Deniz İSTİKBAL – 15 Ocak 2024
Dünya ticareti salgınla önemli derecede zarar gördü. 2019’daki seviyelerine 2021’de geri dönebilen küresel ticaret yeni bir krizle karşı karşıya. 2023’te 45 trilyon doları aşan seviyesiyle dünya ekonomisinin önemli bir kısmını oluşturan dış ticaret Kızıl Deniz’de meydana gelen çatışma tehlikesi nedeniyle Kasım 2023’te yüzde 1,3’lük düşüş yaşadı. 25 günlük mesafenin 35 güne yaklaşması taşıma maliyetlerinde yüzde 50’den fazla yükselişe neden oldu. Küresel enflasyonun 2022 ve 2023’te petrol krizleri sonrası en yüksek seviyelere ulaşması ise fiyat mekanizmasına negatif yansımıştı. FED ve Avrupa Merkez Bankasının faiz artırımlarıyla dizginlenen enflasyonun Kızıl Deniz’deki çatışma nedeniyle yeniden alevlenmesi beklenebilir. 2022’deki enerji, tedarik ve gıda krizleri kadar büyük etki yaratmaması ihtimal Kızıl Deniz’deki çatışma küresel enflasyona etki edebilir. Özellikle Asya’dan gelen ürün gruplarındaki maliyet artışları faizlerin bir süre daha yüksek seviyede kalmasına neden olabilir. 2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren faizleri düşürmesi beklenen FED ve Avrupa Merkez Bankası ise sıkı para politikasına öncelik verebilir. Firma iflasları ve işsizlik gibi sorunlara neden olan faiz artışlarının bir süre daha ekonomik üzerinde risk oluşturması ihtimal dahilinde olduğu görülüyor.
Yılda 17 bin geminin geçtiği ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sine tekabül eden Kızıl Deniz ticaret rotası İsrail-Filistin savaşı nedeniyle önemli bir krize maruz kaldı. Küresel rafine petrolün yüzde 21,5’inin geçtiği Kızıl Deniz enerji fiyatlarının tekrar yükselmesine sebep olabilir. Avrupa’nın ithal ettiği ürünlerim yaklaşık yüzde 15’inin geçtiği Kızıl Deniz ticaret rotası Ukrayna Savaşının sürdüğü bir ortamda yeni tedarik arayışlarına ülkeleri itebilir. Konteynır maliyetlerine de yansıyan çatışma yeni ürün tedarikini daha pahalı hale getirdi. Salgın sonrası global bir kriz haline gelen tedarik sorunu yeni aşılmışken farklı bir şok dalgasıyla süreç bozulmuşa benziyor. Özellikle Yemen’de süren iş savaş, Somali-Etiyopya anlaşmazlığı ve korsan faaliyetleri Kızıl Deniz ticaret rotasına tehdit oluşturuyor. Dünyanın en büyük konteyner firmalarının Güney Afrika rotasını tercih etmesi ise Batı Asya ülkelerini ekonomik bir dar boğaza itebilir. Mısır’ın kamu gelirleri arasında büyük bir yer kaplayan Süveyş Kanal ücretlerinin dramatik bir şekilde düşmesi bunun önemli bir göstergesi. 2015’ten itibaren kur krizi ve yüksek enflasyonla mücadele eden Mısır’ın İsrail-Filistin çatışması nedeniyle uğradığı zararın boyutları daha fazla artabilir.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn uzun yıllardır Kuzey Yemen’e müdahalede bulundu. Ancak askeri bir başarının yakalamaması sonrası Arap güçleri kısmı barış antlaşması imzalayarak süreci müzakerecilere bıraktılar. Suudi Arabistan’daki petrol üretim tesislerini farklı dönemlerde füzelerle vuran Kuzey Yemen’in yeniden saldırılara başlaması enerji fiyatlarının yükselmesine sebep olabilir. Böyle bir durum özellikle gelişmekte olan ülkelere ciddi maliyetler yükleyebilir. FED ve Avrupa Merkez Bankasının faiz politikası nedeniyle finansman bulmakta zorlanan gelişmekte olan ülkeler yeni krizlere maruz kalabilir. Çok boyutlu çıktıları olan Kızıl Deniz’deki krizin askeri müdahale nedeniyle uzun yıllar devam etmesi bekleniyor. Özellikle İngiltere, ABD ve diğer müttefiklerin sürece askeri çözümle yaklaşması ve İsrail-Filistin çatışmasında İsrail’e destek vermeleri küresel bir krize neden oldu. Bu krizin yansımaları ilk olarak Filistin’de katliam şeklinde ortaya çıktı. Küresel ticaret rotasındaki çatışma ise ikinci çıktı olarak okunabilir. Sonuç itibariyle küresel ticaretin önemli geçiş noktasından biri olan Kızıl Deniz yeni çatışma ve krizlerin tam ortasında bulunuyor. Ülkeler de mevcut yaşanılan çatışmadan fiyat ve maliyet artışları şeklinde etkileniyor.