Uyuşturucu İle Mücadele

haydar as

Haydar AS – 11 Mayıs 2024

 

Farkında mısınız bilmiyorum ama bu uyuşturucu illeti yakın zamanda başımıza büyük dertler açacak gibi.

Özellikle sentetik hap türü olan uyuşturucular tüm dünyada olduğu gibi maalesef ülkemizde de giderek yaygınlaşmaktadır.

Örneğin ilaç statüsünde olan metamfetamin denilen bir uyuşturucu türü, hem üretimi hem ulaşılması kolay, fiyatının da uygun olması özellikle alt gelir gruplarında gençlerin ilk tercihlerinin başında gelmektedir.

Bu arada, genç derken orta öğrenim çağındakilerden bahsediyorum. Aslında söylemesi bile zor olsa da Çocuk demek daha doğru maalesef.

Uyuşturucu ile mücadele adı altında her gün onlarca torbacı yakalanmasına rağmen sanki bölünerek çoğalır gibi sayıları giderek artmaktadır.

Aslında haksızlık etmek istemiyorum, çünkü gerçekten çok iyi bir mücadele yapıldığını biliyorum.

Fakat bu amansız mücadeleye rağmen halen hızla rakamlar artış gösteriyorsa o zaman bir yerde yanlış yapılıyor demektir.

Örneğin her gün torbacıların yakalanmasına rağmen piyasada arz eksilmiyorsa bir yerde yanlış yapıldığı ortaya çıkıyor.

Biz farkında olmadan torbacıların sayısını artırmış oluyoruz.

Mevcut torbacıları derdest ederek piyasaya yeni torbacıların çıkmasının önünü açarak aslında bu zehir sektörüne yeni elemanlar kazandırmış oluyoruz.

En tepedekine ulaşmak için en alttan başlamak lazım yöntemi belli ki fayda etmiyor.

Güvenlik güçlerimizin uçan bir sinekten bile haberdar olduğu bir dönemde tonlarca uyuşturucuyu yakalamalarına rağmen yine de bu konuda yetersiz kaldıklarını düşünmekteyim.

Bu arada topu Güvenlik birimlerine atıp bu sorumluluktan kaçma şansımız yoktur.

Ülke olarak bu konuda topyekün bir seferberlik ilan edip toplumun her ferdinin sorumluluk alarak elini taşın altına koyması gerekiyor.

Haber kanallarında kentin izbe yerlerinde içimizi acıtan görüntülerle izlediğimiz o gençler senin, benim değil ama bizim çocuklarımız, bizim gençlerimizdir.

İlk iş olarak aile kurumlarımız yol başçı olarak bu işe başlamalıdır.

Çocuklarının oto kontrolünü sağlayabilecek ailelere sözüm yok, fakat henüz o bilinçte olmayan aileler eğitilip çocuklarının hayata kazandırılması sağlanmalıdır. Çünkü genelde sorun bu tip ailelerde ortaya çıkıyor.

Kamu spotları yerine film yapımcıları ve senaristler senaryolarına bu konuda destek verecek filmler ve diziler yayınlayarak katkı sunabilirler.

Dikkat ederseniz yabancı film platformlarında tam tersine uyuşturucuları özendirici sahneleri sık sık görmekteyiz. Bunların önüne geçecek yaptırımlar maalesef uygulanmamaktadır.

Okullarımızda bu konunun çözümünü öğretmenlerimize bırakmak külliyen yanlış bir uygulamadır.

Daha geçtiğimiz gün benzer bir olaydan dolayı bir okul müdürümüz öğrencisinin bıçaklı saldırısı sonrası hayatını kaybetti.

Eğer okullarda öğrenci üzerinde arama tarama yapılmak isteniyorsa bunu o semtin polis birimlerinin yapması öğretmenlerimizi olası bir tehlikeden kurtarmış olur.

Valilik ve belediyeler bu gençleri rehabilite edecek projeler sunarak katkıda bulunabilirler.

Sonuç olarak, bu çocuklar hakkında hepimiz empati yaparak bunları tercihleriyle baş başa bırakmak yerine onları yeniden topluma kazandırmanın yollarını aramalıyız.

Çünkü; Bugün ötekileştirdiğimiz bu çocuklar, yarın geleceğimiz olacaktır..

