WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0079 0.08%
EURO 37,7350 0.14%
ALTIN 2.731,050,11
BITCOIN 18750741,43%
İsrail’in Dizginlenemeyen Pervasızlığı ve Haniyye Suikastı

İsrail’in Dizginlenemeyen Pervasızlığı ve Haniyye Suikastı

31 Temmuz 2024 21:55
İsrail’in Dizginlenemeyen Pervasızlığı ve Haniyye Suikastı
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 31 Temmuz 2024

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rize’de, “Nasıl Karabağ’a, Libya’ya girdiysek, oraya da girebiliriz!” ifadesiyle İsrail’e de girilebileceğini ima etmesi üzerine yeni bir köşe yazısı hazırlanmıştı. Ancak 31 Temmuz sabahı HAMAS Lideri İsmail Haniyye’nin Tahran’da bir suikastla katledilince, ivediliği sebebiyle bu konu ele alındı.

İsrail’in Her Yaptığı Yanına Kar Kalıyor ve Yakın Zaman İçerisinde de Öyle Olacak Gibi

İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırısı 300 günü geride bıraktı. Gazze’de haftalar önce taş üstünde taş bırakmayan İsrail, çoğu çocuk ve kadın 40 bin kişiyi katlederken, binlerce insanı da yaraladı. Çocuklar dahil binlerce Filistinliyi açlığa mahkum edip, sağlık şartlarını yok etti. Uluslararası Adalet Divanı (UAD)’nda hakkında dava açılıp, suçluluğuyla ilgili ilk iddianameler sıra sıra dizilirken, ısrarla akıl almaz şekilde saldırı pervasızlığını sürdürmektedir.

Gazze Şeridi’ne ilaveten Batı Şeria’daki Filistinlilerden de yüzlercesini katledip yaralarken ve binlercesini tutuklarken, Filistinlilere ait arazilerde yeni yerleşim yerleri açmayı da sürdürdü.

Sınır komşusu Lübnan’daki İran destekli Şii Hizbullah örgütü ile de çatışmalara giren İsrail, 29 Temmuz 2024’te Suriye’ye ait iken 1967 Arap-İsrail Savaşlarından beri işgal ettiği, bazı yerlerinde yeni yerleşim yerleri açtığı Golan Tepelerindeki Mecdel Şems beldesine Lübnan’dan atılan füzeler sonucunda 12 kişi ölünce gazabını Lübnan’a çevirdi. Beyrut’un Dahiye bölgesindeki bir binaya hava saldırısı düzenleyen ve bu arada Hizbullah’ın lider kadrosundan Fuad Şükür’ü infaz eden İsrail, bu kadarla da kalmadı.

Bu gelişmeler yaşanırken İsrail’in gözünü kan bürümüş Başbakanı Binyamin Netanyahu ABD ziyaretini gerçekleştirdi. ABD Kongresi’nde konuştuğu zaman çılgınca alkışlandı. Oysa iktidardaki Demokratların Başkan adayı Biden adaylıktan çekilince, yerine öne sürülen yardımcısı Kamala Harris’in İsrail’le ilgili düşünceleri daha farklı ve artık savaşın bitmesi gerektiği yönündeydi. Ancak İsrail, ABD Başkan Adayı ve mevcut Başkan Yardımcısı’na da sert bir cevap vermekten kaçınmadı. Zaten Biden’ın “iki devletli çözüm” ifadesi de lafta kaldı.

İşte bu “dizginlenemeyen” İsrail’in başbakanı Netanyahu, Kongre’de konuşma yapması için ABD’ye davet edildi. Sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında savaşla ilgili yalanlarını birer birer sıraladı. Oysa Netanyahu, UAD savcısı tarafından tutuklanması talep edilmişti. Sanılmasın ki Kongre’deki alkış tufanı sadece Demokratlardandı. Aksine Cumhuriyetçiler daha da coşkuyla alkış tuttular. Anlaşılan o ki, Kongre üyelerinin çoğunluğu Gazze’deki vahşeti isabetli buldukları için içtenlikle savunuyorlar. Anlaşılacağı üzere Musevi Lobisinin gücü, ABD medyasında olduğu gibi siyasetinde de en belirleyici role sahiptir. Zaten böyle olmasaydı İsrail’in Gazze Şeridi’ni yok etme stratejisinin destek bulmasının bir izahı olamazdı.

ABD Kongre üyeleri içerisinde İsrail siyasetini beğenmeyenler olsa bile, gelecek ilk seçim kampanyasında Musevi lobisini alabileceği riskinin varlığından haberdardır. ABD’deki üniversite rektörleri bile İsrail karşıtı oldukları için ya değiştirildiler ya da muhtaç oldukları fonlardan mahrum kaldılar. “Özgürlükler” ülkesi, ülkedeki bir avuç Musevi’nin emir eri haline gelmiş gibidir. Şu muhakkaktır ki, ABD’de hangi aday başkan olarak seçilirse seçilsin, İsrail’e mutlak destek devam edecektir. Nitekim Haniyye’nin katli sonrası ABD’den çıkan ilk ses “İsrail’in yanında olduklarını” şeklindeydi.

İran Misilleme Yapabilir mi?

Haniyye suikastının nasıl yapıldığı, saatler geçtiği halde açıklanamadı. Güvenlik zafiyetinin varlığı aşikar ola İran’ın yöneticileri yine esip gürlediler. Ancak İran’ın İsrail’i doğrudan karşısına almak gibi bir niyeti de yok, gereği de yok. Zira böylesi bir girişim, bir dünya harbi olmasa da en azından Türkiye’yi de içine alan büyük bir bölgesel savaşa sebebiyet verebilir.

Sonuç olarak; İsrail, sadece ABD tarafından dizginlenebilirse de Musevi lobisine esir olan ABD’nin bunu yapması mümkün değildir. Keşke Arap ülkelerinin, petrol ve doğalgazı yaptırım silahı olarak kullanmaları teşvik edilebilse! Keşke bu girişim yapılabilse! Siz ne dersiniz?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)