Onlar anlayana kadar bizler anlatmaya yılmadan devam edeceğiz.
Bildiğiniz gibi, İttifak kelimesinin vücut bulmuş halini hep birlikte Millet ittifakında görmüştük.
İttifak etmek pazarlık etmek, anlaşmaya varmak ve fayda sağlamak ise, haklarını yemeyelim adamlar layığıyla yerine getirdi.
O kadar hırslıydılar ki, şartları kabul görmeyince masadan kalkan mı dersin,
Binde bir oy oranlarıyla 38 vekili alıp arkalarına bakmadan tüyenleri mi dersin,
“Altı başkan yardımcısı yetmez iki tane de belediye başkanını alalım yoksa geri dönmem” diyeni mi dersin,
“Aramızda uzlaşma olmasa kriz çıkar” diyenleri mi dersin,
Bu kıymeti kendinden menkul muhteremler altısı yedisi bir araya gelip, üstelik seçmen eğiliminde ekonomik parametrelerin çok önemli olmasına ve bu rüzgarı da kendi arkalarına almalarına rağmen seçmen nezdinde güven tesis edemedikleri için başarılı olamadılar maalesef.
Seçmen her zamanki gibi yine bir feraset örneği sergileyerek, bunlarla yola çıkarsam yarı yolda kalırım diyerek iradesini Cumhur ittifakından yana kullandı.
Millet İttifakı’nın dağılmasından sonra yüzlerini Cumhur İttifakı’na çevirip her gün farklı bir nifak tohumu saçarak bu kutlu ittifakı bozmak isteyen o kadar çok tipler türedi bu aralar.
Ama bu müptezellerin bir türlü kabullenemedikleri bir gerçek var.
Cumhur İttifakı, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası herkesin gerçek safı ortaya çıkınca ülkenin geleceğini teminat altına almak için o zamanki şartların oluşturduğu bir güç birliğidir.
Cumhur İttifakı pazarlık masasında kurulmadı.
Cumhur İttifakı’nda bir senden bir benden tartışması hiç olmadı.
Cumhur İttifakı’nda mevki makam anlaşması olmadı, hatta talebi bile olmadı.
Hepsinden önemlisi, Cumhur İttifakı milletin gönlünde kuruldu.
Sayın Bahçeli’nin sürekli kullandığı ve kendine düstur edindiği söz olan “Önce ülkem ve milletim, sonra partim, ondan sonra ben” sözü aslında Cumhur İttifakı’nın manifestosu gibidir.
Siz hiç bugüne kadar herhangi bir makam tartışması duydunuz mu?
Gerek hükümet içinde, gerekse Cumhurbaşkanlığında herhangi bir MHP’li isme rastladınız mı?
Örneğin, Sath-ı mailine girdiğimiz yerel seçimler için aday belirleme sürecinde CHP’de bile her gün yeni bir tartışma ve kavga olurken, bu farklı iki siyasi partinin aday belirlemesinde bir tartışma veya bir kavga duydunuz mu?
Her şey otomatiğe bağlanmış gibi sistemli bir şekilde ilerliyor.
Çünkü; içinde bulunduğumuz Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını “Türkiye Yüzyılı” mottosuyla taçlandırıp, özellikle savunmada ve enerjide dışa bağımlı olmaktan çıkıp güvenli ve sağlam adımlarla geleceği kurgulamak içindir bu ittifak.
Artık alışıldığı gibi İçinde küresel güçlerin olmadığı merkezinde büyük Türk Milletinin olduğu yerli ve milli bir ekonomi ile dünyaya kafa tutacak duruma gelmek içindir bu ittifak.
Başta PKK, FETÖ ve DHKP-C olmak üzere bilumum terör örgütleriyle tavizsiz mücadele etmek içindir bu ittifak.
Büyük ve Güçlü Türkiye’nin kapılarını açmak içindir bu ittifak.
“Bu hududu kimle çizmiş gönlüme, dar geliyor, dar geliyor gardaşım” diyerek dünya üzerinde yaşayan Türkleri ve Türk Devletlerini bir araya getirip Turan yolculuğunu başlatıp, Turan coğrafyasının haritasını çizmek içindir bu ittifak…
Onlar anlayana kadar bizler anlatmaya yılmadan devam edeceğiz.
