Geçtiğimiz gün Türk Savunma Sanayisi’nin gurur veren günlerinden birini daha yaşadık.
Milli güvenliğimizin teminatlarından biri olacak olan Milli Muharip Uçağımız KAAN bildiğiniz gibi ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.
Havacılık tarihimizde bir milat olan bu uçuşla ilk savaş uçağımızın göklerde süzülüşünü büyük bir heyecan ve gururla izledik hep beraber.
KAAN, yeni nesil bir uçakta olması gereken aerodinamik yapısından dolayı düşük görünürlük, dahili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti gibi en son teknolojinin bütün aparatları kullanılarak şu anda sınıfında dünyanın en iyisi olan 5. nesil bir muharip uçağıdır.
Hiç unutmuyorum, 2023 seçimleri öncesinde hangarda görücüye çıkan KAAN’ı, Rum medyası bile bir başarı olarak tescillemişken, bizim iflah olmaz medyamız ve muhalif siyasetçilerimiz;
“Tekerinde mi motor var, yoksa motorunda mı teker var!
Tak.. tuk… tak sesler çıkarıyor!
Parçası kalorifer peteğine benziyor!
Bu uçarsa ben de uçarım!
Uçan teneke!
Maket bu maket!”
Diyerek, topluca bir itibar suikastına başlamışlardı.
Türkiye Yüzyılı mottosunu bir türlü idrak edemeyen bu hazımsızlar kadrosu milletin yararına olan her hangi bir gelişmeye, özellikle yerli ve Milli olan her şeye karşılar maalesef.
Peki bunca itibar suikastına rağmen KAAN’ı gök vatanda süzülürken gören bu müptezeller bari bu gurura ortak olalım diye bir açıklama yaptılar mı? Tabii ki hayır!
Tıpkı İHA / SİHA da olduğu gibi,
Tıpkı TOGG’da olduğu gibi,
Tıpkı Akıncı’da olduğu gibi,
Tıpkı Kızılelma’da olduğu gibi…
KAAN’da da üç maymunu oynamaya devam ettiler.
Oysa dünya basınında övgüyle söz edilen KAAN dosta güven, düşmana korku salmaya başlamıştı bile.
Şimdiden tüm dünyanın dikkatlerini üstüne çeken bu milli uçağımız için ön talepler oluşturulurken seri üretime geçer geçmez oluşacak döviz girdisi ile ekonomik yönden kalkınmamızın baş aktörü olacaktır.
Bence, bu uçağımızla gurur duymak için falan partili, filan partili olmamız gerekmiyor, sadece vatan sevdalısı olmanız yeterli, yine de ben gurur duyamıyorum diyorsanız kanınıza baktırmakta fayda olacağı düşüncesindeyim.
Bir kez daha bizlere bu gururu yaşatan başta TUSAŞ olmak üzere işçisinden mühendisine kadar tüm çalışanlara bu milletin bir ferdi olarak teşekkür ediyorum.
Bu konuda naçizane bir önerim olacak, nasıl ki dünya müsabakalarında başarılı olup göğsümüzü kabartan sporcularımıza ekstra ödüller veriyorsak, yine hükümetimizin bu başarıya imza atıp bizi gururlandıran TUSAŞ’ın tüm çalışanlarına ödül vermesi gerektiğini düşünmekteyim.
Geçtiğimiz gün Türk Savunma Sanayisi’nin gurur veren günlerinden birini daha yaşadık.
Milli güvenliğimizin teminatlarından biri olacak olan Milli Muharip Uçağımız KAAN bildiğiniz gibi ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.
Havacılık tarihimizde bir milat olan bu uçuşla ilk savaş uçağımızın göklerde süzülüşünü büyük bir heyecan ve gururla izledik hep beraber.
KAAN, yeni nesil bir uçakta olması gereken aerodinamik yapısından dolayı düşük görünürlük, dahili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti gibi en son teknolojinin bütün aparatları kullanılarak şu anda sınıfında dünyanın en iyisi olan 5. nesil bir muharip uçağıdır.
Hiç unutmuyorum, 2023 seçimleri öncesinde hangarda görücüye çıkan KAAN’ı, Rum medyası bile bir başarı olarak tescillemişken, bizim iflah olmaz medyamız ve muhalif siyasetçilerimiz;
“Tekerinde mi motor var, yoksa motorunda mı teker var!
Tak.. tuk… tak sesler çıkarıyor!
Parçası kalorifer peteğine benziyor!
Bu uçarsa ben de uçarım!
Uçan teneke!
Maket bu maket!”
Diyerek, topluca bir itibar suikastına başlamışlardı.
Türkiye Yüzyılı mottosunu bir türlü idrak edemeyen bu hazımsızlar kadrosu milletin yararına olan her hangi bir gelişmeye, özellikle yerli ve Milli olan her şeye karşılar maalesef.
Peki bunca itibar suikastına rağmen KAAN’ı gök vatanda süzülürken gören bu müptezeller bari bu gurura ortak olalım diye bir açıklama yaptılar mı? Tabii ki hayır!
Tıpkı İHA / SİHA da olduğu gibi,
Tıpkı TOGG’da olduğu gibi,
Tıpkı Akıncı’da olduğu gibi,
Tıpkı Kızılelma’da olduğu gibi…
KAAN’da da üç maymunu oynamaya devam ettiler.
Oysa dünya basınında övgüyle söz edilen KAAN dosta güven, düşmana korku salmaya başlamıştı bile.
Şimdiden tüm dünyanın dikkatlerini üstüne çeken bu milli uçağımız için ön talepler oluşturulurken seri üretime geçer geçmez oluşacak döviz girdisi ile ekonomik yönden kalkınmamızın baş aktörü olacaktır.
Bence, bu uçağımızla gurur duymak için falan partili, filan partili olmamız gerekmiyor, sadece vatan sevdalısı olmanız yeterli, yine de ben gurur duyamıyorum diyorsanız kanınıza baktırmakta fayda olacağı düşüncesindeyim.
Bir kez daha bizlere bu gururu yaşatan başta TUSAŞ olmak üzere işçisinden mühendisine kadar tüm çalışanlara bu milletin bir ferdi olarak teşekkür ediyorum.
Bu konuda naçizane bir önerim olacak, nasıl ki dünya müsabakalarında başarılı olup göğsümüzü kabartan sporcularımıza ekstra ödüller veriyorsak, yine hükümetimizin bu başarıya imza atıp bizi gururlandıran TUSAŞ’ın tüm çalışanlarına ödül vermesi gerektiğini düşünmekteyim.