Pazartesi’den itibaren yaşadığımız birkaç olayı alt alta sıralayalım:

– Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaz aylarında Irak’ta PKK sorunumuzun kalmayacağını vurguladı.

– Irak’ta KYB Başkanı Bafıl Talabani, Bağdat’ta Ha “PKK bizim düşmanımız değil”, “Türk devletinin hava saldırılarından rahatsızız. Türk devleti istihbarat ve askeri durumunu gözden geçirmeli” açıklamalarını yaptı.

– CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Kürt devleti” isteyen ve Türkiye’yi “işgalci” gören soprano Pervin Chakar’ı sahnede tebrik edip elini öpmesi ile ilgili “Bir İsrailli bir Alman opera sanatçısının elini öpünce bir şey yok, Kürt opera sanatçısının elini öpünce olay oluyor. Yine gideyim yine öperim” dedi.

– İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, PKK propagandası yapmak suçundan cezası bulunan Rojda’yı ile ilgili, “O kadar etkileyiciydi ki. Rojda’yı ilk kez canlı dinledim. O kadar etkilendim ki. Ben anlamadım ama gözlerim doldu. Başarıları daim olsun çok hoş bir ses” yorumunda bulundu.

– CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal’ın “Seçilirsem belediyenin kapılarının DEM Parti hariç her siyasi partiye açık” sözleriyle ilgili CHP lideri Özgür Özel’den “Sürçülisan oldu” açıklaması geldi. Ancak birkaç saat sonra yeni bir açıklamada bulunan Köksal, dil sürçmesi olmadığını, belediyeyi Dem Parti ile yönetmeyeceğini söyledi. Ekrem İmamoğlu da, HDP/DEM’e tepki gösteren Köksal’a adeta kapıyı göstererek “Ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka parti bulacak. Öyle yağma yok” ifadelerini kullandı.

Görüldüğü üzere terör örgütü ve destekçilerini ilgilendiren 4 önemli gelişmeyi alt alta sıraladık.

Operasyon boyutu önemli: Biz zaten Pençe harekat serisiyle terör örgütünün Irak sınırlarımızın tamamından belli bir derinliğe kadar temizlenmesini hedefledik ve Pençe-Kilit harekatıyla son noktayı koyduk. Ancak terör örgütü harekat bölgelerimizin güneyinde faaliyetlerini sürdürüyor. Kandil, Sincar, Mahmur, Karacak, Asos ve Süleymaniye’de ciddi faaliyet içinde. Hatta Irak Türklerinin ağırlıkta olduğu Musul vilayeti, Kerkük kentinde de varlık göstermeye çalışıyor.

Türkiye ise Irak ile özellikle ekonomik alanda önemli anlaşmalar yapmanın arifesinde. Bu kapsamda da terörün temizlenmesi, ekonomik faaliyetlerin önünü açacak en önemli gelişme. Bu sayede bölge ve Asya-Avrupa için son derece önemli olan Kalkınma Yolu Projesi tamamen güvenlikli bir şekilde hayata geçirilecek. Burada Türkiye ve Irak kazanacak, terörün hamileri kaybedecek.

Bu yüzden Irak’la diplomasi her anlamda arttı. Hem Bağdat’la hem de bölgesel yönetimin merkezi Erbil’le temaslarda yoğunluk var. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın yoğun bir diplomasi trafiği işletti. Aynı şekilde Irak’ta Bağdat’tan ve Erbil’den heyetler ağırlandı. Mutabakata varıldığını Irak sınır muhafızlarının PKK’ya karşı yeni hareketliliğinden anlıyoruz.

