Hacı Murat DİNÇER – 21 Mart 2024
Meskun Mahal Operasyonu, Hendek/ Barikat Kalkışması, sözde özerk bölgeler ilan etme ve kısacası anarşizm tadında terör eylemleri.
Bu spesifik konunun ülkemizdeki birkaç uzmanından birisi olarak yerel seçimler öncesi PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan partinin İstanbul Esenyurt İlçesiyle ilgili Kandilden aldığı talimatları analiz etme ve acizane bir takım uyarılarda bulunma ihtiyacı hissettim:
PKK‘nın yaklaşık on yıl evvel hendek ve barikatları kullanarak gerçekleştirdiği şehir içi terör saldırıları, Türkiye’nin karşılaştığı ciddi bir güvenlik sorunuydu. Bu taktiklerle, özellikle Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde, PKK’nın Devlet’e haddini bilmeden meydan okuduğu ve halkı kendi amaçları için istismar ettiği bir dönem yaşandı.
Şimdi, PKK’nın bu taktiği İstanbul’un Esenyurt ilçesinde tekrarlamak istemesi, Türkiye’nin terörle mücadele politikalarını ciddi bir şekilde gözden geçirmesini ve güçlendirmesini gerektiriyor. Ancak bu kez, geçmişteki hatalardan ders alarak ve güvenlik güçlerinin deneyimlerini kullanarak daha etkili bir strateji izlenmelidir.
Terör örgütlerinin faaliyetlerini önceden tespit edebilmek için istihbarat birimleri daha etkin bir şekilde çalışmalıdır. Hedeflenen bölgelerde derinlemesine istihbarat toplama faaliyetleri artırılmalı ve yerel halkla daha sıkı işbirliği sağlanmalıdır.
Halkın terör örgütlerinin istismarına karşı bilinçlendirilmesi büyük önem taşır. Halkın terör örgütlerinin propagandasına karşı dirençli olması ve güvenlik güçlerine destek vermesi sağlanmalıdır.
PKK’nın hendek barikatlarıyla kurduğu şehir içi yapıları dağıtmak için askeri ve polis operasyonları gereklidir. Ancak operasyonlar sırasında halkın can güvenliği ve temel ihtiyaçlarının karşılanması öncelikli olmalıdır. Hendek ve barikatlara anında müdahale edilmeli ve kronikleşmesi önlenmelidir. Müdahale muhataplarına karşı kanunların ön gördüğü en sert biçimde yapılmalıdır.
Halkın terör örgütlerinin bu taktiğine katılma motivasyonunu azaltmak için sosyal politikalar güçlendirilmelidir.
Terörizmle mücadelede uluslararası işbirliği önemlidir. Türkiye, terörle mücadele konusunda uluslararası toplumla işbirliği yaparak terör örgütlerinin faaliyetlerini engellemelidir. Kalkışmanın uluslararası platformda istismarının önüne geçilecek tüm taktikler önceden belirlenmeli, ezilen bir kitlenin direnişi lakırtısı arkasında hareket alanı sağlanmasının önüne geçilmelidir. Stratejik ortaklarımız her ne kadar bu konuda ikircikli bir tutum takınsa da baskıyı yanlış yere yaptığımızı anlayarak, meseleyi başta sosyal medya olmak üzere her alanda Dünya İnsanlarına anlatmalıyız. Kendi hükümet ve devletlerine: Çocuk istismar eden, uyuşturucu ve kadın ticareti yapan, silah kaçakçılığıyla kendini finanse eden bir terör örgütüne neden destek verdiklerinin hesabını yine kendileri sandıkta soracaktır.
İstanbul’da Esenyurt ilçesinde PKK çevrelerinde seçimi alsak da almasak da şeklinde bir bilinç var.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bu kabul edilemez ve önü arkası ne olursa olsun sertlikle bastırılacak bir egemenlik sorunudur.
Ancak bu senaryoda en dikkat edilmesi gereken husus sivil halkın bu işten olabildiğince uzak tutulmasıdır. Aksi halde ortaya izah edilemeyecek tablolar çıkar ve PKK amacına ulaşır. Meskun Mahal müdahalelerinde en önemli kriter sivil hassasiyetidir. PKK bu konuda oldukça deneyimli ve kirli taktiklere sahiptir.
Güneydoğu’nun bazı il merkezi ve ilçelerinde devam eden operasyonlar esnasında etkisizleştirilen örgüt mensuplarının leşlerini vermemek için toplam eylem potansiyelleri kadar performans sergilemeleri önceleri çok dikkatimizi çekmiş; bir leş için bir koç yiğidin saçının telini dahi riske edemeyeceğimizden leşlerin operasyon alanlarından alınması biraz zaman almıştı. Zaman içinde sahadaki timlerden gelen leş sayısı bilgisiyle eldeki leş sayısının tutmadığını anladık ve istihbaratın müthiş bir çalışmasıyla: PKK‘nın çatışmalarda öldürülen mensuplarıyla, mahallelerde öldürdükleri çocuk ve anneleri toplu mezarlara gömdüğü ortaya çıktı. Hatta PKK’nın oluşturduğu dokuz kişilik bir toplu mezarından çıkan cesetlerin elleri arkadan bağlı canlı canlı gömülen ve ağızları nefes almak /çığlık atmak için açık kalmış olduğunu gördük. Bunun amacı Devleti on yıllar sonra sözde mezar haritalarıyla, fekki kabir kararları alarak ve hatta DNA analizleriyle aileleri manipüle ederek zor durumda bırakmaktı. Zor oyunu bozdu.
PKK’nın böyle bir kalkışmayı homojen olmadığı bir yerde yapma amacı Devleti değil sivil halkı sokağa çekmektir. İstanbul gibi etnik bir mozaik yapıda bunun sonucu felakettir. Devlet bir tarafı sertlikle açmaya çalışırken diğer tarafa da tolerans gösteremez. İstanbul’da bu şekilde açılan bir yara asla kapanmaz. PKK amacına ulaşır. Bu çerçevede Devlet ateşten bir kor olmalı ve bu alana giren herkesi kuru yaş demeden yakmalıdır. Devlet aklı kadimdir ve genç Cumhuriyetimiz sayısı yüzlerce olan bu derinlikte baş kaldırıları baş baş üstünde koymadan halletmeyi bilmiştir.
Böyle bir kalkışmaya tevessül edilmesi halinde görev Devletindir. Bunun haricinde bilmem ne siyasi partisinin koluna bacağına bu iş ağır gelir. Sivil oluşumdu, platformdu vesairdi bunların artık sahada yeri olamaz. Devletin polisi askeri girer gereğini yapar. Destek gönüllerde verilir, sokakta değil. Böyle bir durumda sokağa çıkan her fert PKK’nın amacına hizmet eder. Devlet her zaman on sekiz yaşındadır. Birkaç çapulcunun üst üste koyduğu iki kaya parçası dağı delip dünyaya hakim olmuş Türk’e ne eder ?