaybı yok.

İran, İsrail’e çok sayıda İnsansız Hava Aracı (İHA), seyir füzesi ve balistik füze göndermişti. Bu silahların çoğu İsrail hava sahası dışında engellendi.

İsrail kaynaklarına göre İran’ın insansız saldırı filosu toplam 331 unsurdan oluşuyordu. İran tarafından 185 kamikaze İHA fırlatıldı, tamamı düşürüldü veya düştü. 110 balistik füzenin 103’ü düştü, yedisi isabet etti. 36 seyir füzesi ateşlendi, tamamı düşürüldü veya düştü. İsrail’in hava savunmasını, Demir Kubbe’yi aşmayı başaran füzeler Nevatim Hava Üssü’nde küçük çaplı hasara neden oldu.

 

KARADA İRAN GÜÇLÜ, HAVADA GÜÇLER EŞİT GİBİ

İran’ın ile İsrail’in daha büyük çaplı, kapsamlı bir saldırıya dönüşmesi ihtimalini göz önüne alarak iki tarafın askeri güç dengesine da hızlıca bakalım. Muhtemel savaş, kolay kolay kara savaşına dönüşmez ama biz yine de iki tarafın kara gücüne bakalım: İran silahlı kuvvetlerinin, geleneksel ordu ve İslam Devrim Muhafızları Birliği’nde en az 534 bin muvazzaf ve yaklaşık 400 bin rezerve personeli var. Yani İran ordusu karada nicelik açısından güçlü.

İsrail’e kara gücü açısından bakarsak ülkenin ciddi bir personel yetersizliği var, bununla birlikte IDF’nin teknolojisi yüksek. İsrail ordusunun toplamda dört birimi bulunuyor. Kara kuvvetleri, hava kuvvetleri, hava savunma kuvvetleri ve deniz kuvvetleri. Etkin personel sayısı 160 bin, rezerve personel 630 bin. İsrail ordusunda kadınlar da zorunlu askerliğe tabii, çünkü personel eksiği var.

İlginizi çekebilir!  NATO-Rusya savaşının şifreleri

İran’ın balistik füze ve İHA envanteri kara gücü gibi iyi ama İsrail de bu alanda güçlü bir ülke. İran, dün de görüldü ki; Orta Doğu’daki en büyük balistik füze ve insansız hava aracı cephaneliklerinden birine sahip. Buna seyir füzeleri ve gemisavar füzelerin yanı sıra menzili 2 bin kilometreye yakın balistik füzeler de dâhil.

İsrail’in hava gücünde 589 uçak, 191 helikopter, 32 İnsansız Hava Aracı bulunuyor. Ayrıca SA-6 Füze Sistemi, HAWK başta olmak üzere muhtelif füze bataryaları var.

 

İSRAİL’İN BARİZ AVANTAJI NÜKLEER GÜCÜ

İsrail’in İran’a göre en bariz üstünlüğü bir nükleer güç olması. 1967’den beri nükleer silahları var Tel Aviv’in. Bu silahları ilk olarak 1985 yılında Mordehay Vanunu adlı benim de elektronik posta ile röportaj yaptığım Necef’teki nükleer teknisyen ifşa etmişti. İsrail’in çok sayıda nükleer başlıklı silahı mevcut. Ama bunları kullanması dünya savaşına yol açmak demek.

İsrail, İran’a göre gizli servis işlerinde değilse bile, suikast işlerinde daha mahir. İsrail’in İran’ın nükleer fizikçilerini bugünler için öldürdüğünü söyleyebiliriz.

Bu tür durumlarda ‘savaş toto’ oynamak pek akıllıca değildir, ancak İran’ın İsrail ile gerçekten büyük çaplı bir çatışmaya girmek istediğini sanmıyorum. Bu, zaten bölgemizi kaosa sürükleyecek bir ihtimal olduğu için Türkiye’nin de tercih edeceği bir seçenek değil.

Yazıyı birkaç cümleyle toparlayayım: Senaryolar muhtelif ve Türkiye’nin bütün farklı senaryolara karşı siyasi, askeri hazırlığı var. Her zamanki gibi aşil topuğumuz ekonomi. Dünya savaşı da ihtimaller dâhilinde. Bölgesel ve küresel bir yıkıma yol açacağı için global silah tacirleri hariç kimsenin bu ihtimalin değirmenine su taşımaması gerekiyor.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.