Tarihte asla esaret altına alınmamış bir milletin mensubu olarak, Millete olan inancını kaybetmeyerek ayağa kalkmamızı ve birbirimize kenetlenmemizi sağlayıp, tarihte eşine az rastlanır bir zafere imza atarak Kurtuluş savaşından başarı ile çıkmamıza öncülük eden büyük lider Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.
Düşünebiliyor musunuz ?
Şartların en olumsuz bir döneminde askeri dehasıyla vatan sevgisini bir araya getirerek o zor şartlarda tam bağımsız bir Türkiye için mücadele edip ve bunu başarabilmesi dünyada eşine az rastlanabilir bir sonuçtur herhalde.
Kazanılan zaferler ile bin yıl önce Sultan Alparslan’ın toprağı vatan yaptığı bu toprakların sonsuza kadar Büyük Türk Milletinin vatanı olarak kalacağını dost düşman tüm dünyaya göstermiştir.
Bunlarla da yetinmeyip;
Vatanın bağımsızlığının ilanından sonra Millet iradesini düşünerek “En büyük eserim” diye tarif ettiği Cumhuriyetimizi kurmuş olması, bugün etrafımızda cereyan eden olayları görünce daha güzel bir anlam kazanmaktadır.
O zamanın şartlarında ülkemizi muasır medeniyetlerin saygın bir üyesi yapmanın hayal bile edilmediği bir dönemde bunu azim ve kararlılık içinde yapması onun ileri görüşünün bir vesikası gibidir.
Bugün dünyada ağırlığını hissettiren güçlü ve müreffeh bir ülke olmanın ve bunu daha ileri noktalara taşımamıza ilham kaynağı olması da su götürmez bir gerçektir.
Gelelim Atatürk sonrasına;
Bütün dünya liderlerinin övgüyle bahsettiği Atatürk’ü biz ne kadar anlamışız acaba?
İlk iş olarak vefatından hemen sonra paraların ön yüzündeki Atatürk resmini kaldırıp yerine İnönü’nün resmini getirmeye çalışmışız…
Bizi çok iyi tanımış olacak ki, “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” diye uyarmasına rağmen yıllarca biz O’nu,
O’nun, fikirlerini, ilkelerini hep görmezden geldik..
Eğitim hayatımız boyunca O’nu sadece kutsadık ve andık…
Fakat hiçbir zaman O’nu anlamadık…
Atatürk deyince aklımıza hep anmak geldi ve çok güzel törenlerle hep andık!
Oysa, O’nun açtığı yolda hiç durmadan yürüyeceğimize ant içmiş bir nesil olarak yolumuzdan sapmadığımızdan emin miyiz acaba ?
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu toprakları kanlarıyla sulayıp bize bu güzel vatanı bırakan aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Tarihte asla esaret altına alınmamış bir milletin mensubu olarak, Millete olan inancını kaybetmeyerek ayağa kalkmamızı ve birbirimize kenetlenmemizi sağlayıp, tarihte eşine az rastlanır bir zafere imza atarak Kurtuluş savaşından başarı ile çıkmamıza öncülük eden büyük lider Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.
Düşünebiliyor musunuz ?
Şartların en olumsuz bir döneminde askeri dehasıyla vatan sevgisini bir araya getirerek o zor şartlarda tam bağımsız bir Türkiye için mücadele edip ve bunu başarabilmesi dünyada eşine az rastlanabilir bir sonuçtur herhalde.
Kazanılan zaferler ile bin yıl önce Sultan Alparslan’ın toprağı vatan yaptığı bu toprakların sonsuza kadar Büyük Türk Milletinin vatanı olarak kalacağını dost düşman tüm dünyaya göstermiştir.
Bunlarla da yetinmeyip;
Vatanın bağımsızlığının ilanından sonra Millet iradesini düşünerek “En büyük eserim” diye tarif ettiği Cumhuriyetimizi kurmuş olması, bugün etrafımızda cereyan eden olayları görünce daha güzel bir anlam kazanmaktadır.
O zamanın şartlarında ülkemizi muasır medeniyetlerin saygın bir üyesi yapmanın hayal bile edilmediği bir dönemde bunu azim ve kararlılık içinde yapması onun ileri görüşünün bir vesikası gibidir.
Bugün dünyada ağırlığını hissettiren güçlü ve müreffeh bir ülke olmanın ve bunu daha ileri noktalara taşımamıza ilham kaynağı olması da su götürmez bir gerçektir.
Gelelim Atatürk sonrasına;
Bütün dünya liderlerinin övgüyle bahsettiği Atatürk’ü biz ne kadar anlamışız acaba?
İlk iş olarak vefatından hemen sonra paraların ön yüzündeki Atatürk resmini kaldırıp yerine İnönü’nün resmini getirmeye çalışmışız…
Bizi çok iyi tanımış olacak ki, “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.” diye uyarmasına rağmen yıllarca biz O’nu,
O’nun, fikirlerini, ilkelerini hep görmezden geldik..
Eğitim hayatımız boyunca O’nu sadece kutsadık ve andık…
Fakat hiçbir zaman O’nu anlamadık…
Atatürk deyince aklımıza hep anmak geldi ve çok güzel törenlerle hep andık!
Oysa, O’nun açtığı yolda hiç durmadan yürüyeceğimize ant içmiş bir nesil olarak yolumuzdan sapmadığımızdan emin miyiz acaba ?
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu toprakları kanlarıyla sulayıp bize bu güzel vatanı bırakan aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
