Coşkun BAŞBUĞ – 09 Ağustos 2024
Haniyye
Hamasın lideri.
Filistin davasının bayraktarı.
Gazze direnişinin sembolü.
Ömrünü davaya adamış bir ulusal kahraman.
Katledildi.
Nerede?
İran’da
Nerede?
Tahran’da.
Yani İran’ın tam kalbinde.
Peki neden gitmişti Haniyye İran’a?
Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanlığı görevine başlama törenine katılacaktı.
Davet kimden gelmişti?
İran’dan.
Aman Allahım…
İşte o İran davet ettiği misafirini katletti ve yaşanan tüm kaos ve iddialara seyirci kaldı.
Olay sonrası bütün gözler İran’a çevrildi.
Herkes olayla ilgili bir açıklama bekliyordu.
Ama her zaman olduğu gibi, tıpkı reisinin helikopter suikastında yaşandığı gibi beklenen açıklama bir türlü gelmedi, gelecek gibi de durmadı.
Gelmesi gereken açıklama gelmediği için olayla ilgili iddialar ve tahminler de birbiri ardına yağmaya başladı.
Neydi İddialar…
Saldırı denizaltıdan fırlatılan bir füze ile yapıldı.
Bina İran dışından atılan bir füze ile vuruldu.
Haniyye bina dışı yakın mesafeden atılan bir roketle öldürüldü.
Suikast iki ay önce odaya kurulan bir düzeneğin uzaktan kumanda ile patlatılmasıyla gerçekleşti.
Tüm bu iddialar havada uçuşurken İran resmi makamlarından, ancak yoldan geçen ilkokul çağındaki bir çocuğun yapacağı açıklama geldi.
“Haniyye havadan atılan bir cisimle vuruldu.”
Acem Taktiği…
Son yaşanan olaylarda net olarak görülüyor ki İran’ın böylesi durumlarda uyguladığı bir devlet aklı ve taktiği var.
İran bu tür şaibeli olaylarda asla açıklama yapmıyor ve bilerek konuyu puslu ve şaibeli bırakıyor.
Örnek, Reisi suikastı.
Reisi ve beraberindeki devlet erkânının nasıl öldüğü, heyeti taşıyan helikopterin nasıl düştüğü hala bilinmiyor.
Konu aydınlandı mı?
Hayır.
Bırakın aydınlatmayı mesele konuşulmuyor bile, unutuldu gitti.
Oysaki bu suikastla derin İran bir taşla çok kuş vurdu ve İran’ın yarım asırlık siyasetini dizayn etti.
Aynı olay Haniyye suikastında da yaşandı.
Bu suikast ile de Hamasın siyasi geleceği dizayn edildi.
Suikast Nasıl Yapıldı…
Amerika’ya bakarsanız suikast iki ay önce odaya kurulan bir bomba düzeneğinin uzaktan kumanda ile patlatılması sonucu gerçekleşti.
Olabilir mi?
Mantıklı olabilir.
İran bu açıklama gelir gelmez alışık olmadık bir şekilde süratle topa girdi ve saldırının bina dışından atılan kısa menzilli bir füze ile yapıldığını söyledi.
O zaman şu soruyu soralım.
O ana kadar gıkı çıkmayan, sürekli üç maymunu oynayan İran ne olmuştu da bu topa girmek zorunda kalmıştı.
Aslında sebebi çok açık…
Eğer İran Amerika’nın iddiasını yalanlamazsa rejim ve yürüttüğü arka plan karanlık süreç tarihinde hiç olmadığı kadar sorgulanır ve rejim bunun altından kalkamaz.
Düşünsenize…
İddiaya göre devlet konukevi olarak kullanılan resmi bir binaya MOSSAD ajanları ellerini kollarını sallayarak giriyorlar, bombalı düzeneği kuruyorlar ve yine ellerini kollarını sallayarak binadan çıkıyorlar.
Ve ne hikmetse tüm bu olanlar ne kameralar tarafından ne de herhangi bir kişi tarafından görülmüyor.
Bu iddia rejim içinde kokuşmuş tüm kirli işleri ortaya çıkaracağından İran hemen ortalığa atlayarak iddiayı yalanladı ve saldırının kısa menzili bir füze ile yapıldığını söyledi.
Şimdi gelelim İran resmi makamlarına sorulacak sorulara…
Elinde madem böylesi bir bilgi vardı neden vakti zamanında kamuoyu ile bu bilgiyi paylaşmadın?
Eğer iddian doğruysa bina çevresinde almış olduğun güvenlik tedbirlerine ne oldu?
Füzeli saldırıyı yapanlar nasıl kaçtı?
Saldırıyı yapanlar nasıl kaçabildiler?
Vss.. Vsss. Vssss….
Bu soruları çoğaltmak, bilinmezleri artırmak mümkün.
Bu ve benzer sorular kamuoyunun cevabını merakla beklediği, bilmek istediği sorular.
Kamuoyunun bunca bilinmez içinde bildiği iki doğru var ki bu sorular İran tarafından asla cevaplanmaz ve böyle bir suikast de İran’ın parmağı olmadan asla olmaz.