Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 28 Ağustos 2023

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 23 Ağustos 2023’te Irak ziyaretinin tarihi Rusya’da Wagner’in patronu Prigojin’in ölümüyle örtüşünce biraz gölgede kaldı. Bakan Fidan’ın temasları arasında Kahramanmaraş depreminde hasar gören Kerkük-Ceyhan boru hattının onarılarak faaliyete geçirilmesi, Kerkük petrolü sebebiyle Irak’a ödenecek 1.4 milyar dolarlık borç, iklim değişikliği sebebiyle Fırat ve Dicle nehirlerinin azalan su miktarı ve daha önemlisi PKK terör örgütüyle mücadele öne çıkmaktaydı. Bunlar içerisinde PKK’yla mücadeleye değineceğiz.

Türkiye’nin PKK ile Mücadelesi

Dışişleri Bakanı Fidan, başbakanından meclis başkanı ve dışişleri bakanı dahil pek çok devlet adamıyla görüştüğü Irak ziyareti sırasında Bağdat hükümetinden PKK’yı “terör örgütü” olarak tanımalarını istedi. Böylelikle PKK’yla silahlı mücadele yapılmasa dahi örgütün hareketleri kısıtlanabilecektir. Daha sonra Erbil ziyaretinde de Kürt Bölgesel Yönetimi Lideri Necirvan Barzani’den de PKK’ya karşı önlem almada işbirliği isteğini tekrarladı.

Türkiye, “Hendek Savaşları” ile Temmuz 2015’te yeniden başlattığı PKK terörü ile mücadelesini aralıksız olarak büyük metropollerde, İran-Irak-Suriye sınırına yakın kırsalda ve bilhassa Irak’ın kuzeyi ve Suriye’de sürdürdü. Yurtiçindeki faaliyetlerinden Nisan 2022 ortalarında başlayan Pençe-Kilit Operasyonu sırasında Kasım ayına kadar 400’ün üzerinde terörist etkisiz hale getirildi. Teröristlerin yuvalandığı veya saklandığı 500’den fazla mağara ve sığınak ile çok sayıda el yapımı patlayıcı madde imha edildi. Amansız bir mücadeleye kararlılıkla devam ediliyor.  “Diyarbakır Anneleri” sayesinde teröristlerin bir kısmı teslim oldu. Kırsalda ve Türkiye’nin her kentinde güvenlik sağlandı ama terör hala varlığını sürdürmektedir.

Terörle Mücadelede “Olmazsa Olmaz” Esaslar

Terör örgütlerinin tasfiyesi için gerekli şartlardan bazıları şöyledir: Devletin tüm birimleri kararlı ve işbirliği içerisinde doktrine olarak silahlı mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeli, halkın can ve mal güvenliği asla teröristlerin kendi “yasa”larına terk edilmemelidir. Terör elebaşısı/elebaşıları etkisizleştirilmelidir. Terörle silahlı mücadele birimleri mu mücadeleye uygun profesyonel tecrübeye sahip olacak şekilde istihbarat sistemi, cihaz, silah ve keşif vasıtalarıyla donatılıp desteklenmelidir. Terör örgütlerinin yurt içi ve yurt dışındaki barınma ve destek imkânları, maddi kaynakları kurutulmalı, silah ve teçhizat tedariki önlenmelidir.

İlginizi çekebilir!  Başıboş Köpekler... Milli Güvenlik Sorunu Olması mı Lazım?

Terör örgütlünün militan devşirme imkanı ortadan kaldırılmalı, yurt içinde teröristlerin yoğun çaba gösterdiği bölgelere devletin şefkatli elleri eğitim, sağlık, ulaştırma, ekonomik kalkınma gibi imkanlarla ulaştırılmalıdır. Terör örgütünün propaganda yapmasına fırsat verilmemeli, basın-yayın organları uyarılmalı, herhangi bir terör olayı üzerine bilhassa devlet yöneticileri tarafından terör örgütünün “beslenmesini” tetikleyecek acz ifadeleri kullanılmamalıdır. Terör örgütünün yurt içindeki dışındaki siyasi desteği kesilmelidir.

Terörle Mücadelede Tamamlanabilecek Eksikler

Bölgesel ve küresel bazı devletlerden maddi, barınma ve siyasi destekle “yarı küresel” niteliğe bürünen PKK’yla 2015 yılından beri müthiş bir mücadele sürdürüldü. Yurt içinden eleman devşirmesi epeyce azaldı ama hala tasfiye edilemedi. Çünkü Suriye uzantısı PYD/YPG, sözde ABD tarafından silah, eğitim ve siyasi açıdan desteklenmektedir. Irak hükümeti hala terörist olarak tanımlamakta tereddütlüdür. Kürt Bölgesel Yönetimi ise bu “akrabalarını” karşılarına almamaya özen göstermektedirler. Çünkü yüreklerindeki “bağımsızlık” ateşinin gerçekleşmesi için PKK’ya ihtiyaç duyabilecekleri bilincindedirler. Hele de ABD bölgede iken…

Kısa bir süre öncesine kadar MİT Başkanı iken PKK’yla mücadelede yoğun çabaları bilinen Fidan’ın Irak ziyaretini gerçekleştirmesi örgütün yurtdışındaki siyasi ve maddi desteğinin kesilmesi açısından önemli bir adımdır. Bunun bir adım ötesi PKK/YPG’nin neredeyse bölgedeki tutunacak tek dalı olan Washington’dur. Irak Hükümeti ve Kürt Bölgesel Yönetimi’nin desteği ise Kerkük Ceyhan boru hattı ileri sürülerek kesilebilir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.