bercan tutar kapak 2025

Bercan TUTAR – 12 Ocak 2024

Siyonistlerin kabusu olan

kan iftirası’ inancı yayılıyor

Batı’nın bilinçaltındaki Yahudi nefreti yeniden şahlandı

İsrail’in Lahey’de yargılandığı soykırım davası Yahudi lobisi ile Siyonistlerin siyasi istismarından bıkan Batılı devletler arasındaki hesaplaşmaya da sahne oluyor. Her iki taraf da elindeki bütün kartları açmaya başladı. İsrail yönetimi Batılı devletleri susturmak için her tür kirli kozu kullanıyor. Lahey’deki mahkeme öncesinde MOSSAD’a çalışan ve hapishanede ‘intihar’ eden Jefrrey Epstein’in Batılı ultra elitlerin müdahil olduğu pedofili listesinin bu süreçte detaylandırılarak yeniden yayımlanması bu hesaplaşmanın ilk adımı olarak okunuyor. Bu hamle bir bakıma İsrail’in Batılı devletlere “beni yakarsanız siz de yanarsınız” restidir.

Fakat yine de Türkiye, Rusya ve Çin gibi İsrail’i kınayan ve durdurmaya çalışan aktörler dışında Batı’dan İngiltere’nin açık, ABD’nin ise zımni desteğini alan Güney Afrika’nın açtığı soykırım davası hem İsrail’de alarma yol açtı hem de İsrail’e dair Batı’daki ezberleri bozdu/bozuyor.

İsrail ne yapsa da bu davanın açılmasını engelleyemedi. Siyonist ve Siyonazist Yahudi lobisinin yapabildiği tek şey yine küresel sistemin merkezinde yer alan ultra elitlerin kirli çamaşırlarını servis etmek oldu. Duruşmaya günler kala İsrail’in pedofili listesiyle yaptığı saldırıya İngiltere yönetimi polislerini seferber edip İsrailli Nazilerin karıştığı insanlık suçları için deliller toplamaya başlayarak cevap verdi. ABD’den de New York’taki bir sinagogdaki deşifre edilen tüneller misillemesi geldi.

Bu bir bakıma Anglo-sakson devletlerin İsrail’in hamlesine gösterdikleri ilk reaksiyondu. Ve bunun devamının geleceğini de ima ediyorlar. İsrail de şimdilik en büyük kozu olan pedofili listesi ve belki de MOSSAD’ın elindeki eski ABD başkanlarından İngiliz prenslerine, tanınmış ultra zenginlerden her alandaki ünlülere dair pedofili kayıtlarını ve resimlerini göstererek karşı misillemede bulanabilir. Fakat gelinen noktada İsrail ve soykırımcı teolojik fanatikleri için yeni bir Ortaçağ’ın başlama ihtimali giderek güçleniyor.

Çünkü Yahudi lobisi ile Batılı derin devlet aygıtlarının karşılıklı restleşmesinde her iki taraf da diğerini en zayıf bulduğu noktadan vurmaya veya rehin almaya çalışıyor. Burada İsrail’in elinin çok daha zayıf olduğu anlaşılıyor. Çünkü belki de ilk kez Batı kamuoyu İsrail’in suçlarına karşı isyan halinde. Bu isyan ve İsrail’in Gazze’de özellikle çocuklara karşı işlediği vahşi katliamlar Hristiyan dünyanın bilinçaltındaki tarihsel ve kültürel Yahudi nefretine dair bütün teolojik veya mitolojik unsurları tetiklemiş görünüyor.

Bunun en fazla farkında olan ise İsrail’in soykırımcı Başbakanı ve soykırımcı kabinesindeki bakanlar. Nitekim Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasında ilk duruşma dün yapıldı. Güney Afrika, İsrail’in Gazze’de işlediği bütün insanlık ve savaş suçlarını soykırımcıların yüzüne vurdu. İsrail ordusunun siyasi liderlerin talimatıyla sistemli şekilde soykırım faaliyeti yürüttüğünü söyledi.

Lahey’deki davada bugün İsrail savunma yapacak. Savunma öncesi İsrail başbakanı Benyamin Netanyahu “Dünya tersine döndü. Soykırıma karşı mücadele eden İsrail soykırımla suçlanıyor” diyerek Güney Afrika’nın başvurusunu ve iddialarını “kan iftirası” diye niteleyerek reddetti. Bu ifade Orta Çağ’da ortaya çıkan ve Yahudilerin dini ritüellerde kullanmak için Hıristiyan erkek çocuklarını öldürdüğünü iddia eden Yahudi karşıtı inanışa atıftı.

