47 kez görüntülendi.
deniz istikbal

Deniz İSTİKBAL – 04 Ocak 2025

 

TBMM’den 2025 mali yılı kamu bütçesi geçerken 403 milyar dolarlık gelir tahmin edildi. Vergi gelirlerinin ise 360 milyar dolar civarında olması bekleniyor. Bugün ki kurlar dikkate alınarak ortaya konan rakamlar kamu bütçe gelirlerinin geldiği noktayı göstermesi açısından önem taşıyor. Vergi gelirleri de birçok kesim tarafından tartışılmaya devam ediyor.

Hatırlanacağı üzere Mart 2020’de başlayan salgın sonrası kamu genelinde vergi indirimleri yapılmış ve üretimi destekleyici paketler işleme alınmıştı. Haziran 2023’te başlayan rasyonel ekonomi politikalarına geri dönüşle birlikte vergi oranlarında artışa gidildi ve deprem bölgesindeki maliyet karşılanmaya çalışıldı. Enflasyonla mücadele için de kamu gelirlerinin artırılması 1,5 yıllık süreçte elzem idi. 2025’te ise mevcut vergi artışlarının artık geriye doğru gözden geçirileceği bir süreç Türkiye’yi bekliyor.

İktisat teorisine göre enflasyonla mücadele döneminde kamu tarafında toplanması gereken harcanabilir gelir enflasyonun düşüşüyle birlikte normalleştirilmeli. Farklı yaklaşımlar olmakla beraber 2025’te enflasyonun yüzde 20’li rakamlara düşmesi vergi oranlarının indirilmesi için bir fırsat penceresi ortaya çıkarıyor. Bu indirim süreçlerinde enflasyonu daha da aşağıya düşürmek için farklı uygulamalarda gündemde yer tutuyor. Özellikle benzin fiyatlarında ÖTV’nin düşürülmesi bir çözüm yolu şeklinde öne çıkıyor.

OECD’ye göre Türkiye’deki vergilerin toplam milli gelir içerisindeki oranı yüzde 24-25 civarında bulunuyor. Salgın sonrası yüzde 20’lere kadar düşen oran son dönemde yapılan artışlarla yüzde 25’lere yaklaştı. Deprem maliyeti, enflasyonla mücadele ve bütçe açıkları göz önüne alındığında anlaşılabilir olan yükselme enflasyonun düşmeye başlamasıyla normalleştirilebilir.

Örneğin yüzde 25’lere gelen milli gelir vergi oranı tekrar yüzde 22-23 bandına geri çekilebilir. Toplam vergiler içerisinde verimliliğe odaklanılması da yaşanılacak sürece olumlu katkı sunabilir. KDV, ÖTV ve diğer vergileri göz önüne alındığında toplum genelinde kabul gören algıların da tersine çevrilmesinde vergi indirimleri işe yarayabilir. Enflasyondaki düşüşle birlikte toplumun süreci daha net hissedebilmesi için vergi indirimleri bu pencereden bakıldığında büyük önem taşıyor.

İlginizi çekebilir!  Küresel Enflasyon İktidarları Deviriyor - Deniz İstikbal

Diğer ülkelerle Türkiye’de vergi gelirleri karşılaştırıldığında mevcut vergi oranlarının makul olduğunu söylemek mümkün. Örneğin OECD ortalaması milli gelire göre yüzde 33,9 seviyesinde yer alıyor. Kanada, Polonya, Yunanistan, Portekiz ve Almanya gibi ülkelerde mevcut vergi oranı OECD ortalamasının da üzerinde yer alıyor. Fakat Türkiye’deki gelir dağılımının istenilen düzeyde olmadığına göre vergi yükü alt ve orta gelir gruplarında toplanıyor.

Mevcut yapısal problem vergide eşitliği sağlamıyor ve toplum vergi ödemekten kaçma eğilimi gösteriyor. Tersine süreç düşünüldüğünde vergide eşitliğin sağlanması toplam vergi gelirlerini artırırken meşruiyet algısına da katkı sunacaktır. 2025-2025 dönemi bir fırsat penceresi olarak önümüzde yer almaktadır. Sonuç olarak 2025-2026 süreci vergi indirimlerinin başladığı ve yıllara yayıldığı bir dönem şeklinde önümüzde duruyor.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.