Ferhat ÜNLÜ – 25 Ekim 2024
Yaygın bilgiye göre Lidyalılar tarafından icat edilmiş para (Bir başka bilgiye göre ise para Sümerler’de de vardı) ile ilgili başlangıçtan 1956 senesine kadarki en önemli karar, ABD’nin temelinde harcı olan Alman kökenlilerden Dwight David Eisenhower döneminde alınmış o meşhur karardır. 30 Temmuz 1956 günü Amerikan dolarının üstüne “In god we trust”, yani “Tanrı’ya güveniriz” yazısının yazılmasını öngören yasanın onaylanmasından söz ediyorum.
Kuvvetle muhtemel ticaretle imanı tefrik etmiş Lidyalılardan bu yana kimsenin yapmadığını, 34. ABD Başkanı bir yasayla mecburi kılmıştı. Tabii ki İkinci Dünya Savaşı’nın galibi Müttefikler’in lider ülkesinin başkanı ve NATO’nun ilk başkomutanı olmanın verdiği kudretle yaptı bunu.
Peki, bu ne anlama geliyordu? Amerikan kapitalizminin batıni anlamda saf ve güçlü bir mottosu haline geldiği ve para/güç için gerekirse iman da dâhil bütün değerlerin kullanılabileceği anlamına geliyordu. Bir başka deyişle parayı yalnızca ekonomik olmaktan çıkarıyor ve politikleştiriyordu.
Tabii şunu atlamayalım: 1956’ya gelinene kadar Amerika Birleşik Devletleri, Tanrı’dan ziyade kendi öz para birimlerine güvenmelerini sağlayacak önemli adımları atmıştı. Bu adımların ilk sırasında hiç şüphesiz ki Bretton Woods Anlaşması gelir.
Temmuz 1944’te ABD’nin New Hampshire eyaletinin küçük bir beldesi olan Bretton Woods’da toplanan Birleşmiş Milletler para ve finans konferansında doların, mecazi anlatımla ‘Amerikan yeşili’nin, sabit kur esasının temeli kabul edilmesiydi. Bu anlaşmadan sonra her ülke, parasının değerini dolara göre ölçmeye başladı, çünkü bu kararla uluslararası ticaretin geçer akçesi dolar oldu.
KRİPTO PARALAR DOLARIN FAÇASINI BOZDU
Ama işte… Kripto paralar Amerikan yeşilinin ‘façasını bozdu’. Paranın tarihi boyunca böyle bir şey görülmemişti. Aslında paranın mucidi sayılan Lidya uygarlığından önce, bütün Ezoterik tezlerin, giderek komploların kaynağı olarak nitelendirebileceğimiz Sümer’de ticari takas araçları, yani para vardı. Bir iddiaya göre Mısır’da da para kullanılıyordu.
Paranın ilk kez Lidyalılarda kullandığı bilgisi ise kadim Yunan tarihçisi Herodot’un yazdığı bir bilgi. Bu yönüyle Lidyalılar zaten var olan ticari takas sisteminde araç olarak altın ve gümüşü tercih eden ilk uygarlıktır. Lidya sikkeleri; altın, gümüş, bakır, nikel, tunç ve alüminyum gibi metal alaşımların karışımlarından üretiliyordu.
PARAYI ESKİDEN DEVLETLER DEĞİL, SOYLULAR BASARDI
Antik çağlarda sadece Lidya’da değil, bütün uygarlıklarda soylular sikke basma ayrıcalığını ellerinde tutuyorlardı. Bugünkü ulus devletlerin para basmayı yönetmesi gibi…
Banknot biçimindeki kâğıt para ilk defa Çin’de kullanılmaya başlandı. 618’den itibaren… 10. Yüzyıl’dan itibaren ise tüm dünyada yayıldı. Toplu para basma matbaanın icadıyla gerçekleşti.
Türkiye’de ilk kez kredi kartı kullanımı 1968’de Diners Club ile oldu ve bu karta o yıllarda sadece birkaç bin kişi sahipti. Şimdi nüfusun üçte ikisinin kredi kartı var.
Dünyada günümüz itibarıyla 160 para birimi bulunuyor. En itibarlısı dolar, onu euro ve İngiliz sterlini gibi birimler takip ediyor. Şimdi denkleme bütün ulusal para birimlerinin façasını’ bozacak şekilde Bitcoin girdi.
Bitcoin ağının 3 Ocak 2009’da, küresel ekonomik kriz sonrasında ‘piyasaya çıktığını’ hatırlatalım. Bitcoin’le ilk alışveriş 22 Mayıs 2010’da 10 bin Bitcoin karşılığında pizza alımı ile yapıldı. Şimdi bu para, yarım milyar dolar yapıyor. Dünya çapında pizza zinciri kurarsınız.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında paranın evrim sürecinde sikkeden sonraki en ilginç finansal keşiflerinden biri olan kredi kartı hikâyeye dâhil olmuştu. 2009’da Bitcoin geldi, her geçen gün popülerliği arttı, artıyor.
Ve görünen köy kılavuz istemez, bugüne kadarki en radikal para birimi olarak insanlığın ekonomik ve politik gündemini bundan sonra da meşgul etmesi mukadder.