Bildiğiniz gibi, İttifak kelimesinin vücut bulmuş halini hep birlikte Millet ittifakında görmüştük.
İttifak etmek pazarlık etmek, anlaşmaya varmak ve fayda sağlamak ise, haklarını yemeyelim adamlar layığıyla yerine getirdi.
O kadar hırslıydılar ki, şartları kabul görmeyince masadan kalkan mı dersin,
Binde bir oy oranlarıyla 38 vekili alıp arkalarına bakmadan tüyenleri mi dersin,
“Altı başkan yardımcısı yetmez iki tane de belediye başkanını alalım yoksa geri dönmem” diyeni mi dersin,
“Aramızda uzlaşma olmasa kriz çıkar” diyenleri mi dersin,
Bu kıymeti kendinden menkul muhteremler altısı yedisi bir araya gelip, üstelik seçmen eğiliminde ekonomik parametrelerin çok önemli olmasına ve bu rüzgarı da kendi arkalarına almalarına rağmen seçmen nezdinde güven tesis edemedikleri için başarılı olamadılar maalesef.
Seçmen her zamanki gibi yine bir feraset örneği sergileyerek, bunlarla yola çıkarsam yarı yolda kalırım diyerek iradesini Cumhur ittifakından yana kullandı.
Millet İttifakı’nın dağılmasından sonra yüzlerini Cumhur İttifakı’na çevirip her gün farklı bir nifak tohumu saçarak bu kutlu ittifakı bozmak isteyen o kadar çok tipler türedi bu aralar.
Ama bu müptezellerin bir türlü kabullenemedikleri bir gerçek var.
Cumhur İttifakı, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası herkesin gerçek safı ortaya çıkınca ülkenin geleceğini teminat altına almak için o zamanki şartların oluşturduğu bir güç birliğidir.
Cumhur İttifakı pazarlık masasında kurulmadı.
Cumhur İttifakı’nda bir senden bir benden tartışması hiç olmadı.
Cumhur İttifakı’nda mevki makam anlaşması olmadı, hatta talebi bile olmadı.
Hepsinden önemlisi, Cumhur İttifakı milletin gönlünde kuruldu.
Sayın Bahçeli’nin sürekli kullandığı ve kendine düstur edindiği söz olan “Önce ülkem ve milletim, sonra partim, ondan sonra ben” sözü aslında Cumhur İttifakı’nın manifestosu gibidir.
Siz hiç bugüne kadar herhangi bir makam tartışması duydunuz mu?
Gerek hükümet içinde, gerekse Cumhurbaşkanlığında herhangi bir MHP’li isme rastladınız mı?
Örneğin, Sath-ı mailine girdiğimiz yerel seçimler için aday belirleme sürecinde CHP’de bile her gün yeni bir tartışma ve kavga olurken, bu farklı iki siyasi partinin aday belirlemesinde bir tartışma veya bir kavga duydunuz mu?
Her şey otomatiğe bağlanmış gibi sistemli bir şekilde ilerliyor.
Çünkü; içinde bulunduğumuz Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını “Türkiye Yüzyılı” mottosuyla taçlandırıp, özellikle savunmada ve enerjide dışa bağımlı olmaktan çıkıp güvenli ve sağlam adımlarla geleceği kurgulamak içindir bu ittifak.
Artık alışıldığı gibi İçinde küresel güçlerin olmadığı merkezinde büyük Türk Milletinin olduğu yerli ve milli bir ekonomi ile dünyaya kafa tutacak duruma gelmek içindir bu ittifak.
Başta PKK, FETÖ ve DHKP-C olmak üzere bilumum terör örgütleriyle tavizsiz mücadele etmek içindir bu ittifak.
Büyük ve Güçlü Türkiye’nin kapılarını açmak içindir bu ittifak.
“Bu hududu kimle çizmiş gönlüme, dar geliyor, dar geliyor gardaşım” diyerek dünya üzerinde yaşayan Türkleri ve Türk Devletlerini bir araya getirip Turan yolculuğunu başlatıp, Turan coğrafyasının haritasını çizmek içindir bu ittifak…
