Topla, Kısırlaştır, Sahiplendir…

haydar as çiftçi

Haydar AS – 29 Mayıs 2024

 

Çıktı çıkıyor dediğimiz sokak hayvanları yasası tartışmaları da beraberinde getirdi.

Önceki yazımda bahsettiğim “mama lobisi” tartışmaların kripto tarafı olarak baş çekiyor maalesef.

Özellikle sosyal medyada sıradan bir vatandaşmış gibi yorum yazıp yasanın çıkmasını istemeyenlerin üzerindeki tozu üflediğimizde karşımıza bu işten büyük rant elde eden gruplar çıkıyor.

Bu rantçı çete öylesine bir algı çalışması yapıyor ki, sanırsın bütün toplum çıkacak olan yasaya karşıymış gibi..

Oysa toplumun büyük bir kesimi sorunun çözümü için yasanın çıkmasını umutla bekliyor.

Durum öyle bir hal almış ki, Dünya Sağlık Örgütü Kuduz riskli ülkeler arasında Türkiye’yi de gösterirken bir çok ülke Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarını bu konuda bilgilendirip uyarıyor.

Bu işi Avrupa nasıl çözmüş diye bir araştırma yapınca;

Avrupa’da bu konuda farklı uygulamalarla karşılaşıyoruz. Fakat uygulamalar farklıda olsa hemen hepsi bu sorunu çözmüşler, dolayısıyla gündemlerinde böyle bir sorun yok.

Bizde tartışılan uygulamalardan olan “uyutma” yöntemi de birçok Avrupa ülkesinin uyguladığı yöntemlerin başında geliyor.

Avrupa’daki birçok ülkede sokak hayvanları toplatılıp barınaklara götürülüyor sahiplendirme çalışması sonrası ise bazı ülkeler “uyutma” yolunu seçiyor.

Bu hayvanlar barınaklarda bazı ülkelerde haftalarca kalırken, bazılarında ise aylar hatta yıllarca kalabiliyorlar.

Örneğin bizimde uygulamasını örnek almak istediğimiz İngiltere modeline bakacak olursak;

Sokaklardaki bütün sahipsiz köpekler toplatıldık dan sonra..

İngiltere’de köpeklere çip takılması yasal bir zorunluluk. Köpeklerin sahipleri adres değişikliği gibi bilgilerinin değişmesi durumunda da bunu bildirmek zorunda.

Köpeklerine mikroçip taktırmayan veya bilgilerini güncellemeyen kişiler, 500 Sterlin’e kadar para cezasıyla karşılaşabiliyor ve haklarında dava açılabiliyor.

Ülkede sahipsiz sokak hayvanlarından yerel yönetimler sorumlu tutulmuş.

Sahipsiz bir hayvana rastlayanlar, eğer sahibini biliyorsa ona haber vermesi, bilmiyorsa bunu ilgili birimlere bildirmesi gerekiyor.

Sokakta bulunan köpekler barınaklara getiriliyor ve çip bilgilerinden de yararlanılarak sahipleri bulunmaya çalışılıyor.

Yerel yönetimler bir hafta boyunca köpeğin sahiplerini bulmak için çaba sarf ediyor.

Bu olmazsa köpekler sahiplendirilmeye çalışılıyor. Bu süreçte yerel yönetimler sivil toplum örgütleriyle eş güdümlü hareket edebiliyorlar.

Yeni sahip bulunamaması durumundaysa köpekler “uyutuluyor”.

Dikkat ederseniz İngiltere, köpekleri sahiplendirerek hem bakım masrafından kurtuluyor, hem de sahiplendirdiği köpek sahiplerinden vergi tahsil edip, bunuda barınak harcamalarında kullanıyor.

Sahiplendiği köpeği bakamayıp tekrar sokağa salanlara yüksek miktarda cezalar uyguladığı için sokaklarda başı boş köpek görmek neredeyse imkansız hale geliyor.

Aslında bizimde yapmamız gereken öncelikle barınakları yeniden rehabilite edip, sayılarını artırmak.

Ardından sokaklarda bir tane bile başı boş köpek kalmayacak şekilde hepsini toplayıp veterinerler vasıtasıyla kısırlaştırıp çiplerini takmaktır.

Ardından sahiplendirme sürecini başlatıp sahiplenen kişileri aksi durumda cezalandıracak düzenlemeler yapmamızdır.

Böylece bir kaç yıl sonra bu konu bizimde gündemimizden çıkmış olacaktır.

