Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 27 Eylül 2023
ABD Kongresi’nde Bob Menendez adlı Demokrat bir senatör var. Son yıllarda ABD Kongresi’nde Türkiye karşıtlığının baş mimarı ve aynı zamanda Rum-Yunan ve Ermeni lobilerine de yakınlığı ile biliniyor. Menendez’in adı Türk kamuoyu tarafından ilk kez Cumhuriyetçi Başkan Trump döneminde duyuldu. O dönemde Türkiye, Cumhuriyetçiler ile Demokratların Kongre’de üzerinde uzlaştıkları ender konular arasındaydı. Ekim 2017 içerisinde ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi McCain ile Senato Dışilişkiler Başkanı olarak ortak imzayla yazılan mektupta, Trump yönetiminin o dönemde Türkiye’ye uygulanan vize hizmetinin askıya alınmasını desteklediklerini bildirmişlerdi.
Daha önce de rüşvet konusunda soruşturma geçirmiş olan Menendez, bu ay sonlarına doğru da rüşvet aldığı gerekçesiyle Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığından geçici olarak ayrıldı. Türkiye’nin ısrarla istediği, hatta ABD’de Biden yönetiminin de desteklediği F-16 uçağı ve kitlerinin verilmesi konusuna şiddetle itiraz ettiği bilinen Menendez’in marifetlerini ve bu rüşvet olayını ele alacağız.
Kongre’de Türkiye’yi Engelleme Misyonlu Menendez’in Vukuatları
Nadine Arslanian adlı muhtemelen Ermeni asıllı eşinin de etkisiyle ABD Kongresi’nde Türkiye karşıtlığı misyonunu güçlü bir şekilde sürükleyen Menendez, zannedilenin aksine ne Rum, ne Yunan, ne de Ermeni asıllı olup, Küba kökenli bir göçmen ailenin oğludur. Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füzesavar sistemi sebebiyle Mart 2018’de 10 senatörle birlikte Başkan Trump’a yazdığı mektupla Türkiye’ye “Amerika’nın Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası” (CAATSA) yaptırımları uygulanması gerektiğini hatırlattı. Tabii ki uygulandı.
Aralık 2019’da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Atina ziyaretlerinde devlet başkanı gibi karşılanan Menendez’in, Cumhuriyetçi Senatör Rubio ile hazırladığı tasarıya göre S-400 silah sistemini alması halinde Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programından çıkartılması, 1987 yılından beri GKRY’ye uygulanan ABD silah ambargosunun kaldırılması, ABD’nin, Yunanistan-GKRY-İsrail’in enerji ve güvenlik ortaklığına tam destek vermesi istendi.
Aralık 2019’da 1915 Ermeni olaylarının “soykırım” olarak tanınması için Cumhuriyetçi Texas Senatörü Ted Cruz’la birlikte bir karar tasarısıyla Türkiye düşmanlığını pekiştirdi. 2022 yılı Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası (NDAA)’nda Türkiye’ye F-16 jetleri ve modernizasyon kitleri verilmesi yönündeki Biden yönetiminin değişiklik teklifini “Ben Senato’da iken Türkiye F-16 elde edemeyecek!” diyerek Yunanistan’ı sevindirdi. Aynı yasada “Türkiye’ye silahlı insansız hava aracı (SİHA) programını yakın takibe alma” maddesini ekleten Menendez, Biden yönetiminin 2023’ün başlarında Türkiye’ye F-16 sevk edilmesi için düğmeye basması üzerine, bu kez Politico dergisine röportajında savaş uçaklarına onay vermeyeceğini tekrarladı.
Mart 2023’te Senato’daki oturumda ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ı karşısına alarak kin kustuğu Türkiye’ye F-16 satışına izin vermeyeceğini tekrarladı. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği konusundaki şartlarını da son aylarda diline doladı. Ağustos 2023 sonlarında GKRY’yi ziyaret ederek Türkiye aleyhtarı konuşmalarını sürdüren Menendez, bu ziyaretten önce Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışarda bırakan Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail’le birlikte ABD’nin dahil olduğu 3+1 formülünü gündeme getirmişti.
Menendez’in Rüşvet Olayının Hatırlattıkları
Türk-Yunan ilişkilerinin yumuşayıp İsrail’in Türkiye ile işbirliğine uzak durmadığı ve ABD ile ilişkilerin eski gerginliğini korumadığı bir dönemde Menendez, ABD yönetimi tarafından kısa süreli devre çıkartılmış olabilir mi? Zira Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğinin şartları yazılı olmayan maddelerle ABD’den de F-16 açılımını da kapsamaktaydı. Acaba Menendez’in yokluğundaki birkaç ay içerisinde F-16 tasarısı Kongre’den geçebilir ve tabii ki TBMM’den de İsveç’in üyeliği onaylanabilir mi? Sonra da görevine döner. Sizce bu komplo teorisi gerçeğe dönüşebilir mi? ABD istihbaratının bu konularda usta olduğu düşünülürse neden olması?