M. Mustafa Yıldız – 01 Ocak 2025
Son dönemde, ekonomik belirsizliklerin özellikle sabit gelirli vatandaşları nasıl etkilediği herkesin malumu.
Bu durumun farkında olan Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), emeklilerin yaşam standartlarını iyileştirmek adına önemli bir adım attı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ocak 2025’te açıklanacak enflasyon verilerinin, emekli maaşlarına yapılacak artışları belirlemede kritik bir rol oynayacağını ifade etti.
Aslında burada kök maaş belirsizliğinin çözüm bekleyen birincil sorun olduğunu söylemek mümkün.
Peki, bu artış gerçekten ne ifade ediyor?
Temmuz ayında en düşük emekli maaşı 10 bin TL’den 12.500 TL’ye yükseltilmişti. Ancak bu artışın, mevcut ekonomik koşullarda emeklilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediği tartışması gündemdeki yerini koruyor.
Gıda, enerji ve temel tüketim mallarındaki fiyat artışları, mevcut maaşlarla geçinmeyi neredeyse imkansız hale getirdi.
Bu durum, sadece bireysel haneleri değil, aynı zamanda toplumsal refahı da etkiliyor.
EKK’nın bu konuda harekete geçmesi, ekonomik anlamda en savunmasız kesimlerden biri olan emeklilere bir nebze de olsa nefes aldırmanın yolunu aramaları açısından önemli.
Bu noktada akıllara şu soru geliyor:
Ekonomik düzenlemeler ve maaş artışları, emeklilerin sadece temel ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik refahını sağlayacak kadar yeterli mi?
Temel ihtiyaçlardaki fiyat artışlarının düşüş eğilimine girmesi aslında piyasa açısından olumlu.
Bakan Işıkhan’ın vurguladığı sosyal devlet anlayışı, ancak uygulamada emeklinin yaşamına dokunuyorsa anlam kazanabilir.
Çünkü emeklilik, sadece maddi bir güvence değil, uzun yılların emeğiyle kazanılmış bir huzur dönemi gibi algılansa da ülkemizde durum pek de böyle değil.
İnsan onuruna yaraşır bir yaşam standardının sağlanması, sosyal devlet anlayışının temel taşlarından biridir.
Henüz zam oranlarıyla ilgili kesin bir bilgi verilmedi.
Ancak, beklentiler enflasyon oranları ve piyasa şartları göz önüne alınarak bir artış belirleneceği yönünde.
Burada önemli olan, en düşük maaş skalasındaki emeklilerin yükünü bir nebze hafifletecek bir düzenleme yapılıp yapılamayacağı…
Son dönemde benzer uygulamaların başka ülkelerde de hayata geçirildiği görülüyor.
Emeklilik, bireylerin yıllarca süren emeklerinin karşılığını almayı beklediği bir dönemdir.
Ancak mevcut maaş düzenlemeleri, birçok emekli için ikinci bir iş arayışı ya da aile desteği ihtiyacını zorunlu kılabiliyor.
Ne yazık ki, emeklilik dönemindeki bir bireyin, “Bugün elektrik faturamı mı ödeyeyim, yoksa ilaçlarımı mı alayım?” diye düşünmek zorunda kalması, sosyal hayatı da olumsuz etkiliyor.
Hükümetin açıklayacağı zam, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal adalet açısından da büyük önem taşıyor.
Memur ve SSK Emeklilerine sunulan maaş artışları şimdilik yetersiz görünüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakından takip ettiği bir konu olması nedeniyle yapılacak düzenlemenin de “dar gelirliyi enflasyona ezdirmeme” mantığına uyumlu olması bekleniyor.
Örneğin, Avrupa’daki bazı ülkeler, emekli maaşlarında yıllık enflasyon oranlarına paralel otomatik artış mekanizmaları geliştirdi. Türkiye’de de bu tür bir sistemin benimsenmesi uzun vadede daha sürdürülebilir bir çözüm sunabilir.
Emekli maaşlarındaki artış, yalnızca bireysel yaşamları değil, ekonominin geneline yayılan bir hareketliliği de tetikleyebilir.
Tüketim harcamalarında yaşanacak bir artış, piyasalara canlılık kazandırabilir.
Bu durum, özellikle esnaf ve küçük ölçekli işletmeler için olumlu bir etki oluşturabilir.
Ayrıca, emeklilere sağlanan bu destek, toplumsal dayanışmayı güçlendirerek, vatandaşların devlet kurumlarına olan güvenini artırabilir.
Bu tarz politikaların uzun vadeli etkileri, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal dokunun sağlamlaşması açısından da büyük önem taşıyor.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu’ndan gelen bu sinyal, umut verici bir adım olarak karşılanıyor.
Öte yandan emeklilerin tek sorunu maaş değil.
Bakan Işıkhan, emeklilerin sağlık hizmetlerinden daha kolay yararlanabilmesi ve sosyal etkinliklere katılımını artıracak projelerin de planlandığını ifade etti. Örneğin, sağlık harcamalarında özel indirimler ve ücretsiz ulaşım olanakları gibi iyileştirmeler gündemde.
Ayrıca, toplu konut projeleriyle emeklilerin uygun koşullarda ev sahibi olmaları hedefleniyor.
Bu projelerin yanı sıra, emeklilere yönelik kültür ve sanat etkinliklerinin artırılması, onların toplumsal hayata daha aktif katılmalarını sağlayabilir. Hükümetin bu alandaki adımları, emeklilik dönemini daha anlamlı ve huzurlu bir hale getirebilir.
Ancak tüm bu projeler ne kadar umut verici olsa da uygulamada aksaklıkların yaşanmaması kritik önem taşıyor.
Ancak, bunun sadece bir başlangıç olduğunu unutmayalım.
Emekliler için kalıcı çözümler üretilmesi ve ekonomik sistemin bu kesimi destekleyecek şekilde düzenlenmesi elzemdir.
Şimdi, emeklilerimizin hak ettikleri yaşam standartlarına ulaşması için bu kararın hayata geçmesini sabırsızlıkla bekliyoruz.
Sosyal devlet anlayışının gereği olarak atılan bu adımlar, daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek için büyük bir önem taşıyor.
Unutmayalım ki, toplumun vicdanı, yaşlılarına gösterdiği değerle ölçülür.