İlginizi çekebilir!  Geciken İşlerin Gölgesinde Bir Yaşam: Erteleme

Batı toplumlarında Yahudilerin çocukları kurban ederek ayin yaptıkları ve çocukların kanıyla yapılmış ekmekleri ‘matsa’ yediklerine dair inanç yeniden hortlamış görünüyor.

Bu bağlamda Siyonistlerin pedofili ağıyla Batılı liderleri ve devletleri susturma hamlesi geri tepmiş görünüyor. Bebek katili Netanyahu’nun ‘dünya tersine döndü’ diye hayıflandığı gerçek bu. Çünkü ultra zenginlerin, yıldızların, aktör ve eski başbakanların karıştığı pedofili skandalında bu isimlerin küçük çocukları istismar dışında öldürülen çocukların kanından elde edilen “adrenochrome” denilen yaşlanmayı yüzde 60 oranında geciktirdiği belirtilen ilaçlar kullandığı da ortaya çıktı. MOSSAD’ın ajanı olarak çalışan Epstein’ın başını çektiği pedofili ağında kaçırılan küçük yaştaki çocukların hem seks kölesi olarak kullanılması hem de bu tür sapıkça emellere kurban edildiğine dair kan dondurucu haberler ve iddialar, özellikle Batı’daki Yahudi algısını kökten sarsıyor.

Lahey’de İsrail’in soykırımla yargılandığı dava ve Epstein skandalıyla eş zamanlı olarak ABD’nin New York kentindeki bir sinagogda bulunan gizli tünel ve kaçak mahzenler, Yahudilerin dini ayinlerde çocukları kurban ettiğine dair eski Batılı inanışları yeniden körüklüyor. 9 Ocak’ta Chabad Lubavitch sinagogunun altındaki tünelden çıkan bebek puseti ve kanlı yatak görüntüleri infial yarattı ve dünyanın gündemine oturdu.

New York’un Crown Heights semtindeki bir sinagogun altında yasa dışı bir şekilde tünel kazıldığı ortaya çıktı. Hasidik Yahudilerin ikamet ettiği bir bölgede yaşanan olayda çevre sakinleri, tünellerin geçtiğimiz aylara kadar bilinmediğini savundu. Baskın sırasında sinagogda eğitim gören öğrenciler ve cemaat üyeleriyle polis arasında arbede yaşandı. Baskın sırasında tünelin arka sokaktaki çıkışından kaçmaya çalışırken görüntülenen bir kişinin olduğu sokakta, bir çocuk müzesi bulunduğu anlaşıldı. Olayla ilgili yeni gelişmeler, ABD medyasında genişçe yer alırken insan ticareti ve pedofili ağı suçlamaları da giderek yoğunlaştı. New York polisinin bu mahzenleri yeni bulduğuna kimse inanmıyor. ABD’den gelen bu hamle Epstein hamlesiyle Batılı devletleri sıkıştırmak isteyen Yahudi lobisine bir ihtar niteliği taşıyor. Bu görüntüler, organ kaçakçılığı ve çocuk istismarı iddialarını da gündeme taşıdı. Bazı kaynaklar bunların Yahudi karşıtlığını körüklemek için yapıldığını ileri sürdü.

Fakat bütün bu gelişmeler Netanyahu’nun da vurguladığı gibi Yahudiler için her şeyin tersine döndüğünü gösteriyor. Özellikle de ‘kan iftirası’ denilen ve Batı’da hayli yaygın olan inanış Yahudiler için Avrupa ve ABD’de yeni bir sürgün ve kitlesel katliamın kapısını aralayabilir. Bu risk çok yüksek. Çünkü Kan iftirası Avrupa’da Yahudilere karşı yapılan zulümlere neden oldu. Kan iftirası veya kan suçlaması, Yahudilerin Hristiyan ve diğer dinlerden çocukların kanlarını dini ayinlerde ve bayramlarda kullandıkları yönündeki inanıştır.

Bu inanışa göre göre Yahudilerin Pesah (hamursuz) bayramında matsa (mayasız ekmek) yapabilmeleri için insan kanına ihtiyaçları varmış ve Hristiyan çocukların kanını tercih ederlermiş. Avrupa’da hayli yaygın olan bu inanıştan dolayı sebebi bilinmeyen çocuk ölümlerinden Yahudiler sorumlu tutulurdu. Amerikan tarihçi Walter Laqueur’e göre Ortaçağ’da yüzlerce kan suçlaması olayı gerçekleşti ve olayların hemen hemen hepsinde de gerek linç yoluyla gerekse de işkence sonrası mahkeme yoluyla Yahudiler öldürüldü.

