
Sosyolog Büşra AS – 17 Mayıs 2024
Niçin evlenmeliyiz? Sorusu evlilik öncesi dönemde herkesin aklından geçen bir sorudur. Bunu ‘’Herkes evlenmek zorunda mı?’’ veya ‘’Evlenmeden de hayat devam etmez mi?’’ soruları takip edebilir. Bu soruların hepsi aslında evlilik öncesi dönemde olan her bireyi doğru kararlar vermek noktasında harekete geçirebilir. Tıpkı tarihten günümüze bilim ve felsefe dünyasında bu sorulara cevaplar arandığı ve merak edildiği gibi. Sahi bir insan neden evliliğe ihtiyaç duyar?
Darwin Türlerin Kökeni isimli kitabında insanın güçlü kalma çabası içinde olduğunu ve güçlü kalanında bulunduğu şartlara uyum sağlayabilerek neslini devam ettirebildiği yargısı üzerinde durur. Darwin araştırmalarında insanların neslin devamı amacıyla evliliğe yönlendikleri yargısına varmıştır. Ona göre evlilik aslında bir eşeysel seçimdir. Bireyler eş seçerken sağlık, dış görünüş gibi nesillerini devam ettirmede önemli kriterlere bakmaktadır. Yani evrimci psikolojiye göre evliliğin amacı tamamen üreme ve neslin devamlılığını sağlamaktır.
Darwin’in bu görüşü zaman içinde çıkmaza sürüklenmiştir. Çünkü Darwin’in bu yargısı akıllara şu soruyu getirmiştir; ‘’Çocuk sahibi olamayan bireyler niçin evliliklerini sürdürür?’’ veya çocuk sahibi olabilmelerine rağmen bazı çiftler neden çocuk sahibi olmak istemezler ve buna rağmen evliliklerini sürdürürler? İşte bu çıkmazda imdadımıza David Buss yetişiyor.
David Buss evrimci psikolojinin eş seçimindeki görüşlerine ilişkin araştırmaları ilk başlatan düşünürdür. Buss’a göre insanlar arasındaki aşk, sevgi ve bağlılık davranışları yalnızca anne-babalarından gördüğü davranışları devam ettirme ihtiyacından ibarettir. Yani onun için bu davranışlar birer alışkanlıktır. Bireyler nesiller boyunca ailelerinden bağlılık gibi duyguları öğrenmiş ve bu öğretiler bireysel kabullere dönüşmüştür. Bireysel kabuller de zamanla ihtiyaca dönüşmüştür. İnsan evlilik yoluyla hem neslinin devamını hem de sevme-sevilme ihtiyacını karşılamayı amaçlayabilir.
Günümüzde ise sosyal yaklaşımlar evliliğin; üreme, statü, duygusal bağ kurma ihtiyacı, romatizm, çevresel faktörler, sağlık, psikoloji gibi işlevleri üzerinde durmaktadır. Evlilik bireylerin bu ihtiyaçlarını karşılamalarında ve sosyal hayata karışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Evliliğin niteliği, evlilikten alınan doyum, statüye uygun bir evlilik veya eşlerin sağlık durumu bireyin toplumdaki konumunu belirleyebilmektedir. O nedenle bireyler evlilik öncesi dönemde bu beklentiler doğrultusunda eş seçimini yapmalıdır. Bireyin hayat beklentileri nasıl bir eş seçmesi gerektiği hakkında bilgi verebilir. Örneğin; hayattan beklentiniz daha yüksek bir statü ise bu tarz bir bireyle evlilik yapmak beklentinizle örtüşecektir. Farklı bir açıdan hayattan beklentiniz romantizm ise böyle bir tutuma sahip olmayan bir bireyle evlilik yapmak beklentilerinizi karşılamayacağından evlilikten doyum almamanıza yol açabilir.
Eğer evlilik üzerine düşünceleriniz varsa sağlıklı bir eş seçim süreci beklentilerinizi bilmekten geçer. Hayat beklentilerinizi, bir eşten neler beklediğinizi biliyorsanız eş seçim süreciniz de daha sağlıklı ilerleyecektir. Fakat bu konuda tutarsızlıklar yaşıyorsanız ve henüz ne istediğinize karar veremediyseniz kendinize zaman vermek ve sorularınıza bir süre daha cevap aramak çok daha sağlıklı olacaktır.