Her Son Bir Başlangıç Değil midir?

rabia yavuz

Birinden ayrılmak çoğu zaman zordur. Hatta çok çok zor olabilir zira bir kişiden ayrılmak sadece bir insanın hayatınızdan ayrılmasından fazlasıdır. Sadece birini kaybetmeyiz bir ilişkiyi bitirdiğimizde. Bir ideali de kaybederiz; kurduğumuz hayallerle de vedalaşmamız gerekir.  İlişkideki halimizi de yitiririz. Yalnızlığa kapı aralarız belki de hazırlık yapmadıysak.

 

Birlikte yaptıklarımızla da vedalaşmamız elzemdir yoksa bize iyi gelmeyen bir ilişkide yıllarca acı çekmeye devam edebiliriz. Neden bu ilişkiyi bitiremiyorum diye soranlar varsa aramızda, söylemek isterim ki: Bitirmek zordur ama iyi bitirmek de mümkündür.

 

Bir kitaptan aldığımız lezzeti kitabın nasıl bir sonla bittiği temelden şekillendirebiliyorsa ilişkimize nasıl bir son yazdığımız da ilişkinin tüm hatıralarını şekillendirebilir. Hafıza üzerine çalışan uzmanlar deneyimlerimizi nasıl anlamlandırdığımıza göre o ilişkiyi hatırladığımızı söylüyor. Hatta o deneyim hakkında ne kadar düşünüp düşünmeyeceğimizi bile etkileyebiliyor yazdığımız sonlar. Acı tatlı deneyimlerimize dair muhakemelerimiz tecrübelerimiz hakkında nasıl hissedeceğimizi orantısız bir şekilde etkiliyor. Muhteşem bir yetenek!

 

Ayrılıklar doğası gereği zordur lakin iyi bir şekilde hazırlandığımız ayrılıklar geleceğe kapı aralamakla kalmaz eski deneyimlerimizi nasıl hatırlayacağımızı, geçmişimize nasıl yaklaşacağımızı da belirler.  İyi bir ayrılık iki kişinin nasıl iletişim kurduğuna, birbirlerinden ayrılırken nasıl davrandıklarına ve yeni olasılıklara ne kadar hazır olduklarına kadar birçok faktörden etkilenir.

 

İlişkilerimiz kendimiz hakkında bize çok şey söyler. Bir ilişkide kendimizin kör noktalarını başka birinin aynasında görme fırsatı da buluruz. Elbette, seçtiğimiz ayna ise hikâyenin yarısını şekillendirendir. O nedenle ilişkilerimizde kendi rolümüzü keşfetmeye odaklanabilirsek ilişkiden öğrendiğimiz bize dair her bilgi o ilişki devam etse de etmese de öğrenmenin bir parçası olarak değerlendirilebilir hale gelir. Kayıplardan ya da zorluklardan bir anlam çıkarmak için ayrılığın kendisi de dahil olmak üzere bir çiftin paylaştığı en keyifli zamanlar kadar önem kazanır.

İlginizi çekebilir!  Zeytinyağında Bir Dünya Markamız Neden Yok?

 

Ayrılıkların psikolojik sağlamlık kazanmak noktasında da bize bir büyüme fırsatı sunduğuna dair birçok çalışma mevcut. Elbette ayrılık yanında acı, kayıp ve özlemden oluşan kocaman bir duygu karmaşasını yanında getirebilir lakin öğrenme becerimizi harekete geçirerek üst düzey beyin ağlarını da aynı zamanda etkinleştirmektedir. Beynimizin bu muhteşem özelliği sayesinde kayıp da olmak üzere birçok şeye uyum sağlayabiliyoruz. Belki özümüze yeterince şans verebilsek günümüzde çokça peşinden koşulan özgüvene sahip olabileceğiz. Bu mümbit içsel kaynakla tanıştığımızda ise hayatımıza giren ya da çıkan kim olursa olsun kendi konumumuzu kaybetmeyebiliriz.

