İstanbul’da Algı Yönetimi Bitiyor Mu?

haydar as

Haydar AS – 10 Ocak 2024

 

31 Mart yerel seçimleri için yarışacak Başkan adayları birer birer açıklanıyor.

Tüm illeri beş yıl yönetecek Başkan adayları elbette önemlidir, fakat İstanbul’u yönetecek Başkan daha da önem kazanıyor.

Bu yüzden, CHP’nin adayı mevcut başkan olacağından dolayı, karşısına çıkacak olan adayın merakla kim olacağı beklenirken Murat Kurum isminde ittifak edilip karar verildiğini öğrendik.

Ne yalan söyleyeyim, ismi geçen adaylar arasında Murat Kurum’un bu görevi layıkıyla yerine getirebileceğini düşünüyordum.

Sayın Kurum, Teknokrat biri olarak siyaseten henüz yıpranmamış bir isim olması, gerek TOKİ’de gerekse Emlak Konut’ta akabinde Şehircilik Bakanlığında başarılı işlere imza atması…

Siyaseten verilen sözlerin kısa sürede unutulduğuna şahit olan seçmenlerin Sayın Kurum’un neredeyse vermiş olduğu sözlerin tamamını yerine getirmiş olmasını bilmesi…

Depremde, selde, yangında olay yerine Karargah kurup yaraların sarılmasında devletin gücünü afetzedelere hissettirmesi…

Farklı siyasi görüşe sahip vatandaşların teveccühünü kazanmasına neden olmuştur.

Öyle sanıyorum ki, her kesimin beğenisi alıp gönüllerinde yer etmesi aday belirlemede en büyük etken olmuştur.

Bir tarafta kibrin adamı, öbür yanda gönüllerin adamı…

Bir tarafta algı ile yönetilen bir İstanbul…

Öbür yanda 7/24 hizmet alacak bir İstanbul..

Karar İstanbul seçmeninin elbette, son sözü onlar söyler..

***

Beni mazur görün ama, Fatih Cami imamına yapılan saldırıya çok mu önem atfediyoruz acaba?

Elbette ki saldırının her türüne karşı olmalıyız, fakat saniyede onlarca saldırının, kavganın hatta cinayetin olduğu bir ülkede iki gündür gündemden düşmeyen bu saldırının önemi ne acaba?

Saldırının bir Din adamına yapılmış olması bu kadar ses getiriyor ise örneğin bir bilim adamına yapılan saldırı neden bu kadar ses getirmiyor, direksiyon başındaki otobüs şoförüne yapılan saldırı daha mı az önemli diye düşünmeden edemiyorum.

İlginizi çekebilir!  Bir Avuç Dolar İçin / Volume 2

Olay bildiğimizin dışında farklı bir eylem olarak görünüyor diye düşünülüyorsa, ki öyle olmadığını emniyetin kısa sürede soruşturmayı yapıp adli makamlara sevk etmesinden anlıyoruz.

Çünkü aksi bir durum söz konusu olsa idi emniyet kuvvetleri soruşturmayı derinleştirmek için ek süre talep edip kısa bir ifade ardından yargıya teslim etmezdi.

Elbette ki imamın hayati tehlikesi olmaması, olayın provokatif bir eylem olmaması basit bir adli olay olması birliğe, kardeşliğe ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde çok çok önem arz ediyor.

Fakat, iktidarından, muhalefetine kadar toplumun hemen her kesiminin kınama yarışına girmeleri olayın altında bir çapanoğlu aramaları haber kanallarının ilk haber olarak vermesi beni şaşırtmadı dersem yalan olur.

Ama toplum olarak böyle bir duyarlılığa sahip isek, bu da benim ayıbım olsun!

***

Geçtiğimiz hafta sonu birbiri ardına çocukluktan beri gerek mahalleden gerekse okuldan arkadaş, kardeş olduğum çok kıymetli iki dostumu kaybettim.

Önce, Ozan Milli kardeşimin vefat haberiyle sarsılırken, ardından önceki dönem Urfa Milletvekili Halil Özcan kardeşimin vefat haberiyle üzüntüye gark oldum.