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

haydar as

Haydar AS – 11 Mayıs 2024

 

Farkında mısınız bilmiyorum ama bu uyuşturucu illeti yakın zamanda başımıza büyük dertler açacak gibi.

Özellikle sentetik hap türü olan uyuşturucular tüm dünyada olduğu gibi maalesef ülkemizde de giderek yaygınlaşmaktadır.

Örneğin ilaç statüsünde olan metamfetamin denilen bir uyuşturucu türü, hem üretimi hem ulaşılması kolay, fiyatının da uygun olması özellikle alt gelir gruplarında gençlerin ilk tercihlerinin başında gelmektedir.

Bu arada, genç derken orta öğrenim çağındakilerden bahsediyorum. Aslında söylemesi bile zor olsa da Çocuk demek daha doğru maalesef.

Uyuşturucu ile mücadele adı altında her gün onlarca torbacı yakalanmasına rağmen sanki bölünerek çoğalır gibi sayıları giderek artmaktadır.

Aslında haksızlık etmek istemiyorum, çünkü gerçekten çok iyi bir mücadele yapıldığını biliyorum.

Fakat bu amansız mücadeleye rağmen halen hızla rakamlar artış gösteriyorsa o zaman bir yerde yanlış yapılıyor demektir.

Örneğin her gün torbacıların yakalanmasına rağmen piyasada arz eksilmiyorsa bir yerde yanlış yapıldığı ortaya çıkıyor.

Biz farkında olmadan torbacıların sayısını artırmış oluyoruz.

Mevcut torbacıları derdest ederek piyasaya yeni torbacıların çıkmasının önünü açarak aslında bu zehir sektörüne yeni elemanlar kazandırmış oluyoruz.

En tepedekine ulaşmak için en alttan başlamak lazım yöntemi belli ki fayda etmiyor.

Güvenlik güçlerimizin uçan bir sinekten bile haberdar olduğu bir dönemde tonlarca uyuşturucuyu yakalamalarına rağmen yine de bu konuda yetersiz kaldıklarını düşünmekteyim.

Bu arada topu Güvenlik birimlerine atıp bu sorumluluktan kaçma şansımız yoktur.

Ülke olarak bu konuda topyekün bir seferberlik ilan edip toplumun her ferdinin sorumluluk alarak elini taşın altına koyması gerekiyor.

Haber kanallarında kentin izbe yerlerinde içimizi acıtan görüntülerle izlediğimiz o gençler senin, benim değil ama bizim çocuklarımız, bizim gençlerimizdir.

İlk iş olarak aile kurumlarımız yol başçı olarak bu işe başlamalıdır.

Çocuklarının oto kontrolünü sağlayabilecek ailelere sözüm yok, fakat henüz o bilinçte olmayan aileler eğitilip çocuklarının hayata kazandırılması sağlanmalıdır. Çünkü genelde sorun bu tip ailelerde ortaya çıkıyor.

Kamu spotları yerine film yapımcıları ve senaristler senaryolarına bu konuda destek verecek filmler ve diziler yayınlayarak katkı sunabilirler.

Dikkat ederseniz yabancı film platformlarında tam tersine uyuşturucuları özendirici sahneleri sık sık görmekteyiz. Bunların önüne geçecek yaptırımlar maalesef uygulanmamaktadır.

Okullarımızda bu konunun çözümünü öğretmenlerimize bırakmak külliyen yanlış bir uygulamadır.

Daha geçtiğimiz gün benzer bir olaydan dolayı bir okul müdürümüz öğrencisinin bıçaklı saldırısı sonrası hayatını kaybetti.

Eğer okullarda öğrenci üzerinde arama tarama yapılmak isteniyorsa bunu o semtin polis birimlerinin yapması öğretmenlerimizi olası bir tehlikeden kurtarmış olur.

Valilik ve belediyeler bu gençleri rehabilite edecek projeler sunarak katkıda bulunabilirler.

Sonuç olarak, bu çocuklar hakkında hepimiz empati yaparak bunları tercihleriyle baş başa bırakmak yerine onları yeniden topluma kazandırmanın yollarını aramalıyız.

Çünkü; Bugün ötekileştirdiğimiz bu çocuklar, yarın geleceğimiz olacaktır..

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.