 

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Birinden ayrılmak çoğu zaman zordur. Hatta çok çok zor olabilir zira bir kişiden ayrılmak sadece bir insanın hayatınızdan ayrılmasından fazlasıdır. Sadece birini kaybetmeyiz bir ilişkiyi bitirdiğimizde. Bir ideali de kaybederiz; kurduğumuz hayallerle de vedalaşmamız gerekir.  İlişkideki halimizi de yitiririz. Yalnızlığa kapı aralarız belki de hazırlık yapmadıysak.

 

Birlikte yaptıklarımızla da vedalaşmamız elzemdir yoksa bize iyi gelmeyen bir ilişkide yıllarca acı çekmeye devam edebiliriz. Neden bu ilişkiyi bitiremiyorum diye soranlar varsa aramızda, söylemek isterim ki: Bitirmek zordur ama iyi bitirmek de mümkündür.

 

Bir kitaptan aldığımız lezzeti kitabın nasıl bir sonla bittiği temelden şekillendirebiliyorsa ilişkimize nasıl bir son yazdığımız da ilişkinin tüm hatıralarını şekillendirebilir. Hafıza üzerine çalışan uzmanlar deneyimlerimizi nasıl anlamlandırdığımıza göre o ilişkiyi hatırladığımızı söylüyor. Hatta o deneyim hakkında ne kadar düşünüp düşünmeyeceğimizi bile etkileyebiliyor yazdığımız sonlar. Acı tatlı deneyimlerimize dair muhakemelerimiz tecrübelerimiz hakkında nasıl hissedeceğimizi orantısız bir şekilde etkiliyor. Muhteşem bir yetenek!

 

Ayrılıklar doğası gereği zordur lakin iyi bir şekilde hazırlandığımız ayrılıklar geleceğe kapı aralamakla kalmaz eski deneyimlerimizi nasıl hatırlayacağımızı, geçmişimize nasıl yaklaşacağımızı da belirler.  İyi bir ayrılık iki kişinin nasıl iletişim kurduğuna, birbirlerinden ayrılırken nasıl davrandıklarına ve yeni olasılıklara ne kadar hazır olduklarına kadar birçok faktörden etkilenir.

 

İlişkilerimiz kendimiz hakkında bize çok şey söyler. Bir ilişkide kendimizin kör noktalarını başka birinin aynasında görme fırsatı da buluruz. Elbette, seçtiğimiz ayna ise hikâyenin yarısını şekillendirendir. O nedenle ilişkilerimizde kendi rolümüzü keşfetmeye odaklanabilirsek ilişkiden öğrendiğimiz bize dair her bilgi o ilişki devam etse de etmese de öğrenmenin bir parçası olarak değerlendirilebilir hale gelir. Kayıplardan ya da zorluklardan bir anlam çıkarmak için ayrılığın kendisi de dahil olmak üzere bir çiftin paylaştığı en keyifli zamanlar kadar önem kazanır.

İlginizi çekebilir!  Mahşerin Dört Atlısı: ABD, İsrail, İngiltere ve ‘Beş Göz’

 

Ayrılıkların psikolojik sağlamlık kazanmak noktasında da bize bir büyüme fırsatı sunduğuna dair birçok çalışma mevcut. Elbette ayrılık yanında acı, kayıp ve özlemden oluşan kocaman bir duygu karmaşasını yanında getirebilir lakin öğrenme becerimizi harekete geçirerek üst düzey beyin ağlarını da aynı zamanda etkinleştirmektedir. Beynimizin bu muhteşem özelliği sayesinde kayıp da olmak üzere birçok şeye uyum sağlayabiliyoruz. Belki özümüze yeterince şans verebilsek günümüzde çokça peşinden koşulan özgüvene sahip olabileceğiz. Bu mümbit içsel kaynakla tanıştığımızda ise hayatımıza giren ya da çıkan kim olursa olsun kendi konumumuzu kaybetmeyebiliriz.