Ama sadece terörün hamileri değil Irak içinde de birileri bu gelişmelerin önüne set çekmeye çalışıyor. İşte KYB’nin son birkaç yıldaki terör destekçiliği ve Bafıl Talabani’nin önceki satırlarda aktardığımız açıklamaları tam da bu noktada önem kazanıyor. Bafıl Talabani, PKK’yı çok sevdiği için böyle konuşmuyor. Ama terör örgütüyle, farklı görünen ama Irak’taki kaostan faydalanan bazı merkezlere aparatlık yapmada ortak. Örneğin aktardığımız açıklamaları, Irak’ta Haşdi Şabi’ye yakın bir yapılanmanın düzenlediği konferansta yaptı. PKK ile ortaklık nedeniyle Türkiye PKK’yı ezdikçe, terör örgütüne Süleymaniye’de alan açmaya çalışıyor. Tabii, MİT’in ve TSK’nın Süleymaniye ve yakın bölgelerdeki teröristlere, terör inlerine operasyonlarından endişe duyuyordur. Türkiye ile dostluk yerine düşmanlığı seçtiği için de “acaba bir gün benim için de gelirler mi” korkusu yaşıyordur. Ama yine de arkasını pohpohlayanlara inanarak Türkiye ve Türk düşmanlığını sürdürüyor. Ama zamanlarının az kaldığını Cumhurbaşkanı Erdoğan tarih vererek belli etti. Onların ve arkasındaki güçlerin bütün planlamalarını, hazırlıklarını yapmış bir Türkiye’yi engellemeye kudreti olmayacağını da herkes biliyor.

İşte bu noktada da iç cephe önem kazanıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün o çok önemli uyarısındaki iç cephe: “Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün milletin oluşturduğu cephedir. Dış cephe, ordunun düşman karşısındaki silâhlı cephesidir.Bu cephe mağlûp olabilir; fakat hiçbir zaman bir memleketi yok edemez.Memleketi temelinden yıkan iç cephenin çökmesidir.”

PKK terör örgütünü, Bafıl Talabani’yi neden panik yaptıkları konusunda anlıyoruz da içerideki bazılarını anlamakta zorlanıyoruz.

Örnek Özgür Özel’in Pervin Chakar ile ilgili açıklaması… Sanki Pervin Chakar bir Kürt olduğu için bizler tepki göstermişiz gibi bir algı operasyonu yapıyor. Bunu terörist elebaşları Cemil Bayık, Duran Kalkan, Murat Karayılan gibi terörist elebaşları söylese şaşırmayız. Aynı şekilde terör örgütünün siyasi ayağı HDP/DEM yöneticileri söylese de “etnik bölücü, Kürtle Türk’ü düşman etmeye çalışıyorlar” der ona göre pozisyon alırız. Ama CHP’nin başındaki kişi söyleyince olay başka bir boyuta evriliyor. Sayın Özel “Kürt sanatçı” diyerek etnik bölücülük yapıyor. Tekrar vurgulayalım: Pervin Chakar Kürt olduğu için değil terör destekçisi olduğu için tepki topladı. Aynı şekilde terör destekçisi Rojda’ya destek veren Ekrem İmamoğlu’nun da aynı şeyi yaptığını söyleyebiliriz.

Gelelim son olarak CHP Afyon Milletvekili ve Afyon Belediye Başkan Adayı ile ilgili yaşananlara. Elbetteki terör destekçisi, suçlusu olmayan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına bu ülkede tüm kapılar açıktır. Bu durum seçmenler için de geçerlidir. Ancak geçmişten bu yana susması nedeniyle eleştirilebilecek Burcu Köksal’ın belki de Afyon özelinde şov yapmak belki de Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu yönetimine bayrak açmak amaçlı söylemleri sonrasında Özel ve İmamoğlu’nun tepkileri anlaşılır gibi değil. Siz HDP/DEM’in sözcüsü müsünüz? Siz terör örgütünün siyasi ayağını aklama ile mi görevlisiniz? Bu soruları/tepkileri hakeden yanıtları CHP seçmeninin insafına bırakıyorum.

Ama şunu görebiliyoruz: Burcu Köksal ve benzerleri, şunu anlasınlar ki, geçmişte sustuğunuz için sizin partinizi terör örgütünün siyasi ayağı HDP/DEM ele geçirmiş durumda. Artık onlar sizin partinizde değil, siz onların partisinde siyaset yapıyorsunuz. Bu yüzden de bu açıklamayı yaptığınız anda size kapı gösteriliyor.

Bu da size ders olsun.