Reşit Kemal AS – 01 Kasım 2024
Son dönemde Türkiye’nin iç ve dış güvenliğine dair yaşanan gelişmeler, ülkemizin stratejik duruşunu yeniden sorgulamamıza sebep oluyor. Özellikle ABD’deki yaklaşan seçimler ve Trump’ın olası yeniden seçilmesi, Suriye’deki YPG’ye karşı Türkiye’nin atacağı adımları etkileyebilir. Trump’ın “Suriye’den çıkacağım” söylemi, Türkiye’nin YPG’ye yönelik operasyonlarının önünü açacak bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
Bu noktada, Türkiye’nin jeopolitik konumu ve güvenlik hassasiyetleri göz önünde bulundurulduğunda, devlet aklının durumu çok iyi analiz ettiğini söylemek mümkün. Eğer Trump, Suriye’den çekilme kararı alırsa, bu durum Türkiye’nin PKK ve YPG’ye yönelik daha etkili operasyonlar düzenlemesi için bir zemin oluşturacaktır. Ancak bu süreçte bazı iç dinamiklerin devreye girmesi muhtemeldir.
PKK ve sempatizanları, ülkemizdeki istikrarsızlığı artırmak ve Türkiye’nin güvenlik stratejilerine zarar vermek amacıyla çeşitli provokasyonlar yapabilir. Bu durum, oluşturulan ittifakların ve yapılan operasyonların etkisini sorgulamamıza sebep oluyor. Tüm bu süreçlerde, devlet aklının nasıl bir yol haritası izleyeceği önemli bir sorudur. Devlet, her zaman zamanını ve yerini doğru belirleyerek harekete geçmiştir. Şu anki koşullarda, terör destekçilerini savunanların ya da bu süreçte kayıranların durumu, içinde bulunduğumuz zaman diliminde hayati bir öneme sahiptir.
Unutulmamalıdır ki, devlet aklının gözlem yeteneği ve stratejik düşünce yapısı, her türlü riski minimize etme kapasitesine sahiptir. Bu nedenle, yaşla birlikte kuru da yanacaktır. Terörle mücadelenin yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda siyasi bir irade meselesi olduğu unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin geleceği açısından kritik bir eşikteyiz. Hem ulusal güvenlik hem de siyasi istikrar açısından atılacak adımlar, ülkemizin stratejik hedeflerine ulaşmasında belirleyici olacaktır. Herkesin bu süreçteki rolü ve sorumluluğu büyük; dolayısıyla Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden unsurlar karşısında birlik içinde durmak kaçınılmazdır.