Geciken İşlerin Gölgesinde Bir Yaşam: Erteleme

Bizi Biz Yapan Hikayeler – Rabia Yavuz

Rabia YAVUZ – 12 Eylül 2023

“Şimdi değil, daha sonra” derken buluyor olabiliriz kendimizi sık sık. “Daha sonra” cümlesi ertelemenin başladığı yerdir. Erteleme deyince de dilimize kötü bir şey değmiş gibi olur. Oysa erteleme kendi başına olumsuz değildir. Zaman zaman uzun vadeli ve sağlıklı seçimler için hazları erteleriz. Erteleme bilinçsiz bir eylem ya da alışkanlığa dönüştüğünde sorunlara yol açar. Örneğin, işlerimizi ertelemeye devam ettiğimizde biriken iş yükü kaygılarımızı artırabilir ve odaklanmamızı güçleştirir. Erteleme nedeniyle son dakikaya bırakılan işler stres seviyemizi yükseltir. Kaygılı, gergin ve stresli olduğumuzda bu durumdan etkilenen sadece zihinsel sağlığımız da olmaz, etrafımızda kimse olmak istemez böyle zamanlarda. İş hayatımızda bu durumdan nasibini alır. Zaman zaman düşük verimlilik nedeniyle iş kaybıyla karşılaşabiliriz.

 

Bitmeyen bir sermaye muamelesi yapsak da zamanımıza, hepimizin sınırlı bir ömrü var yeryüzünde. Geçen her gün ya da anı geri alamayacağımızı bilsek de bazen zamanı etkili bir şekilde kullanmakta zorlanırız ve bu bizi ertelemeye sürükler. Ertelerken zamanımızı boşa harcadığımızı da bildiğimiz için de bir yandan endişelenmeye ve suçlu hissetmeye devam ederiz. Genelde bir şeyi yapmak için uygun bir ruh hali ya da zamanı beklemekteyizdir. Çoğu zaman içimden gelmiyor, canım yapmak istemiyor diyerek yapılacak listesinin bir yandan da kabarmasını izlemek içsel bir gerilimi artırır. Bitmeyen bir kısır döngüye dönüşür sıkıntıdan kurtulmak için daha da çok erteleriz. Neyse ki, bu kısır döngüden çıkmak isteyenler için denenmiş ve uygulanabilir yollar var.

 

İlk olarak neden ertelediğimize bakmak iyi bir başlangıç olabilir. Benim gözlemim erteleyen kişilerin yapılacak şeyleri önemsememeleri değil, aksine çok önemsemeleri olduğu yönünde. Mükemmel bir iş çıkarmak için mükemmel bir zaman ve ruh hali bekleyen kişiler daha çok ertelemeye başvuruyor. Siz de duymuş olabilirsiniz “Mükemmel iyinin düşmanıdır” denir. Ben böyle durumlarda “Mükemmel yerine iyiyi de hedefleyin” demiyorum. En kötüyü yapmaya izin verin kendinize. En kötü tezi yazma, en kötü ödevi yapma iznini kendine veren kişilerin en kötüsünü yapmadıklarını biliyoruz, ama ertelemenin üstesinden geliyorlar bu yolla. O nedenle hedeflerimizi olduğundan büyük görmemek önemli.

İlginizi çekebilir!  Eyvah! Bana Neler Oluyor?

 

Bazen de sorunun kaynağı neden ertelediğimizden çok neleri ertelediğimizde yatıyor olabilir. Genellikle büyük ve karmaşık bir işle karşılaştığımızda işe nereden ve nasıl başlayacağımız konusunda kafa karışıklığı yaşayabiliriz. Bu durum bizi kolayca felç edebilir ve ertelemeye başvurabiliriz. Eğer öyleyse atılacak adımları kısa ve tek tek yazarak netleştirmek iyi bir başlangıç olur.

