Bercan TUTAR – 25 Ekim 2024
Kazan’daki BRICS zirvesinde ortaya çıkan tablo ABD, Avrupa ve Britanya’nın Asya-Pasifik’e karşı verdiği küresel güç mücadelesini kazanmasının çok zor olduğunu gösteriyor.
ABD, Avrupa Birliği ve İngiliz Milletler Topluluğu’nun başını çeken Britanya’nın oluşturduğu Batı dünyası zor bir süreçten geçiyor. Batı’nın Atlantik ittifakı içindeki Türkiye, Japonya, Güney Afrika, Güney Kore ve Hindistan gibi Asyalı ve Ortadoğulu müttefikleriyle arasındaki makas da her geçen gün açılıyor.
Batı dünyasının yol açtığı gerilimler Ukrayna ve Ortadoğu’da açık savaşa dönüşürken Çin’e karşı kışkırtılan Pasifik ekseni de adeta bir barut fıçısı gibi her an patlayabilir. Kuzey Kore birliklerinin Ukrayna’ya gelişi dominonun ilk taşı olarak görülüyor. Nitekim Washington, Kiev ve Seul’un Kuzey Koreli askerlerin Ukrayna’daki savaşa destek için Rusya’ya gittiği iddialarını yalanlamayan Rusya lideri Vladimir Putin, sorulan soruya “Görüntü varsa bunlar bir şeyleri gösteriyordur” diyerek manidar bir yanıt verdi.
Almanya, Fransa, İspanya, Polonya, İtalya, Slovenya, Avusturya ve Macaristan gibi üye ülkeler farklı nedenlerle AB’nin üstten dayattığı ortak politikalara karşı çıkıyor. Kimi göç, kimi Gazze, kimi İsrail, kimi demokrasi ve özgürlükler kimi de Rusya ve Çin ile ilişkiler gibi değişik ajandalarda birlikten farklı bir pozisyon takınıyor. Kendi ulusal çıkarlarını daha çok önceleyip ABD’nin dayattığı ajandalara artık yüksek sesle itiraz ediyorlar.
55 ülkenin üyesi olduğu İngiliz Milletler Topluluğu (İMT) da büyük bir kırılma yaşıyor. İMT’nin Rusya’daki BRICS zirvesi ile aynı döneme denk gelen toplantısına kritik iki üye katılmadı. Güney Afrika ve Hindistan liderleri bu hafta Kral III. Charles’ın başkanlık edeceği Samao adalarındaki Commonwealth Devlet Başkanları Toplantısı’na (CHOGM) katılmak yerine BRICS zirvesinin yapılacağı Rusya’ya bağlı Tataristan’ın Kazan kentine gitmeyi tercih etti. NATO üyesi Türkiye BRICS zirvesine katılarak tarih yazdı. Mısır, BAE ve Suudi Arabistan gibi Batı’nın Ortadoğu’daki kadim müttefikleri ile can düşmanı İran da Kazan’daydı.
Görüldüğü üzere Çin ve Rusya’nın meydan okumalarıyla karşı karşıya kalan Atlantik bloku içeriden de çözülüyor. ABD, kendi kurduğu Atlantik sistemi içindeki erozyonu önleyemiyor. Atlantik dışındaki Asya-Pasifik bloku giderek güçlenirken Atlantik son kozu olan savaş kartına sarıldı. Ancak Ukrayna ve Ortadoğu’daki cephelerde işler istediği gibi gitmiyor. İsrail üzerinden devreye sokulan barbar güç gösterisi ters tepiyor. Ukrayna’da Rusya’yı yalnızlaştırma stratejisi çöktü. Türkiye’yi yanına çekip Rusya ve Çin’i kuşatma projesi bu nedenle şimdiden akamete uğramış durumda.
ABD’nin caydırıcılığı artık işe yaramıyor. Batı’nın son otuz yıldır seri stratejik başarısızlıklarından sorumlu olan Siyonist-Evanjelik lobilerin güdümündeki yönetici elitlerini değiştirememesi sonunu daha da hızlandırıyor.
Böyle olmak zorunda değil. Fakat küresel statükonun merkezindeki emperyal hegemon güç konumundaki ABD rakipleriyle uzlaşıyı ve eşitliği kabul etmiyor. Bunun yerine İsrail ve Ukrayna gibi vekil güçler üzerinden savaşı tercih ediyor.
Fakat bu askeri seçenekte de artık yolun sonu görünmeye başladı. Batı’nın tek kurtuluşu küresel sıfırlamayı kabul edip Türkiye, Çin ve Rusya gibi küresel ve bölgesel güçlerle yeni bir uzlaşıya yani küresel istikrara geri dönüş yapmasıdır.
Fakat bu stratejik refleksi göstermek yerine İsrail ve Ukrayna üzerinden vahşi bir güç gösterisine girişti. Bu yolla rakiplerini sindirebileceğini zannediyor. Fakat tersi oldu, oluyor. Amerika ve Avrupalı müttefikleri dünya sahnesinden çekilmeye zorlanıyor. Farklı kıtalardaki ülkeler rotalarını Asya-Pasifik’te yükselen yenidünyaya çevirmiş durumda. Kazan’daki BRICS zirvesi bu yeni küresel eğilimin adeta resmigeçidine sahne oldu. Dünyanın gidişatı Batı’nın küresel güç mücadelesinde yakın zamanda havlu atacağını gösteriyor.