maymun çiçeği detayları

Ferhat ÜNLÜ – 21 Aralık 2023

 

“Yehova Tanrı şöyle diyor: Gördüklerini bir tomara yaz ve Efesos, İzmir, Bergama, Tiyatira, Sardes, Filadelfya ve Laodikya’daki yedi cemaate gönder.”

Yukarıdaki satırlar; İncil, Hristiyanların kendi deyişleriyle Yeni Ahit’ten.

Vahiy 1:8-19’de geçen bu cümledeki mekânların hepsi Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içinde.

Meşhur yedi kilise işte. Tiyatira dediği yer Akhisar, Sardes dediği Salihli, Filadelfya dediği yer Alaşehir (Ki ABD Philadelphia’ya ismini veren yer de burasıdır), Laodikya dediği antik kent de Denizli sınırları içinde. Efesos, malum Efes zaten. İzmir ve Bergama ise izahtan vareste.

İmdi… Askeri ve istihbari paktların evrimini ve güncel ve yakın geleceğe ilişkin gelişmeleri resmetmek üzere oturduğum yazıya ‘teolojik’ bir giriş yapmamın elbette bir sebebi var. Yahudiler açısından konuşursak İsrail’in Gazze’deki katliamlarından sonra daha net müşahede ettiğimiz üzere dinsel inanışların ve Evangelistler açısından bakarsak da ABD’de, Donald Trump’ın tek dönemlik iktidarından beri uzun süredir gözlemlediğimiz bir gerçek var. İsrail de dâhil Batı paktı, askeri ve istihbari ortaklıklarını dinsel efsaneleri siyasileştirerek tesis ediyor.

Ve Türkiye, yedi kilisenin bulunduğu ülke olduğu için Evangelistler başta olmak üzere Hristiyanlar kitleleri uyutmak için; Arzı Mevud da bizim Ceyhun Bozkurt’un World of Türkiye’deki yazısında pek güzel tasvir ettiği üzere Şanlıurfa sınırlarına kadar eriştiği için Yahudi kitleleri kelimenin mecazi manasıyla ‘gezdirmek’ için sonuna kadar kullanılıyor.

Biz de bu yazıda onların anlayacağı dilden konuşalım ve Batı Paktı’nın; Hristiyanlık’taki Kiliazm’ı -yani Armageddon (İncil’deki son büyük savaş) ve dolayısıyla Apokalips’ten, kıyametten sonra İsa Mesih’in gelişiyle başlayacak bin yıl inancını- Alman Yahudisi düşünür Karl Marx’ın deyişiyle kitlelerin afyonu olarak kullandığını peşin peşin söyleyelim.

 

ABD, BU YAZIDA MAHŞERİN İLK ATLISI

Hristiyanlık ile Kıyamet bahsi geçer de Mahşerin Dört Atlısı olmaz mı? Kambersiz düğün mü olur! Hristiyanlıkta Kıyamet alameti olarak ortaya çıkacağına inanılan dört atlıdan söz ediyorum. Teologlara göre beyaz at ve binicisi Hazreti İsa’yı, kızıl at ve binicisi kan ve savaşı, siyah at ve binicisi kıtlığı, soluk renkli at ve binicisi ise salgın hastalıkları ve ölümü sembolize eder.

ABD; bu yazının terminolojisinde metaforik olarak beyaz at ve hâşâ bunların inanışına göre İsa Mesih’e karşılık geliyor. Kızıl at ve binicisi kan ve savaşı, yani İsrail’i, siyah at ve binicisi kıtlık getirdiği için en az çeyrek bin yıldır pek çok ülkenin kanını sömüren İngiliz emperyalizmini ve salgın hastalıklarla, ölümü sembolize eden Five Eyes (Beş Göz) ise Batı’nın ABD ve İngiltere öncülüğündeki istihbari paktını sembolize ediyor.

