Atatürk ve Türk Savunma Sanayii –  Prof.Dr. Celalettin Yavuz

 

 Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 10 Kasım 2024

 

Atatürk İzmir’deki “Birinci İktisat Kongresi”nde bir soru üzerine sadece bir alanda değil, her alanda iyi olmasının gerekliliğini vurgular. Her ne kadar “Süngünün bile dayandığı!” ekonomi bir adım önde gibiyse de özel önem atfettiği “çağdaşlık” da her alan için geçerliydi. Cumhuriyet’imizin kurucusu, tarihimizin en mümtaz şahsiyeti Atatürk’ü ebediyete göçünün 86’ıncı yılında minnet, şükran, rahmet ve Türk savunma sanayiine kazandırdıkları ile anıyoruz.

Atatürk, Anadolu’ya geçtikten sonra Milli Mücadele’nin silah, cephane ve teçhizatı için Mart 1920’de Mümtaz Topçu Kaymakamı Eyüp (Durukan) Bey’in girişimleriyle ”Askeri İmalat Grubu” Anadolu’ya kaydırıldı. Bu fabrikalar ve tesisler Ocak 1921’den “Askerî Fabrikalar Umum Müdürlüğü’ne” bağlanmış ve daha sistemli çalışmaya başlamış, 1950’de adı Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’na dönüşecek hale getirilmiştir. Bu dönemde Ankara Silah Tamirhanesi, Ankara Top Mühimmathanesi, Marangozhane, Eskişehir Silah Tamirhanesi, Keskin Fişek İmalathanesi, Kayseri ve Konya Tamirhanesi, Erzurum İş Ocağı faaliyete girdi.

Atatürk’ün, 1 Mart 1922’de Meclis’in üçüncü yılı açılışında; “Bilhassa harp sanayii ve fabrikalarının çalışmasını özel bir takdir ile anmayı bir borç bilirim. Bu son sene zarfında bu fabrikaların eksikleri en üst düzeyde tamamlanmıştır. Bugün her türlü ihtiyacın tamamlanması imkân altına alınmıştır…” şeklindeki sözlerinden, kendi silahımızı kendimizin üretmesi gerektiğine vurgu yaptığı anlaşılmaktadır. Savunma sanayiinde teknolojik gelişmeler de esastı.

Bilhassa 1930’lu yıllarda olmak üzere Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara Silah Fabrikası, Kırıkkale Tüfek Fabrikası, Kırıkkale Top Fabrikası, Kırıkkale Mühimmat Fabrikası, Ankara Fişek Fabrikası (Gazi Fişek Fabrikası), Silahdarağa Fişek Fabrikası açıldı. Ayrıca, Kırıkkale Barut Fabrikası, Bakırköy Barut Fabrikası, Elmadağ Barut Fabrikası, Konya Güherçile Kalhanesi, Mamak Gaz Maske Fabrikası da bu dönemde hizmete girdiler. Aynı dönemde Türkiye’de savunma sanayiinin ilk özel sektör fabrikası Şakir Zümre Bey tarafından kuruldu.

Milli Mücadele yıllarında Mart 1921’de Müdafaa-i Milliye Vekaleti’ne bağlanan Bahriye Dairesi Reisliği yerine Aralık 1924’te “Bahriye Vekaleti” (Deniz Bakanlığı) kurularak deniz kuvvetlerinin güçlendirilmesi hedeflendi. Ocak 1928’de Bahriye Vekaleti, Müdafaa-i Milliye Vekaleti’ne bağlı Deniz Müsteşarlığı’na dönüştürüldü.

Yavuz ve Hamidiye zırhlılarının onarım ve havuzlama çalışmaları için Gölcük’te 1926 yılından itibaren tersane kurma çalışmalarına başlandı. Bu tarihten itibaren 1960 başlarına kadar sadece Denizcilik İşletmelerine ait Haliç ve Camialtı Tersaneleri ile Taşkızak ve Gölcük Askerî Tersaneleri kamuya ait ufak tipte gemiler ile yine deniz kuvvetlerimizin ihtiyacı olan ufak tipte ve yardımcı sınıf gemiler inşa ettiler. Kalkınma ve savunma kaynakları dengeli yönetildi.

1936’da Türkiye ile Almanya arasındaki anlaşmaya göre Deniz Kuvvetleri için dört denizaltı yapılmasına karar verilmiş ve 14 Ağustos 1937 tarihinde “Atılay” ve 9 Eylül 1937 tarihinde “Yıldıray” tamamlanmış ve hizmete girmiştir. Atatürk döneminde millî bütçe ile alınan ve sipariş edilen savaş gemileri arasında Adatepe, Kocatepe, Tınaztepe, Zafer destroyerleri, Doğan, Martı, Deniz Kuşu, hücumbotları, Birinci İnönü, İkinci İnönü, Dumlupınar, Sakarya, Gür, Saldıray, Atılay, Yıldıray, Batıray, denizaltı gemileri bulunmaktadır.

Atatürk’ün direktifleri üzerine, Kayseri’de Alman Profesör Junkers’in başında olduğu ve kendi ismiyle anılan Alman Junkers Uçak Fabrikası A.Ş. vasıtasıyla Türk-Alman ilişkileri sonucu Türkiye’de ortak bir tayyare fabrikası kurulmasına karar verildi. Eylül 1925’te Müdafaa-i Millîye Vekâleti ile Alman Junkers Flugzeugwerke Aktein Gesellschaft (Junkers Uçak Fabrikası Anonim Şirketi) anlaşması gereği Eskişehir’de onarım ve montaj işleri için kurulan fabrika 1930’dan itibaren ise Eskişehir Tayyare Tamir Fabrikası adını aldı. Ayrıca 1936’da Nuri Demirağ İstanbul Beşiktaş’ta Türkiye’de ilk uçak fabrikasını kurdu.

Sonuç itibariyle Atatürk, “Hayatta en hakiki hedef bilimdir!” sözüyle, bilimi her alanda olduğu gibi savunma sanayiinde de izlenecek en önemli rehber olarak göstermiş ve uygulamıştır.

  1. A.Yasar YÜCEOKUR dedi ki:

    Cok cok tesekkür ederim. Sevgi selamlarimi sunar,saglicakla kalin derim.

  2. Uğur öz dedi ki:

    Atatürk ün milli hedeflerinden çok uzaklaştıkmı hocam nedersiniz

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.