maymun çiçeği detayları

Ferhat ÜNLÜ – 29 Ocak 2024

 

İstihbarat, insanın en temel iki ihtiyacından biri olan güvenlik (diğeri beslenme) merkezli olduğu için değişime en açık disiplindir. Buna karşın, istihbarat dünyasında son çeyrek asırdır (Biz 2000 senesini milat kabul edelim) yaşanan değişimler en hızlı istihbarat teorisyenlerini bile şaşırtacak düzeydedir.

İstihbarattaki büyük değişim, her şeyden önce bilginin açık kaynaklarda patlama derecesinde diyebileceğimiz bir düzeyde yaygınlaşmasıdır. Elbette istihbarat, taze, gizli bilgi; açık kaynaklara girmez. Ancak açık kaynak bilgisi olmadan da istihbarat yapılamaz. İnternetin, arama motorlarının ve sosyal medyanın yaygınlaşmasının getirdiği yeni bilgi paradigmaları istihbaratta dönüşümü de zorunlu kılmıştır.

Bu yazıda 1993’ten beri üzerine çalıştığım istihbaratta, geçmişin 30 yılına istinaden geleceğin 30 yılının muhtemel gelişmelerini anlamaya odaklanacağız.

Elbette gelecek gaip, yani görünmez âlem gibi bir şeydir; kimse net olarak bilemez. Bununla birlikte istihbarat, geleceği öngörmek için yapılır ve bu yönüyle zamana karşı yarıştır.

 

İSTİHBARAT: GELECEĞİN BİLGİSİ

Zaten istihbaratın kendisi de geleceğin bilgisine erişebilmek ve gelecek muhtemel tehditleri algılamak için yapılır. Bu açıdan bakıldığında istihbarat zaman ile kaim bir şeydir ve zamana ayak uydurmak zorundadır.

İstihbarat, yakın bir geçmişe kadar kaynağa göre yapılan bir tasnif ile HUMİNT (Human Intelligence) yani İnsana Dayalı İstihbarat ve ELINT (Electronic Intelligence) yani Elektronik İstihbarat olarak ayrılıyordu.

Ama şimdi şu noktaya geldik: Artık benim ‘Yapay Zekâ İstihbaratı’ dediğim çağındayız. Anglosaksonların deyişiyle Artificial Intelligence… Kelimenin İngilizce’deki iki anlamlılığıyla düşünürsek hem yapay zekâ, hem yapay istihbarat…

Artık basit saha analizi veya raporlama gibi işleri yaparken yapay zekâdan yararlanılıyor. Bunun haricinde poligraflar, yani yalan makineleri yapay zekâ ile desteklenmeye başladı. İHA ve SİHA’lar yapay zekâ istihbaratının önemli bir unsuru, Drone orduları keza öyle.

İlginizi çekebilir!  Altını çizenlerle üstünü çizenler

Türkiye bu alanda geri kalmadı. Geriden başlamadık ve iyi gidiyoruz. Ama gelecekte yalnızca Türkiye’yi değil, bütün ulus devletleri bekleyen bir tehdit var. Küresel sermaye ya da Küreselciler… Tabii siyasal güç için, iktidar için, otorite için sadece para yetmiyor. Silah ve istihbarat lazım. Bu yüzden artık özel istihbarat ve özel savaş şirketleri de işin içinde. Bu şirketlerin çalışanlarının herhangi bir kimlik aidiyeti yok, parayla çalışan lejyonerler gibiler. Terör örgütlerinde bunların muadili olarak Yabancı Terörist Savaşçıları görüyoruz. Ama bunlar da bir devrimle iktidarı ele geçirmeye ve otorite kurmaya yetmez.

Peki, yapay zekâ sistemleri küresel sermayenin eline geçerse ne olur? İşte o zaman işler hepten değişir.

 

BÜTÜN ULUS DEVLETLERİ BEKLEYEN TEHLİKE

Halen dünyanın en güçlü ülkesi Amerika Birleşik Devletleri’nden başlayarak, Rusya, Çin, Türkiye, Avrupa ülkeleri, İran ve giderek bütün ulus devletleri yutmaya çalışacak büyük bir tehdit geliyor: Robot savaş sistemleri… Hepsi yapay zekâ sistemlerine bağlı olacak kara robotları, deniz robotları, hava robotları… Terminatör ve muadili filmlerdeki sahnelerin gerçek olacağını öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Bu sürece adım adım yaklaşmakta olduğumuz görülüyor.

Doğası gereği istihbaratın, iktidarla doğrudan ilişkisi vardır. Bu yüzden insan, istihbaratı yapay zekâya kolayından devretmez. Dünyadaki her şey gibi istihbaratta da en önemli faktör insan faktörüdür. Ve insan öyle kolay alt edilecek bir varlık değildir. Yapay zekâya kolayından iktidarı devretmez. Bununla birlikte yapay zekâ istihbaratı ve robot ordular, insanların (elitler) diğer insanlar üzerindeki iktidarının vasıtası olabilir.

 

BİLGİ, ARTIK ALTIN DEĞERİNDE

İstihbarat çalışmalarıyla geçen otuz yılın bana öğrettiği en önemli şeylerden biri, istihbaratın; bilginin en popüler, en kıymetli türü olduğu ve altın değerinde olduğudur. Önümüzdeki otuz yılın da bilgi savaşlarıyla geçeceğini düşünürsek bilgi, yani istihbarat savaşını kaybetmemiz halinde bütün savaşları kaybedeceğimizi öngörmek için istihbarat uzmanı olmaya gerek yok. Geleceğin dünyasında etkin olabilmek için altın değerinde bilgiye herkesten önce erişmek, onu muhafaza etmek ve yeri geldiğinde doğru biçimde kullanmak ulus devlet olarak sonuna kadar bekasını sürdürmek isteyecek Türkiye gibi ülkelerin temel şiarı olmalıdır. Yapay zekâ ve yapay istihbarat çağının bizi zorunlu olarak götürdüğü yer orasıdır. Bilginin güvenliği, artık insanın güvenliğidir.

İlginizi çekebilir!  14 Şubat Dedikleri Birkaç Gül ve Birkaç Çikolata, Bana Seni Gerek Seni

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.