ABD, sınır ötesi dinlemelerin çoğunu, üyesi olduğu Five Eyes (Beş Göz) adlı paktın ELINT (Elektronik İstihbarat) sistemi olan ECHELON vasıtasıyla yapar. Bununla birlikte ECHELON’un en büyük dinleme istasyonu İngiltere’nin York kenti yakınlarındaki Menwith Hill’dedir. Burası Soğuk Savaş döneminde Avrupa ülkelerine ve Rusya’ya yakın olduğu için kullanılmıştır. Yine aynı amaçlarla kullanılmaktadır.

İlginizi çekebilir!  Türkiye neden savunma sanayine yatırım yapıyor

Biraz Doğu’ya gelindikçe son dönemde ABD için en büyük istihbari hedeflerden biri de Türkiye’dir. Dolayısıyla Türkiye’ye karşı da ELINT ya da SIGINT, yani Sinyal İstihbaratı yöntemlerinin kullanılmaya çalışıldığı biliniyor.

Signal Intelligence türü istihbarat, elektronik ve en risksiz istihbarat yöntemi olarak nitelendirilebilir. Bu yöntemde eleman kaybetme riski yoktur. Eski NSA çalışanı Edward Snowden örneğinde gördüğümüz gibi bir dinleme uzmanı ya da ajan açıklama yapmazsa dinlemeler kamuoyunca da bilinmez. Elektronik İstihbarat, bu açıdan en az riskli yöntemdir ve özellikle ABD tarafından etkin biçimde kullanılır.

Beş Göz, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’ın öncülüğünü yaptığı ve onların siyasi uyduları olan Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda’nın da üyesi olduğu bir istihbarat ittifakı.

ABD şu anda NATO’yu ‘Birleşik Devletler’ gibi yönetmeye çalışıyor ve “NATO’nun patronu benim” diyor. Ve -bugün Yunanistan’la iyiyiz ama yarın yine papaz olmayacağımızın garantisi yok- ABD; NATO’nun Güneydoğu kanadını Türkiye’den Yunanistan’a taşıyor. Türkiye de haklı olarak buna tepkili. Tepkisini hem sözle, hem de uygulama bazında politikalarıyla gösteriyor. Suriye’ye harekâtlarda gördüğümüz üzere…

 

NATO’NUN GAYRİMEŞRU ÜYESİ: İSRAİL

Bu arada NATO’nun gayrimeşru üyesi olarak nitelendirdiğim İsrail, NATO’da Türkiye’den kat be kat iltimaslı. İsrail’in bir NATO üyesi olmayıp da NATO üyesinden daha fazla cakası olduğunu F-35’ler vakasında müşahede ettik.

Peki; ABD bütün bunları niye yapıyor, NATO’da üstten mobbing uygulayan sözde müttefike tepki olarak alttan gücü ölçüsünde mobbing uygulayan Türkiye’yi sigaya çekemeyeceğini bildiği için alternatif üs kuruyor. Bölgemiz başta olmak üzere yurt dışında pek çok alengirli, gıllıgışlı iş çeviriyor.

Bu planları kuvvetle muhtemel tutmaz, ayrı mesele. Ama planlarını bilmemiz lazım. İçeride de hangi başkanla devam edeceğini henüz tam kestiremiyor ABD. Tamam; Joe Biden, Evangelistler de dâhil ABD’nin dinci yeni müesses nizamı için kullanışlı bir başkan. Ama adamın bir ayağı çukurda, kullanılacak tarafı bile kalmamış. Donald Trump desen Evangelistlerle arası çok iyi; hatta İsrail’in başkenti olarak Kudüs’ü tanıma hediyesi verdi! Daha ne yapsın. Ama o da biraz dik ve hırslı biri, kolay yönetilebilir değil.

Boşuna değildir ABD derin devletinin kötü polisi FBI’ın, atını nallayıp Trump’ın peşine düşmesi. Son olarak Colorado Yüksek Mahkemesi de, Trump’ın bu eyalette başkanlık yarışına giremeyeceğine hükmetti. Bu karar, Trump’un sadece eyalet içinde başkan olarak tanınmasını engelliyor şimdilik, ama genele de teşmil edilebilir.

FBI, başta olmak üzere ABD müesses nizamının paralel evreninde Trump öngörülemez ve dolayısıyla güvenilmez bir başkan adayı. Kongre baskınında bunu gördüler ve korktular. Bu adam iç savaş çıkarır diye çekiniyorlar.

