Ersoy DEDE – 26 Şubat 2025
Cumhurbaşkanı adaylığı resmen ilan edilen Ekrem İmamoğlu artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin elindeki sıcak patatese dönüşmüş durumda. Hem Cumhurbaşkanlığına tek aday olarak sahaya çıkıyor hem de siyaset yasağı ile karşı karşıya.
Konu İmamoğlu‘nun diploması.
Bu konunun iki boyutu var.
Ekrem İmamoğlu’nun Derdi İkinci Boyut
Birinci boyutu; 2019’da ve 2023’te belediye başkanlığına seçilirken seçim kuruluna sunduğu evrak için de bu diplomayı ibraz etmiş olması. Eğer diplomanın usulsüz yollarla edinilmiş olduğuna hükmedilirse İmamoğlu’nun belediye Başkanlığı düşer.
Bu birinci boyutu ama sanıyorum İmamoğlu işin bu kısmıyla hiç ilgilenmiyor…
Çünkü onu ilgilendiren ikinci boyut cumhurbaşkanı seçilme yeterliliğini düzenleyen ilgili anayasa maddesi.
Söz konusu madde cumhurbaşkanı adayı olabilmek için yüksek öğrenim görmüş olmayı şart koşuyor.
Aslında bu şart başkanlık referandumu sırasında Pek âlâ kaldırılabilirdi.
Fakat o zaman cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili yükseltilen bir diploma tartışması vardı… Ve eğer bu düzenleme o gün yapılmış olsaydı Erdoğan kendisi için önlem alıyor diye algılanırdı. Yani imkan varken bu madde değiştirilmedi. Oysa çok kolaydı. “Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip herkes cumhurbaşkanı adayı olabilir” yazdığınız vakit problem ortadan kalkardı.
**
Üniversite mezuniyetinin cumhurbaşkanlığıyla ne ilgisi var ki zaten!?. Bu şart yüzünden Bülent Ecevit kendi çağındaki isimler arasında en fazla hak eden lider olmasına rağmen, Çankaya’nın hayalini bile kurmadı.
Bu çok saçma bir kriter. İmamoğlu tartışmalarından bağımsız ifade ediyorum. Çok gereksiz. Madem gereksiz, neden anayasada durmaya devam ediyor?
Üstelik de, CHP Siyaseti için adeta Demokles’in kılıcı gibi sallanır vaziyette.
Hiç gereği yok.
**
CHP’nin İhtiyacı Demokrasi Kültürü
Bu meselenin Cumhuriyet Halk Partisi için öncelikle halledilmesi gereken bir mesele olduğu ortada.
Peki neden halletmiyorlar?
Diyeceksiniz ki “mecliste sayısal çoğunlukları yok” …
İşte orada ihtiyaç duyduğunuz şey demokrasi kültürü.
Madem CHP’nin bu problemi ortadan kaldırmaya yetecek sandalye sayısı yok o zaman Anayasayı değiştirecek sayıdaki milletvekillerini ikna edecek.
Bu da uzlaşma kültürü. Diğer partileri nasıl ikna edecek, onu bilmiyorum. Misal her gün meydanlarda erken seçim çağrısı yaptıklarına göre, 2028’den önce milletin önüne sandık gelmesini istiyorlar demektir.. O zaman, ‘bu konuyu gündeme getirip hem sandığı erkenden kuralım hem de cumhurbaşkanı seçilme yeterliliğinden üniversite mezunu olma şartını kaldıralım’ diyebilirler. Ak Parti ona destek verir CHP buna destek verir ortada buluşulur.
**
Fakat bunun adı CHP.
Sonunda kendisine yarasa bile uzlaşmak söz konusu olduğunda buna yanaşmaz. Bir önceki dönem anayasa komisyonu çalışmalarını hatırlayın. İktidar Partisi, şartlar tamamen eşit olsun diye parlamentodaki sandalye sayısına bakmaksızın komisyona herkesin eşit üye vermesini istemişti. O eşit üyelerle yapılan komisyon çalışmalarında yeni anayasa konusunda kısmen de olsa mesafe kat edilmişti. Ancak Kırmızı çizgiler çatışmış ve çalışma ortada kalmıştı.
İşte o gün AK Parti dedi ki; “bu anayasayı çıkaramayacağız belli oldu fakat en azından şu ana kadar üzerinde uzlaştığımız 64 maddeyi geçirelim”…
Öyle ya rasyonel zeka bunu emreder, değil mi? Bütün siyasi partiler üstelikle eşit temsille 64 madde üzerinde uzlaşmış. Hadi onu bari geçirin!.. Geçirmediler.
Dolayısıyla demokrasi kültürü ve uzlaşma kültürü dendiğinde Cumhuriyet Halk Partisi sonunda kendi menfaatine bile olsa ortalarda görünmemeyi tercih eder. Burada da öyle mi olacak göreceğiz.
Ateşe ulaşmadan önce #Güven_Erkaya için,
#Ecevit toprağa verilmeden önceki değişiklikler akla geldi.
Sn Dede #Sizi gerçekten severim.
Kişiye göre kanun mu olur sevgili Ersoy canım kardeşim?
*Sana/Sen/Siziz ifadesinde #Haklı bir itirazı vardır.