Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 15 Temmuz 2024
“Yasak” insanoğlunun nefsine hoş gelen bir şey değil; hatta bazen “yasak koymak” merak uyandırıyor insanların bazılarında. Ancak insanların yüksek/güzel ahlak üzere olup emir ve yasak olmadan hareket etmeleri genel bir durum değil maalesef. Bazı meslekler/işlerde genel durum olsa bile yani çoğunluk güzel ahlak üzere olsa da emir-yasak sistemi “işin gereği” lazım oluyor. Askeriye (ordu) kurumu, bunun tipik örneği.
28 Haziran 2024 tarihli Resmî Gazete’de “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayınlandı. Bu kapsamda “Kendisinin veya başka bir askeri personelin askeri kimliğinin, görev veya faaliyetleri kapsamında askeri bilgi, belge, konum bilgisi veyahut bunlardan herhangi birini içeren resim, yazı, fotoğraf, ses kaydı, video gibi görsel ve işitsel materyallerin, Millî Savunma Bakanlığı’nca yetki verilen durumlar hariç, radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayınlanması veya açıklanması yasaktır.” fıkrası eklendi. Çünkü “işin doğası/gereği” bu; “asker” bir insan ama yaptığı vazife gereği olarak yapmaması gerekenler var.
Beğenilme Psikolojisini Anlamak
Yapmaması gerekenlerin en önemlisi, askeriyede olup bitenleri askeri içinde tutmak; ama işin gereği bu olsa da insanoğlu için “beğenilme” imtihanı var.
İnsan sevgiye ve ilgiye muhtaç bir varlık; fidanın suya ihtiyaç duyması gibi sevilmeli ve ilgilenilmeli insanla. Eğer zamanında (küçüklüğünde anne-babadan, ilerleyen yaşlarında akranları tarafından ve amirlerince) sevilmede veya ilgi görmede “yetersizlik” hâkim olursa, ilk fırsatta da bunun dışavurumları ile karşı karşıya kalınıyor. Adına X, Y, Z denen mecralarda kendini gösterip beğendirmekle var olmaya çalışıyor insan!
Bazılarında bu sevgi ve ilgi açlığı “doyunca”, beğenilme ya da görünme derdi bitiyor ve tatmin düzeyine erişiliyor, ama bazılarında “doyumsuzluk” galip geliyor ve bir müddet sonra “beğenilme bağımlılığı” söz konusu oluyor, madde bağımlılığından beter bir bağımlılık çünkü başkasının beğenmesi ile hayatta var olma durumu bu! Bu tarz bir durum bir yönüyle anlaşılabilir, çünkü insan sosyal bir varlık, yani başkaları üzerinden kendine anlam verebiliyor. Bu nedenle başkalarının kendisini beğenmesini beklemek, mutsuzluğunun giderilmesi veya mutluluğunun devamı için gerekli görülebiliyor.
Ama nihayetinde; hangi gerekçe ile olursa olsun “herkes tarafından beğenilme arzusu” bir müddet sonra “herkesin esiri” olmak anlamına geliyor. Günümüzde de bu esaretin en önemli yeri “sosyal medya” mecraları.
Görüntü Vermenin Askeriye’deki Anlamı
Sosyal medya denilince ve söz konusu askeriye olunca, bu şahsî esaretin uzantısının daha başka esaretlere kapı aralayabilme riski var.
2021’in son aylarında Türkiye’de sosyal medya mecralarında “üniformanla fotoğraf paylaş” etiketiyle akım başlatıldı; 24 saat içinde asker ve polisin aralarında bulunduğu çok sayıda paylaşım yapıldı. O günden bugüne yaşanan benzer sorunlar mahkeme düzleminde çözülmeye çalışıldı ve nihayet kanun düzenlemesi ile (kamuoyundaki ifadesiyle) “askeriyede sosyal medya yasağı” getirildi; çünkü işin gereği olarak askeriyede aslolan beğenilmek değil güvenlik.
ABD’nin, Çin tarafından oluşabilecek güvenlik riski nedeniyle askeri personeline yönelik çeşitli sosyal medya yasaklarını devreye sokması da bundan. Ukrayna ile savaşta olan Rusya’nın askeriye mensuplarının sosyal medya kullanımlarını sınırlandırması da bundan. Hindistan’ın birçok sosyal medya platformunu askeriye için yasaklaması da bundan. İngiltere’nin askerlerine sosyal medya paylaşımlardan kaynaklı riskleri sık sık yaptığı uyarılarla hatırlatması da bundan.
Aşikâr ki, askeriyedeki sosyal medya paylaşımları güvenlik riski demek; güvenlik riski içinde özelde istihbarat zafiyetinin oluşabilmesi demek, daha da özelde mesela Türkiye gibi terörle mücadele eden ülkelerde terör örgütlerine “açık konum” (GPS yardımı) sunmak, düşmana kendini ifşa etmek demek. Örneğin, Cevher Dudayev’in 21 Nisan 1996’da Rus bir senatörle telefonda görüşürken “telefon sinyalinden konumu tespit edilip” lazer güdümlü savaş uçağı füzesiyle şehit edilmesi bu riskin somuta dönmüş hali. İlle de ikinci, üçüncü, dördüncü başka somut durumlara gerek yok.
Uzun lafın kısası; askeriye mensupları da insan, Türk askeri ise güzel insanlardan oluşan bir yapılanma. Askeriye mensuplarının beğenilme duyguları da var elbette, ama bu duygularını sosyal medya gibi herkese açık mecralarda duyurmak yerine mahrem/özel kanallarla sevdikleri ile gidermeleri/doyurmaları; onlara olan kitlesel/toplumsal güven ve sevginin daha da artmasına neden olacaktır. Böylece ülke güvenliği de daha da garanti altına alınmış olacaktır.