Her iki kardeşime Allah’tan rahmet dilerken, başta kıymetli evlatları olmak üzere tüm aile bireylerine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

haydar as

Haydar AS – 10 Ocak 2024

 

31 Mart yerel seçimleri için yarışacak Başkan adayları birer birer açıklanıyor.

Tüm illeri beş yıl yönetecek Başkan adayları elbette önemlidir, fakat İstanbul’u yönetecek Başkan daha da önem kazanıyor.

Bu yüzden, CHP’nin adayı mevcut başkan olacağından dolayı, karşısına çıkacak olan adayın merakla kim olacağı beklenirken Murat Kurum isminde ittifak edilip karar verildiğini öğrendik.

Ne yalan söyleyeyim, ismi geçen adaylar arasında Murat Kurum’un bu görevi layıkıyla yerine getirebileceğini düşünüyordum.

Sayın Kurum, Teknokrat biri olarak siyaseten henüz yıpranmamış bir isim olması, gerek TOKİ’de gerekse Emlak Konut’ta akabinde Şehircilik Bakanlığında başarılı işlere imza atması…

Siyaseten verilen sözlerin kısa sürede unutulduğuna şahit olan seçmenlerin Sayın Kurum’un neredeyse vermiş olduğu sözlerin tamamını yerine getirmiş olmasını bilmesi…

Depremde, selde, yangında olay yerine Karargah kurup yaraların sarılmasında devletin gücünü afetzedelere hissettirmesi…

Farklı siyasi görüşe sahip vatandaşların teveccühünü kazanmasına neden olmuştur.

Öyle sanıyorum ki, her kesimin beğenisi alıp gönüllerinde yer etmesi aday belirlemede en büyük etken olmuştur.

Bir tarafta kibrin adamı, öbür yanda gönüllerin adamı…

Bir tarafta algı ile yönetilen bir İstanbul…

Öbür yanda 7/24 hizmet alacak bir İstanbul..

Karar İstanbul seçmeninin elbette, son sözü onlar söyler..

***

Beni mazur görün ama, Fatih Cami imamına yapılan saldırıya çok mu önem atfediyoruz acaba?

Elbette ki saldırının her türüne karşı olmalıyız, fakat saniyede onlarca saldırının, kavganın hatta cinayetin olduğu bir ülkede iki gündür gündemden düşmeyen bu saldırının önemi ne acaba?

Saldırının bir Din adamına yapılmış olması bu kadar ses getiriyor ise örneğin bir bilim adamına yapılan saldırı neden bu kadar ses getirmiyor, direksiyon başındaki otobüs şoförüne yapılan saldırı daha mı az önemli diye düşünmeden edemiyorum.

İlginizi çekebilir!  Dünyada Geliri Adil Dağıtmak Mümkün mü?

Olay bildiğimizin dışında farklı bir eylem olarak görünüyor diye düşünülüyorsa, ki öyle olmadığını emniyetin kısa sürede soruşturmayı yapıp adli makamlara sevk etmesinden anlıyoruz.

Çünkü aksi bir durum söz konusu olsa idi emniyet kuvvetleri soruşturmayı derinleştirmek için ek süre talep edip kısa bir ifade ardından yargıya teslim etmezdi.

Elbette ki imamın hayati tehlikesi olmaması, olayın provokatif bir eylem olmaması basit bir adli olay olması birliğe, kardeşliğe ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde çok çok önem arz ediyor.

Fakat, iktidarından, muhalefetine kadar toplumun hemen her kesiminin kınama yarışına girmeleri olayın altında bir çapanoğlu aramaları haber kanallarının ilk haber olarak vermesi beni şaşırtmadı dersem yalan olur.

Ama toplum olarak böyle bir duyarlılığa sahip isek, bu da benim ayıbım olsun!

***

Geçtiğimiz hafta sonu birbiri ardına çocukluktan beri gerek mahalleden gerekse okuldan arkadaş, kardeş olduğum çok kıymetli iki dostumu kaybettim.

Önce, Ozan Milli kardeşimin vefat haberiyle sarsılırken, ardından önceki dönem Urfa Milletvekili Halil Özcan kardeşimin vefat haberiyle üzüntüye gark oldum.

Her iki kardeşime Allah’tan rahmet dilerken, başta kıymetli evlatları olmak üzere tüm aile bireylerine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.