Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 20 Ocak 2025
19 Ocak 2025 sabahı, HAMAS’ın rehine listesini vermediği gerekçesiyle saldıran İsrail Gazze Şeridi’nde 19 kişiyi katletti, onlarca yaralı var. Nihayet liste verilince bu konu ele alındı.
471 Gün Sonra Sarsıntılı Olarak Gelen Ateşkes, HAMAS’ın Zaferi mi?
Üç aşamalı ateşkesin ilk aşamasında HAMAS 3 rehine bıraktı, İsrail de tutuklu olan çok sayıdaki Filistinlilerden istenen 90 kişiyi serbest bıraktı. 42 gün içerisinde HAMAS, 33 rehineyi teslim edecek. “HAMAS’ı kutluyoruz, İsrail’e boyun eğmedi, topraklarını canlarıyla başlarıyla savundular!” mı diyeceğiz? Böyle düşünenlere hatırlatalım ki resmi rakamlara göre sadece Gazze Şeridi’nde 47 bine yakın ölen, 111 bin civarında yaralı var.
Keza Batı Şeria’da da onlarca ölen, yaralanan ve tutuklanan Filistinli var. Bu arada Gazze Şeridi; alt yapıları, okulları, sağlık birimleri, ibadet yerleri dahil, taş üstünde taş kalmamış gibi harabeye döndü.
Sadece bunlar mı? İran destekli Hizbullah’ın saldırılarını bahane eden İsrail, Güney Lübnan’a girdi. Başkent Beyrut’u defalarca havadan bombaladı. İsrail için en önemli tehdidi oluşturan Hizbullah’ı, liderleri ile birlikte adeta ortadan kaldırdı. Yüzlerce ölen ve yaralanan var.
Dahası var. Saldırgan İsrail, Suriye’ye ait işgal altındaki Golan Tepelerini tamamen ele geçirdiği gibi, Suriye Devrimi’ni fırsat bilerek Şam’ın 20 km yakınına sokuldu. Şayet HAMAS 7 Ekim 2023’te İsrail’e saldırıp rehineleri almamış olsa bu gelişmeler yaşanmamış olacaktı.
HAMAS’ın İsrail saldırısı üzerine Doğu Akdeniz’de Türkiye aleyhine de ciddi gelişmeler yaşandı. ABD ve AB ülkeleri İsrail’e silah ve mühimmat desteği için Güney Kıbrıs’ı kullandılar. Bu hareketliliğin sonunda Güney Kıbrıs, adeta ABD’nin Doğu Akdeniz’deki yeni bir lojistik üssü haline geldi. Bu gelişme bir süredir sessizliğe bürünmüş olsa da, Doğu Akdeniz’deki Türkiye’nin ileri sürdüğü deniz yetki alanları konusunda aleyhte gelişmelerdir. Zira Güney Kıbrıs’a yerleşen ABD’nin, muhtemeldir ki bu konudaki tarafı Rumlar olacaktır.
Tüm bu gelişmelerden sonra hala ‘HAMAS iyi ki İsrail’e saldırmış?’ diyebilen var mıdır? Birçok liderini bu süreçte kaybeden HAMAS için “kahraman” diyenlere şu sorumuz var: Bunlar kahramansa, kaybedilen 47 bin Filistinli, 111 bin yaralıyı nereye yerleştireceğiz?
HAMAS, İsrail’e saldırısı ile Filistin’e ait hangi sorunu çözdü, çözecek bir eşik atlayabildi? Petrol zengini hangi Arap ülkesi AB ülkelerine yaptırım uygulayarak, İsrail’i frenleyebildi?
İsrail, ABD ve Batı Dünyasının Küresel Çapta İtibar Kayıpları
Uzun bir süredir tartışılan ABD ve güdümündeki Avrupa ülkelerinin kendilerinin kurdukları ve “insan hakları” ile “küresel barış” adına tüm dünyaya dayattıkları kurumların kararlarına bizzat kendilerinin uymadığı görüldü. BM çalışanlarının “rutin”leşen isteklerine uyulmadı.
İnsani yardımların bile ihtiyaç sahiplerine ulaşmasına izin vermeyen İsrail’e dokunulmadı. gazeteciler de katledildi. Masum insanların evleri, okulları, kiliseleri, camileri, hatta hastaneleri başlarına yıkılmasına “İsrail meşru müdafaa hakkını kullanıyor!” denilerek geçiştirildi.
Hatta Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ile Uluslararası Ceza Mahkemesi (UAC)’nin kararlarının uygulanması konusunda az sayıdaki Batı ülkeleri (İrlanda, İspanya gibi) dışında ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi sözde ‘güçlü’ ülkeler tanımayacaklarını bildirdiler.
