Coşkun BAŞBUĞ – 05 Aralık 2023
Kantar…
Eninde sonunda bir vesile ile hepimizin çıkacağı o hassas ölçüm.
Geçtiğimiz hafta İsrail ile Filistin geçici ateşkes vesilesi ile kantara çıktılar.
Her ikisi de alem huzurunda ederlerini gördüler.
Kantara önce, o kuş ömrü tarihinde sürekli soy kırmış, sürekli katletmiş soysuz İsrail çıktı.
Sonrasında ise bu soysuza karşı vatan mücadelesi yürüten şerefli Hamas çıktı.
Kantarda kim ağır çekti dersiniz?
….
Cevap Belli…
Tamam cevabı bilirdiniz ama itiraf edin aradaki farkın bu kadar açık olacağını tahmin edemezdiniz.
Evet, kantara çıkıldığında gerçekten İsrail ile Filistin arasında korkunç bir fark olduğu ortaya çıktı.
İsrail’de ölçümü mümkün olmayan bir dip seviye, Filistin’de ise ölçümü mümkün olmayan bir tavan seviye görüldü.
Bu ölçüme kadar kimse İsrail’in böylesine hayvandan aşağı bir yaratık olduğunu tahmin etmiyordu.
Ama artık herkes öğrendi. İsrail hayvandan aşağı bir mahlukat olduğunu yedi düvele ispatladı.
Bu unvan boşuna verilmedi.
İşte İsrail’e bu başarıyı getiren nedenlerden birkaç örnek.
İsrail Zulmü…
Esir takasının yapıldığı günlerde televizyon kanalları Filistinli esirlerin yattığı EFOR Cezaevi önünden saatlerce yayın yaptılar.
FETÖ mağduru cezaevi tecrübesi olan biri olarak EFOR cezaevini gördüğümde kanım dondu.
Çünkü EFOR cezaevi benim tutuklu kaldığım cezaevinin yarısı büyüklüğünde bir binaydı.
Bulunduğum cezaevi hücre tipi koğuşları olan 300 kişilik bir cezaevi idi.
O daracık hücrede inanılmaz zorlu günler yaşadım.
Bu binanın yarısı kadar olan EFOR’da hücre tipi ama tutuklu sayısı 1.200.
EFOR’ cezaevinde alıkonulan Filistinliler ancak bir yatağın sığabileceği genişlikteki hücrelerde kalıyorlar.
Üstelik ayaklar kelepçeli, döşeği olmayan demir yataklarda yatmak kaydıyla.
Uğradığı şiddet ve psikolojik baskı da cabası.
Tuvalet ihtiyaçları mı?
Hücrenin tam ortasında bu iş için bırakılan bir delik var.
Farkındayım içiniz karardı, mideniz bulandı.
Bu nedenle en iyisi örneği burada keselim ve bir başka örnek olan teslim edilen esir görüntülerine geçelim.
Hamas Farkı…
Hamas’ın serbest bıraktığı esirlere baktığınızda gencinde, yaşlısında hepsinde ortak bir tablo görüldü.
Gülen yüzler, minnet dolu bakışlar, Kassam askerleriyle vedalaşırken yaşanan duygusal anlar.
Bu tepki sürpriz değildi. Zira bir Kassam Askeri İsrailli esirler için şöyle demişti;
“İnancımız gereği ne yediysek yedirdik ne içtiysek içirdik.”
Şeytan’ın Yeryüzündeki Hali İsrail…
Kendi esirlerinin bu durumu İsrail’i anormal rahatsız etti.
Zira tüm dünya kamuoyu görüntüleri hayretle izliyor ve Hamasın hiç de öyle anlatıldığı gibi olmadığını görüyordu.
Hamasın serbest bıraktığı esirlerde hal böyleyken İsrail’in serbest bıraktığı esirler de durum tam tersiydi.
Filistin esirler insanlıktan çıkmış yaratık görüntüleri veriyorlardı.
İsraillin yıllarca her türlü kötü muamele ve işkenceyi uyguladığı bu zavallı insanlar içi boşaltılmış yürüyen cesede dönmüşlerdi.
Çevresinde olan bitene boş gözlerle bakıyor, anne babasını dahi tanımıyorlardı.
Serbest bırakılan tüm Filistinli esirlerde bakışlar boş, beyinler bitik vaziyetteydi.
Tüm bunlardan daha da kötüsü o insanların artık geriye dönüşleri neredeyse imkansızdı.
Hamasın serbest bıraktığı İsrailli esirler ise yaşadıkları karşısında kendilerini Gazze prensi, prensesi olarak görüyorlardı.
Aradaki fark buydu.
Tek Çözüm Sansür…
Şeytan İsrail hemen karşı atağa geçti ve serbest bıraktığı Filistinli esirler ile teslim aldığı İsrailli esirlere konuşma yasağı getirdi.
O kadar sinsi bir plandı ki.
Serbest bırakılacak Filistinli esirlerin aileleri teslimat öncesinde istihbarat birimlerince tehdit edildi.
Ailelere; esir ya da aileden biri basın önünde konuştuğu taktirde 500.000 Türk lirası para cezasına çarptırılacağı ve aynı zamanda serbest bıraktığı esirin tekrar tutuklanacağı söylendi.
İsrail serbest bırakılan kendi esir vatandaşlarına yönelik de bir uygulama başlattı.
Esirleri ailelerine teslim etmek yerine adına “rehabilitasyon kampı” dediği bir tecrit uygulamasına geçti.
Böylelikle bu kampta esir tutulan insanların konuşup Hamas’ı övmeleri engellenmiş olacaktı.
Bu kirli plan şu an için uygulamada ve İsrail ilk krizi atlatmış görünüyor.
Ama ya gelecekte…
Nasıl susturacaksın bu insanları…
Unutma Katil…
Eninde sonunda yok olacaksın…