68 kez görüntülendi.
haydar as

Haydar AS – 10 Aralık 2024

 

Suriye’de 13 Yıl süren iç savaşın sonucunda, 61 Yıl süren Baas rejimi ile birlikte 54 Yıl süren Esad ailesi yönetimi sona ermiş oldu.

Artık Suriye halkı kendi kararını kendi verecek.

Yine kaos ortamını yaratacak bölünmüş bir Suriye’mi, yoksa tüm etnik gurupları kucaklayan yeniden bir arada kardeşçe yaşayacakları güçlü bir Suriye’mi istiyorlar.

Esad’ı devirip özgür bir Suriye’nin kapısını aralayan muhalif güçler zafer sarhoşluğuna girmeden geçici hükümetin ayağı yere basan kararlarla ve tüm Suriye’yi kucaklayan söylemlerle işe başlaması çok önemlidir.

Bundan sonra Suriye’nin yeniden toparlanması ve toprak bütünlüğünün korunması anlamında Türkiye aktif rol almalıdır.

Türkiye, sınırlarının yanı başında Suriye’nin bölünmesine ve bu ülkenin toprakları üzerinde bir terör devleti kurulmasına müsaade etmeyeceğine göre, gerekli hazırlığı yapmıştır elbette.

Özellikle İran’ın bu konuda iyi niyetli olmayacağını bildiğimiz için, Amerika gibi İran’ın da Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruması yerine parçalanmış bir Suriye kurdurma gayesi içine gireceği bilinen bir gerçektir.

Bunun gerçekleşmesi halinde Suriye’nin yok olması bir yana Türkiye içinde sıkıntılı günlerin habercisi olacaktır.

Suriye’nin bu duruma gelmesinde her ne kadar baş sorumlu Esad ise de İran’da bir o kadar sorumludur.

Hatırlarsanız Ankara- Şam görüşmelerine İran hep bariyer koymuştu.

O gün o görüşmeler yapılmış olsaydı, Türkiye’nin önerileri kabul görseydi, bugün çok farklı bir Suriye’den bahsediyor olacaktık.

Soykırımcı katil İsrail’de Suriye’de istikrar ortamı oluşmasın diye elinden geleni yapacaktır muhtemelen.

Böylesi bir durumda sahada olacak olan Türkiye bu duruma sessiz kalmayacaktır elbette.

İsrail’in, Gazze’de Lübnan’da olduğu gibi dokunulmazlık zırhına bürünerek Suriye’de de uslu durmayacağı yine keyfi saldırılar yapacağı bilinen bir gerçektir.

Fakat Türkiye’nin de olduğu bir masada Türkiye’ye rağmen bu riski alır mi bekleyip göreceğiz.

İlginizi çekebilir!  Bakan Fidan Suriye Ziyaretini Değerlendirdi

Çünkü hiç kimse bu coğrafyada Türkiye’nin iradesini görmezden gelemeyeceği gibi gücünü test etme cesareti gösteremez. Buna cesaret eden de kendi sonunu hazırlıyor demektir.

Hepimiz biliyoruz ki, Esad’ın PKK’ya alan açıp Türkiye’ye karşı kullanma planları vardı.

Fırat’ın batısında Münbiç’te varlığını sürdüren PKK/YPG terör örgütünün kısa bir çatışmayla teslim olup kenti muhalif güçlere bırakması bir başka sevindirici gelişme olmuştur bizim için.

Darısı Fırat’ın doğusundaki PKK/YPG’nin başına diyelim.

Muhalif güçlerin, “bölgede yaşayan Kürtlerle ortak hareket etmeye hazırız fakat bölgemizde bulunan PKK/YPG ile mücadelemiz devam edecektir” diye açıklama yapmaları bize gösteriyor ki terör örgütlerini Suriye’de zor günler beklemektedir.

Kim ne derse desin, Türkiye’nin sahada ve masada yürütmüş olduğu akıllı diplomasinin sonucunda Suriyeliler özgürlüğüne kavuşmuştur.

Bir an önce, huzurun ve barışın egemen olduğu, Arap, Kürt, Türkmen, Alevi, Sünni, Hıristiyan diye kimsenin öteki olmadığı farklı kimliklerin kardeşçe yaşadığı bir Suriye için harekete geçilmelidir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.