42 kez görüntülendi.
celalettin yavuz 2

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 28 Aralık 2024

 

Devrimi gerçekleştiren Suriye’de bölgesel ve küresel güçlerin birbirleriyle çoğunlukla örtüşmeyen özel ajandaları mevcuttur. Yeni Suriye’nin yöneticileri, 61 yıllık diktatörlük döneminin yarattığı sosyolojik, ekonomik ve askeri çöküntünün yanında bu farklı küresel ve bölgesel güçlerle de uzlaşmak gibi son derece hayati sınavlarla karşı karşıya olunca, bugün bu konu ele alındı.

Colani’den el-Şara’ya evrilen Suriye’nin yeni lideri, dileriz ki yakın bir gelecekte “Afrin’de kendisine ayrılan bölgenin yönetimini” bırakıp, tüm Suriye’yi yönetmeye kalkışmaktan pişman olduğunu söylemez. Zaten söylemez ve aç kurtların üşüşeceği Suriye’nin geleceğini inşa etmede kararlılık gösterirse, kuşkusuz ki Suriye’nin en değerli devlet büyüğü olarak tarihe geçecektir. El-Şara ve ekibinin Suriye’deki sorunlarının özeti şöyle sıralanabilir:

Ekonomik ve Bürokratik Sorunlar: Ülkede otorite boşluğu yaratmaksızın, ancak hukuk düzeni içerisinde bir günlük yaşamın sağlanması esastır. Yani ülkede özel ve devlet kurumları çarkı dönmelidir. Özel sektörde sorun daha az olsa da, devletin bürokratları işlerine devam etmezse, çarkın dişlileri hasar görecektir. Yani kurumsal hafıza kaybı yaşanması kuvvetle muhtemeldir.

2010’da 62 milyar dolar olan ülkenin Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH)’sı, gelinen günde 8 milyar dolara kadar düştü. 2010’da %12 düzeyindeki yoksulluk oranı %90’ı geçmiş. Hatta nüfusun %65’inden fazlası gıda güvenliği sorunuyla karşı karşıya. Mevcut 5.5 milyon konutun yaklaşık 2 milyonu yıkılmış veya kullanılamaz durumda. Büyük ölçüde hasar gören ulaştırma/iletişim hatları ile enerji santralleri için geniş çaplı yatırımlara ihtiyaç var. Ancak özkaynakları ve özkaynak getirisi olabilecek imkanlarını büyük ölçüde kaybeden Suriye’nin, %65’i konut sektörüne için olmak üzere 400 milyar dolarlık yeniden yapılanma/inşa maliyetine ve teknik desteğe ihtiyacı var.

Yıllardır devam eden yaptırımların kısa sürede kalkması da mümkün değil gibi. Özellikle ABD ve AB ülkeleri, yeni yönetimin kendi istekleri yönünde hareket ettiğini gördükten sonra yaptırımları kaldıracaktır. Harabeye dönen ülkenin yeniden imarı için elini cebine atması “umulan” zengin Körfez Ülkeleri de yeni yönetimin “el-Kaide” ve hatta Müslüman Kardeşlerle arasına mesafe koymasını mutlaka isteyeceklerdir. Bu durumun HTŞ içerisinde kabul görmesi sorun olabilir.

İlginizi çekebilir!  İsrail’de Kuduz Salgını

Bir zamanlar kendi ihtiyacını karşıladığı gibi, zaman zaman ihraç da ettiği petrolü üzerindeki ABD destekli SDG (PKK/YPG) hakimiyetini nasıl kırabileceği de henüz bir muammamdır.

Otorite ve Toprak Bütünlüğü Konusunda Egemen Güçlerle Sorunlar: Suriye’de yeni yönetime toprak bütünlüğünü savunarak en samimi yaklaşan ülke Türkiye olsa da Türkiye, ABD ve İsrail’in yönetim üzerinde baskı yaratan başat güçler olduğu görünmektedir. Bu arada “başaltı” içerisine AB, Mısır, Körfez Ülkeleri ve her şeye rağmen Rusya ile İran da girmektedir.

Ülkedeki silahlı grupların savunma bakanlığı çatısı altında birleşmesi kararı iyi bir gelişmedir. Ancak PKK/YPG konusunda bir açıklık yoktur. ABD de YPG’yi destekleyen asker sayısını 900’den 2000’e çıkardı. Hala Ayn el-Arab (Kobani), Rakka, Haseke, Kamışlı hattının kuzeyinde ve daha doğusunda PKK/YPG’nin “özerk” tutumu devam ediyor. Devrim yönetiminin silah bırakma kararına bu grup direnirse, ABD ve İsrail desteğindeki PKK/YPG’ye hava desteğinden yoksun güçleriyle başarılı bir harekat icra edebilir mi?

Keza yeni yönetim, 1967’den beri işgal ettiği Golan Tepelerini aşarak başkent Şam’ın 25 km yakınlarına sokulan İsrail’e “Topraklarımızdan çık, yoksa zorla çıkartırız!” diyebilir mi? Derse, hangi düzenli ordu ve bu ordunun sahip olduğu uçak, tank vb ağır silahlarla? Bu arada İran ve Rusya’nın “devrim” yenilgisini kolayca hazmedemeyecekleri de akıldan çıkarılmamalıdır.

Sonuç olarak Suriye’nin bir an önce istikrar ve refafa kavuşmasını istesek süreç kısa değil gibi.

  1. Bozkurt Aran Büyükelçi (E) dedi ki:

    Mükemmel ayakları yerde tahlil. Gerçek durumu sosyal hayatım bir nebze de olsa rahatlayan görüntüleri bir süre bizi oyalar. Ama gerçeklerin makale de değinildiği gibi ortaya çıkması kaçınılmaz.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.