 

Erteleme ile ilgili keşfettiğim en ilginç şey ise yapılacakları küçük parçalara ayırmanın işleri ne kadar kolaylaştırabildiğidir. Günde ortalama üç litre su içiyorum. Lakin üç litre suyu bir kerede içmeye kalkışmak hem zararlı olacaktır. Ama gün içinde küçük yudumlarla içeceğim su, gün sonunda hedefime beni ulaştıran şey olur. Eğer siz de bir işe başlamakta zorlanıyorsanız belki de yeterince küçük parçalara ayırmamış olabilirsiniz yapmak istediklerinizi. Ne kadar küçük olmalı sorusuna yanıtım: Başlayabilecek kadar küçük.

 

Önceliklerimizi sıralamak da iyi bir tekniktir. Mesela ben kitap ya da makale yazarken bir süre işlerimin bazılarının önceliğini değiştiririm. İnsanoğlu aynı anda birçok işi yeterince iyi yapamaz. Yeterince iyi yapmayacağınıza karar verdiğiniz işleri belirlemek stresini azaltacak ve suçluluk hissetmenizi engelleyecektir. Ayrıca zaman yönetimi hayatı kolaylaştıran bir beceridir ve her beceri gibi öğrenilip geliştirilebilir. Ben kullandığım ve önerdiğim zaman yönetimi tekniği yapacaklarımı yazdığım uzun bir liste şeklinde olmaz. Yapılacaklar yerine yaptıklarımı yazmak zamanımın yönetimini daha sıkı ve gerçekçi bir şekilde tutabilmeme yardımcı oluyor. Üstelik gün boyunca hiçbir şey yapmamış gibi hissetmemize sebep olan içsel yüksek standartlarımız varsa bu liste o tür endişelere karşı sağlıklı bir hatırlatıcıdır. Unutmayın, haz eylemden sonra gelir. Çoğu zaman yapacağımız işin bize vereceği hazzı önceden alıp motive olmayı istesek bile eylemden sonra çabamızı onurlandırmak daha sahici bir yoldur.

İlginizi çekebilir!  Ölümü Yaşayan İnsanlar

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Bizi Biz Yapan Hikayeler – Rabia Yavuz

Rabia YAVUZ – 12 Eylül 2023

“Şimdi değil, daha sonra” derken buluyor olabiliriz kendimizi sık sık. “Daha sonra” cümlesi ertelemenin başladığı yerdir. Erteleme deyince de dilimize kötü bir şey değmiş gibi olur. Oysa erteleme kendi başına olumsuz değildir. Zaman zaman uzun vadeli ve sağlıklı seçimler için hazları erteleriz. Erteleme bilinçsiz bir eylem ya da alışkanlığa dönüştüğünde sorunlara yol açar. Örneğin, işlerimizi ertelemeye devam ettiğimizde biriken iş yükü kaygılarımızı artırabilir ve odaklanmamızı güçleştirir. Erteleme nedeniyle son dakikaya bırakılan işler stres seviyemizi yükseltir. Kaygılı, gergin ve stresli olduğumuzda bu durumdan etkilenen sadece zihinsel sağlığımız da olmaz, etrafımızda kimse olmak istemez böyle zamanlarda. İş hayatımızda bu durumdan nasibini alır. Zaman zaman düşük verimlilik nedeniyle iş kaybıyla karşılaşabiliriz.

 

Bitmeyen bir sermaye muamelesi yapsak da zamanımıza, hepimizin sınırlı bir ömrü var yeryüzünde. Geçen her gün ya da anı geri alamayacağımızı bilsek de bazen zamanı etkili bir şekilde kullanmakta zorlanırız ve bu bizi ertelemeye sürükler. Ertelerken zamanımızı boşa harcadığımızı da bildiğimiz için de bir yandan endişelenmeye ve suçlu hissetmeye devam ederiz. Genelde bir şeyi yapmak için uygun bir ruh hali ya da zamanı beklemekteyizdir. Çoğu zaman içimden gelmiyor, canım yapmak istemiyor diyerek yapılacak listesinin bir yandan da kabarmasını izlemek içsel bir gerilimi artırır. Bitmeyen bir kısır döngüye dönüşür sıkıntıdan kurtulmak için daha da çok erteleriz. Neyse ki, bu kısır döngüden çıkmak isteyenler için denenmiş ve uygulanabilir yollar var.