İlginizi çekebilir!  Lübnan'da Kaçınılmaz Olan Savaş ve Olası Senaryolar

NATO’ya girmek için bizim onayımızı bekleyen İsveç de, Five Eyes (Beş Göz) adı verilen Anglosakson elektronik istihbarat paktının yedek üyelerinden biri. Beş Göz paktı, uzun yıllar üye ülkelerin vatandaşlarından bile gizlenmiş bir pakt, hafife almayın.

 

BEŞ GÖZ’DEN 14 GÖZ’E

Biraz daha açalım: Soğuk Savaş dönemi sonrasında UKUSA Anlaşması’yla kurulan bir pakt bu. Daha önceleri ABD ve İngiltere ile Sovyetler Birliği’ne karşı istihbarat yapıyordu. Sonra üye sayısı genişledi, amaçları da büyüdü. 1950’lerin sonunda Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda da pakta katıldı. Ve böyle bir paktın var olduğu 2003 yılında ortaya çıktı. Dedik ya, kendi öz vatandaşlarından bile gizlendi diye. Pakt, ‘Dokuz Göz’e çıkarıldığında Danimarka, Fransa, Hollanda ve Norveç de üye statüsünde. 14 Göz’e çıkarıldığında ise Almanya, Belçika, İtalya, İspanya ve bizim İsveç de dâhil oluyor. Maşallah. Al sana Batı Paktı. Argameddon’a ve kıyamete hazırlar!

Böyle yarı sarakaya alarak yazıyorum ama NATO ile Beş Göz’ü kendi dinsel savaş senaryoları için İsrail’i de yanlarına alarak sonuna kadar kullanacak seviyeye gelmiş şizofrenler var Batı içinde.

‘Beş Göz’ün hedefinin Türkiye başta olmak üzere halkı Müslüman ülkelerin yanı sıra Çin ve ardından Rusya olduğunu da görmek zor değil. Bunu doğrulayan pek çok veri de var. Bunu teyit etmek için sadece 12 Ekim 2018 tarihli bir Reuters haberine bakmak bile yeterli. Haberin başlığı şu: ‘Çin’e Karşı Gizli Uluslararası İstihbarat İş birliği: Beş Göz İttifakı.’

Dolayısıyla ABD ve İngiltere, yedekleriyle birlikte 14 Göz’ün üyesi olduğu bir paktın öncülüğünü yapıyor. İris gibi mübarekler! Bunları yazınca insanın aklına ister istemez mitolojideki ‘İstihbarat Tanrısı’ geliyor. Antik çağlarda Yahudilik ve Hristiyanlık öncesinde paganistler, ‘istihbarat tanrısı’ adı altında somut bir tanrıya tapınmıyordu, ama çeşitli mitolojilerde istihbaratı çağrıştıracak sözde tanrılar, tanrıçalar mevcuttur. Bunlardan biri, Antik Yunan Mitolojisi’ndeki İris’tir. İris’in sembolü -siz bakmayın bugün LGBT’cilerin gasp ettiklerine- gökkuşağı idi. Gökkuşağı, gökle yeri birbirine bağladığından sözde tanrılar tanrısı Zeus, ona gökyüzünden yeryüzüne ‘haber taşıma’ görevini vermişti! Bak hele bak bak. Ama istihbaratçıların aksine İris, genelde mutlu haberler verir. Gözdeki iris ile gözetleyen İris arasında da doğal olarak etimolojik bir akrabalık vardır.

Yazı 8 bin 500 vuruşu aştı efendim. Zaman zaman yaptığımız gibi yazının başına dönerek toparlayalım artık: ‘Mahşerin Dört Atlısı’nın; yani ABD, İsrail, İngiltere ve ‘Beş Göz’ün ilk baktığı yer Türkiye’dir. Yalnızca kadim yedi kiliseleri burada olduğu için değil; bizi aşmadan siyasi, askeri, istihbari açıdan stratejik hedeflerine ulaşmaları mümkün olmadığı için de…

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.