 

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

rabia yavuz

Birinden ayrılmak çoğu zaman zordur. Hatta çok çok zor olabilir zira bir kişiden ayrılmak sadece bir insanın hayatınızdan ayrılmasından fazlasıdır. Sadece birini kaybetmeyiz bir ilişkiyi bitirdiğimizde. Bir ideali de kaybederiz; kurduğumuz hayallerle de vedalaşmamız gerekir.  İlişkideki halimizi de yitiririz. Yalnızlığa kapı aralarız belki de hazırlık yapmadıysak.

 

Birlikte yaptıklarımızla da vedalaşmamız elzemdir yoksa bize iyi gelmeyen bir ilişkide yıllarca acı çekmeye devam edebiliriz. Neden bu ilişkiyi bitiremiyorum diye soranlar varsa aramızda, söylemek isterim ki: Bitirmek zordur ama iyi bitirmek de mümkündür.

 

Bir kitaptan aldığımız lezzeti kitabın nasıl bir sonla bittiği temelden şekillendirebiliyorsa ilişkimize nasıl bir son yazdığımız da ilişkinin tüm hatıralarını şekillendirebilir. Hafıza üzerine çalışan uzmanlar deneyimlerimizi nasıl anlamlandırdığımıza göre o ilişkiyi hatırladığımızı söylüyor. Hatta o deneyim hakkında ne kadar düşünüp düşünmeyeceğimizi bile etkileyebiliyor yazdığımız sonlar. Acı tatlı deneyimlerimize dair muhakemelerimiz tecrübelerimiz hakkında nasıl hissedeceğimizi orantısız bir şekilde etkiliyor. Muhteşem bir yetenek!

 

Ayrılıklar doğası gereği zordur lakin iyi bir şekilde hazırlandığımız ayrılıklar geleceğe kapı aralamakla kalmaz eski deneyimlerimizi nasıl hatırlayacağımızı, geçmişimize nasıl yaklaşacağımızı da belirler.  İyi bir ayrılık iki kişinin nasıl iletişim kurduğuna, birbirlerinden ayrılırken nasıl davrandıklarına ve yeni olasılıklara ne kadar hazır olduklarına kadar birçok faktörden etkilenir.

 

İlişkilerimiz kendimiz hakkında bize çok şey söyler. Bir ilişkide kendimizin kör noktalarını başka birinin aynasında görme fırsatı da buluruz. Elbette, seçtiğimiz ayna ise hikâyenin yarısını şekillendirendir. O nedenle ilişkilerimizde kendi rolümüzü keşfetmeye odaklanabilirsek ilişkiden öğrendiğimiz bize dair her bilgi o ilişki devam etse de etmese de öğrenmenin bir parçası olarak değerlendirilebilir hale gelir. Kayıplardan ya da zorluklardan bir anlam çıkarmak için ayrılığın kendisi de dahil olmak üzere bir çiftin paylaştığı en keyifli zamanlar kadar önem kazanır.

İlginizi çekebilir!  Bakan Fidan Mesajı SETA'da Verdi

 

Ayrılıkların psikolojik sağlamlık kazanmak noktasında da bize bir büyüme fırsatı sunduğuna dair birçok çalışma mevcut. Elbette ayrılık yanında acı, kayıp ve özlemden oluşan kocaman bir duygu karmaşasını yanında getirebilir lakin öğrenme becerimizi harekete geçirerek üst düzey beyin ağlarını da aynı zamanda etkinleştirmektedir. Beynimizin bu muhteşem özelliği sayesinde kayıp da olmak üzere birçok şeye uyum sağlayabiliyoruz. Belki özümüze yeterince şans verebilsek günümüzde çokça peşinden koşulan özgüvene sahip olabileceğiz. Bu mümbit içsel kaynakla tanıştığımızda ise hayatımıza giren ya da çıkan kim olursa olsun kendi konumumuzu kaybetmeyebiliriz.

 

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.