Benim de pek arzu etmediğim “uyutma” yönteminin ise hasta veya acı çeken hayvanlar dışında uygulanmamasıdır.

haydar as çiftçi

Haydar AS – 29 Mayıs 2024

 

Çıktı çıkıyor dediğimiz sokak hayvanları yasası tartışmaları da beraberinde getirdi.

Önceki yazımda bahsettiğim “mama lobisi” tartışmaların kripto tarafı olarak baş çekiyor maalesef.

Özellikle sosyal medyada sıradan bir vatandaşmış gibi yorum yazıp yasanın çıkmasını istemeyenlerin üzerindeki tozu üflediğimizde karşımıza bu işten büyük rant elde eden gruplar çıkıyor.

Bu rantçı çete öylesine bir algı çalışması yapıyor ki, sanırsın bütün toplum çıkacak olan yasaya karşıymış gibi..

Oysa toplumun büyük bir kesimi sorunun çözümü için yasanın çıkmasını umutla bekliyor.

Durum öyle bir hal almış ki, Dünya Sağlık Örgütü Kuduz riskli ülkeler arasında Türkiye’yi de gösterirken bir çok ülke Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarını bu konuda bilgilendirip uyarıyor.

Bu işi Avrupa nasıl çözmüş diye bir araştırma yapınca;

Avrupa’da bu konuda farklı uygulamalarla karşılaşıyoruz. Fakat uygulamalar farklıda olsa hemen hepsi bu sorunu çözmüşler, dolayısıyla gündemlerinde böyle bir sorun yok.

Bizde tartışılan uygulamalardan olan “uyutma” yöntemi de birçok Avrupa ülkesinin uyguladığı yöntemlerin başında geliyor.

Avrupa’daki birçok ülkede sokak hayvanları toplatılıp barınaklara götürülüyor sahiplendirme çalışması sonrası ise bazı ülkeler “uyutma” yolunu seçiyor.

Bu hayvanlar barınaklarda bazı ülkelerde haftalarca kalırken, bazılarında ise aylar hatta yıllarca kalabiliyorlar.

Örneğin bizimde uygulamasını örnek almak istediğimiz İngiltere modeline bakacak olursak;

Sokaklardaki bütün sahipsiz köpekler toplatıldık dan sonra..

İngiltere’de köpeklere çip takılması yasal bir zorunluluk. Köpeklerin sahipleri adres değişikliği gibi bilgilerinin değişmesi durumunda da bunu bildirmek zorunda.

Köpeklerine mikroçip taktırmayan veya bilgilerini güncellemeyen kişiler, 500 Sterlin’e kadar para cezasıyla karşılaşabiliyor ve haklarında dava açılabiliyor.

Ülkede sahipsiz sokak hayvanlarından yerel yönetimler sorumlu tutulmuş.

Sahipsiz bir hayvana rastlayanlar, eğer sahibini biliyorsa ona haber vermesi, bilmiyorsa bunu ilgili birimlere bildirmesi gerekiyor.

Sokakta bulunan köpekler barınaklara getiriliyor ve çip bilgilerinden de yararlanılarak sahipleri bulunmaya çalışılıyor.

Yerel yönetimler bir hafta boyunca köpeğin sahiplerini bulmak için çaba sarf ediyor.

Bu olmazsa köpekler sahiplendirilmeye çalışılıyor. Bu süreçte yerel yönetimler sivil toplum örgütleriyle eş güdümlü hareket edebiliyorlar.

Yeni sahip bulunamaması durumundaysa köpekler “uyutuluyor”.

Dikkat ederseniz İngiltere, köpekleri sahiplendirerek hem bakım masrafından kurtuluyor, hem de sahiplendirdiği köpek sahiplerinden vergi tahsil edip, bunuda barınak harcamalarında kullanıyor.

Sahiplendiği köpeği bakamayıp tekrar sokağa salanlara yüksek miktarda cezalar uyguladığı için sokaklarda başı boş köpek görmek neredeyse imkansız hale geliyor.

Aslında bizimde yapmamız gereken öncelikle barınakları yeniden rehabilite edip, sayılarını artırmak.

Ardından sokaklarda bir tane bile başı boş köpek kalmayacak şekilde hepsini toplayıp veterinerler vasıtasıyla kısırlaştırıp çiplerini takmaktır.

Ardından sahiplendirme sürecini başlatıp sahiplenen kişileri aksi durumda cezalandıracak düzenlemeler yapmamızdır.

Böylece bir kaç yıl sonra bu konu bizimde gündemimizden çıkmış olacaktır.

Benim de pek arzu etmediğim “uyutma” yönteminin ise hasta veya acı çeken hayvanlar dışında uygulanmamasıdır.