 

İlk olarak neden ertelediğimize bakmak iyi bir başlangıç olabilir. Benim gözlemim erteleyen kişilerin yapılacak şeyleri önemsememeleri değil, aksine çok önemsemeleri olduğu yönünde. Mükemmel bir iş çıkarmak için mükemmel bir zaman ve ruh hali bekleyen kişiler daha çok ertelemeye başvuruyor. Siz de duymuş olabilirsiniz “Mükemmel iyinin düşmanıdır” denir. Ben böyle durumlarda “Mükemmel yerine iyiyi de hedefleyin” demiyorum. En kötüyü yapmaya izin verin kendinize. En kötü tezi yazma, en kötü ödevi yapma iznini kendine veren kişilerin en kötüsünü yapmadıklarını biliyoruz, ama ertelemenin üstesinden geliyorlar bu yolla. O nedenle hedeflerimizi olduğundan büyük görmemek önemli.

İlginizi çekebilir!  ABD ve Avrupa Ukrayna'yı neden ve ne için feda etti?

 

Bazen de sorunun kaynağı neden ertelediğimizden çok neleri ertelediğimizde yatıyor olabilir. Genellikle büyük ve karmaşık bir işle karşılaştığımızda işe nereden ve nasıl başlayacağımız konusunda kafa karışıklığı yaşayabiliriz. Bu durum bizi kolayca felç edebilir ve ertelemeye başvurabiliriz. Eğer öyleyse atılacak adımları kısa ve tek tek yazarak netleştirmek iyi bir başlangıç olur.

 

Erteleme ile ilgili keşfettiğim en ilginç şey ise yapılacakları küçük parçalara ayırmanın işleri ne kadar kolaylaştırabildiğidir. Günde ortalama üç litre su içiyorum. Lakin üç litre suyu bir kerede içmeye kalkışmak hem zararlı olacaktır. Ama gün içinde küçük yudumlarla içeceğim su, gün sonunda hedefime beni ulaştıran şey olur. Eğer siz de bir işe başlamakta zorlanıyorsanız belki de yeterince küçük parçalara ayırmamış olabilirsiniz yapmak istediklerinizi. Ne kadar küçük olmalı sorusuna yanıtım: Başlayabilecek kadar küçük.

 

Önceliklerimizi sıralamak da iyi bir tekniktir. Mesela ben kitap ya da makale yazarken bir süre işlerimin bazılarının önceliğini değiştiririm. İnsanoğlu aynı anda birçok işi yeterince iyi yapamaz. Yeterince iyi yapmayacağınıza karar verdiğiniz işleri belirlemek stresini azaltacak ve suçluluk hissetmenizi engelleyecektir. Ayrıca zaman yönetimi hayatı kolaylaştıran bir beceridir ve her beceri gibi öğrenilip geliştirilebilir. Ben kullandığım ve önerdiğim zaman yönetimi tekniği yapacaklarımı yazdığım uzun bir liste şeklinde olmaz. Yapılacaklar yerine yaptıklarımı yazmak zamanımın yönetimini daha sıkı ve gerçekçi bir şekilde tutabilmeme yardımcı oluyor. Üstelik gün boyunca hiçbir şey yapmamış gibi hissetmemize sebep olan içsel yüksek standartlarımız varsa bu liste o tür endişelere karşı sağlıklı bir hatırlatıcıdır. Unutmayın, haz eylemden sonra gelir. Çoğu zaman yapacağımız işin bize vereceği hazzı önceden alıp motive olmayı istesek bile eylemden sonra çabamızı onurlandırmak daha sahici bir yoldur.

İlginizi çekebilir!  İktisadi Kriz Avrupa’daki İktidarları Devirdi Mi?

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.