İsrail’in saldırganlığına her fırsatta kılıf bulmaya çalışan bu ülkeler, uluslararası düzenin tesisi maksadıyla kendi kurdukları kurumların bile kararlarına uymayarak hem itibar kaybettiler, hem de güvenilirliklerini yitirdiler. Bu arada II. Dünya Harbi’nin “soykırım”a uğrayan ‘Yahudi’ ülkesi İsrail de destekçi ülkeler dışında “saldırgan” olarak anılmaya başladı.
Sonuç: 471 günün sonunda HAMAS’ın attığı taşın ürküttüğü kurbağaya değdiğine inanmak ne yazık ki mümkün değil gibi. Şayet Filistin’in devlet olarak varlığı BM Güvenlik Konseyi’nde kabul edilmiş olsa, 1967 sınırları içerisinde tecridsiz bir ülke haline gelebilmiş olsa, İsrail’e savaş tazminatı ödetilmiş olsa HAMAS’ın kahramanlığını överdik.
Böyle olsaydı, çocuklar dahil Filistinlilerin şehadeti boşuna değilmiş, derdik. Siz ne dersiniz? Son olarak en azından ateşkesin kalıcı olmasını ummak istiyorum ama, bu İsrail’e ve destekçisi ABD’ye güvenilir mi?
BİNLERCE BEBEK MASUM İNSAN ÖLDÜ..
İSRAİL BÜYÜDÜ ELİNDEKİ KAN ARTARAK DEVAM EDİYOR.
FİLİSTİN KAYBETTİ
MİLYAR DOLARLIK ENKAZ BİR ÜLKE
KAHRAMANLIK DESTANI BUNUN NERESİNDE ?
Maalesef öyle…
HAMAS’ın saldırısı
1-Filistin halkına ölüm, kan, zulüm, yıkkm ve gözyaşı oldu, kaybeden Filistin oldu…
2-HAMAS’ın saldırısından sonra İsrail arayıp da bulamadığı bir sebepe sarılarak meşru müdaafa hakkını kullanıyorum bahanesiyle Hizbullahı bitirdi, topraklarını genişletti, her türlü silahını kullanarak bu alanı yeni geliştirdiği kimyasal silah ve füzeleri deneme şansı buldu…
3- İsrail bu savaşta kendi savunma hattının “ gökkubbe”nin açıklarını test etme imkanına kavuştu…
4-Dünya literatüründe Nazi katliamına ek Yahudilerin Filistin katliamı eklendi.
5-Dünya devi ülkelerin bu savaşta gösterdikleri tavır tarihe insanlık adına kara bir leke olarak geçmiştir.
6-Filistinin güya kan bağı ülkeleri olan Arap Dünyası bu savaştaki sessizliğiyle kan kardeşliğine, din kardeşliğine ve tarih kardeşliğine ihanet ederek güvenilirliklerini kaybetmiştir…
Son derece haklısınız. Yazımı beğendiyseniz lütfen paylaşınız. Teşekkürler.
Hamasın yaptığı Filistin halkın yapılan enbüyük ihanettir.
İhanet demektense büyük bir akıl dışılık demeyi tercih ederim.
Hamas, İsrail’in yapabileceklerini düşünmemiş veya bu katliama Dünya izin vermez diye düşünüyordu. Herhalde.
Söylediklerinize katılıyorum. Hiç bir kazanç sağlayamadı. Buna. Karşılık 50 bin ölü ve 250 bin yaralı. Dünya paranın ve gücün kölesi
Haklısınız.
“Halkının kurtuluşu” iddiasıyla yola çıkan bir örgüt, hem halkına hem de bizzat kendisine ancak bu kadar zarar verebilir. 7 Ekim saldırısına kendi karar verdiyse süzme akılsızlık, yok eğer başkalarının güdümünde başlattıysa ihanetten başka bir sıfat bulmak zor. Yazık, çok yazık!..
Haklısınız Hocam. Türkiye’de HAMAS’ın zafer kazandığını söyleyen yalaka ve yağdanlıkları anlamakta güçlük çekiyorum.
Yazdıklarınıza katılmamak mümkün değil. Akıl dışı hareketlerin sonucu bunlar olmuştur. Aklımızı kullanarak akıllı hareket etmeliyiz. Gücümüzü bilmek ve buna göre hareket etmek zorundayız. Saygılarımla.
Yazılarıma duyduğunuz ilgi için teşekkür ederim Başkanım. En azından beğendiğiniz yazılarımı ve youtube çekimlerini paylaşırsanız memnun olurum. Selam, saygı ve sevgiler.
Güzel bir analiz. Tesekkür ederim. Millet ama hala düsüne miyor.
👋👋👋