İlginizi çekebilir!  ABD, Avrupa ve İsrail’in önündeki iki seçenek

Yahudilerin kan iftiralarıyla yargılanması 1. yüzyılda başlayıp modern zamanlara kadar devam etmiştir. İnternetteki açık kaynaklarda bile rahatlıkla bulabilen birçok olay zikrediliyor. Son zamanlarda gündem oluşturan olaylardan bazıları şöyle…

Londra merkezli Arapça Al-Hayat gazetesi, 21 Ekim 2002 nüshasında Siyon Matsası’nın sekizinci baskısına girdiği ve kitabın İngilizce, Fransızca ve İtalyancaya tercüme edildiğini duyurdu.

2003’te özel bir Suriye film şirketi Aş-Şatat (“Diaspora”) isimli 29 bölümlük bir dizi yarattı. Dizi, 2003’ün sonunda Lübnan’da Hizbullah’a bağlı Al-Manar isimli uydu televizyon kanalından yayınlandı. Siyon Liderlerinin Protokolleri kitabını temel alan dizide Yahudilerin dünyayı yönetmek için komplo teorileri düzenlediği, Hristiyan çocukları kaçırıp kanlarından matsa yaptığı anlatıldı.

Ocak 2005’te, Rusya’nın bir meclis kamarası olan Devlet Duması’nda 20 vekil Yahudilere karşı kan iftirasından bulundu. Genel Savcılıktan “bütün Yahudi örgütlerinin yasaklanması”nı istedi. Her Yahudi örgütünün radikal olduğunu savunan vekiller Yahudileri “anti-Hristiyan, zalim olmakla ve ibadetlerinde dini cinayet uygulamakla” suçladı.

Nisan 2005’te, 9 ila 12 yaşlarında beş çocuk ortadan kayboldu. Çocukların yanmış cesetleri Mayıs 2005’te Krasnoyarsk (Rusya) kanalizasyonunda bulundu. Suç ifşa edilmedi ve Ağustos 2007’de incelemenin 18 Kasım 2007’ye kadar uzatıldığı bildirildi.[38] Bazı Rus milliyetçi gruplar, çocukların, ibadetleri gereği Yahudiler tarafından öldürüldüğünü beyan etti.

“Beş yüzün mektubu” yazarı milliyetçi M. Nazarov, Pesah’ta çocukları öldürüp kanlarını toplayan Hasidik sekti suçladı. M. Nazarov ayrıca ibadet gereği cesedi örtmektense dışarı atıldığını iddia etti. “Rus Halkları Birliği”, yetkililerden Yahudileri incelemelerini, sinagoglarla sınırlı kalmayıp matsa üreten fırınları ve ofislerini teftiş etmelerini istedi.

İsrail İslami Hareketi kuzey kolu lideri Raid Salah 2007’de Yahudilerin, çocuk kanlarından ekmek yaptığını belirten bir demeç verdi: “Biz, kutsal ay Ramazan’da orucumuzu bozarken kanla yoğrulmuş ekmekleri asla kullanmayız”, “Her kim daha çok açıklama isterse, Avrupa’da, [Yahudi] kutsal ekmeğine eklenen kanların sahibi çocuklara ne olduğunu sorsun” dedi.

Batı medyasında bazı yayın organlarında Avrupa’da 1910’larda çok yaygın olarak kullanılan bazı anti-semitist broşürler yeniden yayımlanıyor. Yeniden yayımlanan bu broşürlerden biri 1910 yılında Kiev’de dağıtılmış ve üzerinde masum bir çocuğun resmi bulunuyor. Broşürde anne babalara şu uyarı yapılıyor: “ Hristiyanlar çocuklarınıza sahip çıkın!17 Mart’ta Yahudi Pesahı olacaklar!”

Bizdeki Münevver Özdemir cinayeti ile İstanbul Ortaköy’deki sinagog yakınlarında meydana gelen vakıalar bazı kalemler ve sosyal medya kullanıcıları tarafından son gelişmelerin de etkisiyle olsa gerek farklı ve imalı şekilde yorumlanmaya başlandı.

Hâsılı kelam, Siyonistler ve Siyonaziler için katil Netanyahu’nun da dediği gibi her şey tersine dönüyor. Evdeki hesapları çarşıya uymuyor. Bindikleri Batılı dalı bile kesmeye başladılar. İşledikleri vahşi suçlar Batı kamuoyunun bilinçaltındaki tarihi ve kültürel Yahudi düşmanlığını yeniden tetikliyor.

Kuş yok ki Gazze’de hunharca katlettikleri masum bebeklerin ve günahsız çocukların ahı sonlarını getirecek, getiriyor da. Bu aşamadan sonra sadist Siyonist barbarların tarihten silinmesi artık bir ihtimal değil bir zaman meselesidir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.