Son yılların en çarpıcı diplomatik figürlerinden biri olan Azerbaycan kökenli iş insanı Aras Ağalarov, adıyla ve Karabağ’daki duruşuyla gündemde sıkça yer alıyor. Hem AVM sahibi kimliğiyle hem de Ümumrusiya Azerbaycan Kongresi Başkan Yardımcısı olarak görev yapmasıyla tanıdık bir isim olan Ağalarov’un Rusya Devlet Başkanı Putin’e olan yakınlığı, onu sadece iş dünyasının değil, aynı zamanda siyasetin içinde de etkili bir figür haline getiriyor.
Özellikle Rusya ve Kırım arasındaki ilişkilerde Putin tarafından özel olarak görevlendirilen Ağalarov’un, Karabağ’ın Ermenilerden geri alındığı süreçte sergilediği kararlı ve dik duruş, onu milli Azerbaycan duruşunun bir sembolü haline getirdi. Karabağ meselesinde Azerbaycan’ın yanında yer alarak, ülkesinin haklarını savunan Ağalarov, ulusal kimliğin ve toprak bütünlüğünün vazgeçilmez bir savunucusu olarak öne çıkıyor.
Son dönemde yaşanan saldırıların ardından Ukrayna’nın adı sıkça gündeme gelse de, asıl dikkat çekici olanın Fransa’nın rolü olduğunu düşünüyorum. Fransa’nın, Karabağ meselesinde Ağalarov’un etkinliğinden rahatsızlık duyduğu ve bu nedenle saldırıları teşvik ettiği iddiaları, göz ardı edilmemeli. Karabağ’daki ticari faaliyetlerin Ağalarov’a geçmesiyle Fransa’nın zarara uğradığına dair söylentilerin dolaşması, Azerbaycan’ın etkin figürlerini hedef alarak zarar verme girişimleri olarak yorumlanabilir.
Aras Ağalarov, sadece bir iş insanı veya bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir milletin onurunu ve haklarını savunan bir figür olarak önemli bir konumda duruyor. Onun milli duruşu, Karabağ meselesinde Azerbaycan’ın haklı mücadelesinin sembolü olmuş durumda. Umarım gelecek günlerde, bölgedeki istikrarın sağlanması ve barışın tesisi adına daha fazla olumlu gelişmelere tanık oluruz.