Serkan ÜSTÜNER – 30 Ocak 2025
Ünlülerin menajeri Ayşe Barım’ın önce soruşturma sonrasında tutuklanmaya giden süreçte herkes bir pencereden elbette meseleye dair fikir beyan etti. Ayşe Barım meselesi aslında bir sistemin adı. 70’lerde başka bir isim, 2000’lerde başka. Bir tekelleşme ve yönetme biçimi.
Dizi ve sinema sektörü elbette milyar dolarları bulan bir alan. Herkes buradan pay almak, ya da şöhret basamaklarını tırmanmak istiyor. Burada Ayşe Barım’ın hükümeti devirmek için Gezi olaylarında nasıl bir rol alıp almadığına hukuk karar verecek. O elbette bizim konumuz değil. Mesele şu: Ayşe Barım kendi sektöründe etkili bir kişi. Elinde bulundurduğu oyuncuları istediği gibi yönlendirebiliyor. Zaten aralarındaki anlaşma da biraz da böyle bir şey.
Çok şükür kendilerinin memleket yararına bir organizasyonun içinde yer aldıklarını hiç görmedik. Bir şehit için bile tek bir satır yazdıkları hiç görülmedi. Fasit bir dairede dönen bir krallık kurulmuş, yetenekli olup olmadığına bakılmaksızın bir kadın ya da erkek eğer ünlü yapılmak isteniyorsa bu iş kurulan kast sistemi içinde hal oluyor. Geçmiş dönemde oyunculuk açısından birçok kabiliyetli ismin iş alamaması ya da eğer bir kandil mesajı yayınladıysa hemen kara listeye alınması bilinen durumlar.
Bunu birçok oyuncu da kendi sosyal medya hesaplarından yazmaya çalıştılar. Tam olarak açıktan savaş başlatmasalar da Ayşe Barım’ın sektörde bir tekel oluşturduğu ve istediği oyuncuya ödüller, şöhret kazandırdığını söylediler.
Oyunculuk açısından vasat bile olamayacak türden oyuncuların iki senede bir oynamadan en prestijli ödüller almaları ve sürekli gündemde olmalarını ancak bu tür bir sistemle açıklayabiliriz.
Ayşe Barım olayı sonrası yeniden tartışmaya açılan kültürel iktidar meselesi. Bir açıdan iyi oldu. Elbette yeniden bir yol haritası belirlenmesi yeni fikirlerin ortaya çıkması iyi bir gelişme. Toplumu bu kadar etkileyen bir sektörün kendi fikirlerini özellikle gençler üzerine boca etmesi zaten başlı başına kontrol edilmesi gereken bir durumdu.
Biraz geç olsa da önceliklere bakıldığında geride kalsa da Yeşilçam’dan bugüne değin gelinen süreçte toplum mühendisliğine soyunanlar için artık durma vakti. Oyuncular içinse kast sisteminin dağılma zamanı.