Ferhat ÜNLÜ – 13 Eylül 2023
Bütün ekonomik ve politik işaretler gösteriyor ki, dünyada yeni bir parasal düzenin kurulmasının arifesindeyiz. Bilinmeyen şey, bu yeni düzenin tam olarak nasıl olacağı.
Pandemi ve sonrasında gelen global finansal krizle birlikte ekonomide ‘Kelebek Etkisi’ dönemine girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu, benim bir süredir dile getirdiğim bir tez.
Vaktiyle filmi de yapılan Kelebek Etkisi’nin (Butterfly Effect) ne anlama geldiğine bakalım önce. Edward N. Lorenz adlı bilim adamı, matematikçi ve meteorolog amcamız şöyle diyor: “Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD’de fırtına kopmasına neden olabilir.”
İşte bu iklim teorisinin, Koronavirüs’ün birdenbire yayılması ve tüm dünyada yalnızca medikal politikaları değil; iç siyaseti, ekonomiyi ve diplomasiyi dizayn eden bir parametreye dönüşmesiyle bir ‘teori’den ibaret olmadığını anladık.
Mecazi ifade edersek, bir yarasa kanat çırptı, dünyanın anası ağladı.
BRETTON WOODS’UN SONUNA DOĞRU
Ekonomide de yukarıdan aşağı, yerine göre aşağıdan yukarıya niceliksel birikimle niteliksel sıçramaya sebep olacak değişkenlerin sayısı artmaya başladı. Bu, değişim okunun yönü daha ziyade yukarıdan aşağı doğrudur. Bunu, ‘Yeşil Kelebek’in, yani ‘Amerikan Yeşili’nin, doların 1944’ten itibaren kanatlanıp uçmasıyla müşahede ettik. 1944 Bretton Woods Anlaşması’yla başlayan süreçtir bu. ABD’nin bir kasabasında topladılar Birleşmiş Milletler’i. Ki zaten ABD demek, kasaba demektir. ABD’nin barbarlık üzerine inşa edilmiş medeniyetinin temelidir kasaba. Bretton Woods’da bir Uluslararası Para Anlaşması yaptılar ve dediler ki, her ülkenin parasının değeri dolar esas alınarak belirlenecek. Bu ekonomik zorbalıkla dolar bir yeşil kelebeğe dönüştü ve kanatlanıp uçtu. Bizim paramızla bir mukayese yapalım. Bu anlaşmadan önce 1 dolar, 1,35 TL’ydi. Düz hesap bir buçuk lira. 2002 senesine dek kaç liraya çıktı biliyor musunuz: 1,5 milyon TL. Sonra 2005’te TL’den altı sıfır atıp doları, 1944’teki değerine 1,34 civarına sabitledik ama şimdi 27 TL’ye dayanmış vaziyette. Bu döngüyü kırmak lazım. Peki nasıl?
Şimdi ona geliyoruz. Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında gördük, Rusya ruble ile doğalgaz alışverişini zorunlu kılıyor. Bu yetmez; Çin, Hindistan, Türkiye, hatta yer yer Avrupa destek verirse doların gücü kırılır.
Doların etkisinin kırılmasında ekonomide tüketici lehine kelebek etkisinin oluşması kolaylaşır. Tek bir bireyin ne önemi var demeyin, kişi dolar almaya çalışmazsa dolar yükselmez mesela. Bu, bugünün sorunu değil. Geçmişten gelen bir sorun ve çözülmezse geleceğe de böyle gidecek. Birey, aile ve ulus devletler, gerekirse bu konuda rakipleri küresel sermayeyle de işbirliği yaparak doların iktidarını kırmalılar.
Bundan dokuz sene önce, 2014’te yazdığım bir yazıda Rusya’nın, doların hegemonyasını kırmak için ‘altın’ adlı bir para birimine geçmek istediğini yazmıştım. Şimdi bunun BRICS ile somutlaştığını gördük.
BRICS, DOLARA KARŞI
Rusya’nın altın projesinin içinde Avrasya Merkez Bankası da vardı. Bu bankanın, Avrasya ülkelerinin ortak emisyon merkezi olarak faaliyet göstermesi planlanıyordu. Bu projenin 2025 yılında uygulama konulması hedefleniyordu. Bu yıl, muadili olan BRICS projesi gerçekleşti.
BRICS kısaltması; Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın ekonomilerini kastetmek için kullanılıyor. BRICS, bu ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşuyor. Gerçi şimdi Hindistan’ın ismi de India değil artık Bharat…
BRICS, hepsi G-20 üyesi beş ülkenin, para birimi dâhil ekonomik işbirliğini ifade ediyor. Bu yapı 2009’da kuruldu, ama önemli kararları yeni yeni alıyor. Türkiye Arjantin, Endonezya ve Meksika gibi ülkeler BRICS grubuna üye olma potansiyeline haiz.
BRICS’in yeni para birimi, doların en büyük potansiyel rakibi.
Evet, başa dönersek; bütün ekonomik ve politik işaretler gösteriyor ki, dünyada yeni bir parasal düzenin kurulmasının arifesindeyiz. Fırtına öncesi sessizlik hâkim. Ve gelecek ekonomik fırtına, ‘Yeşil Kelebek’in hegemonyasının kırılmasıyla dünyanın istikbalini şekillendirecek.