Soykırımcı İsrail’e ve suç ortağı Batı’ya üç cepheden üç ağır darbe

Bercan TUTAR – 07 Kasım 2023

 

İsrail ve destekçileri AB ile ABD’nin 2 milyon 300 bin Filistinlinin yaşadığı dünyanın en büyük açık hava hapishanesi Gazze’yi içindeki bebek, çocuk, kadın ve gençlerle birlikte tarihten ve haritadan silmek için başlattığı vahşi soykırım bombardımanı ikinci ayına girdi. Bir aylık sürede 2 atom bombasına eşdeğer miktarda 35 bin ton patlayıcı kullanıldı. Yani Gazze’ye neredeyse 2 nükleer bomba atıldı.

Fakat bütün bu barlığa rağmen Siyonist işgalci İsrail ile suç ortağı Avrupa ile ABD yine de emellerine ulaşamadı. Sivil halk ölüm kusan barbarlara rağmen Gazze’yi terk etmezken işgalci İsrail’in kara operasyonuna yönelik bütün hamleleri Hamas’ın sert direnişiyle karşılaştı. Ağır kayıplar veren İsrail askerleri ve ona yardım eden Amerikan özel kuvvetleri, şimdiye kadar Hamas savaşçılarının savunma hatlarını aşamadı.

Exeter Üniversitesi Avrupa Filistin Araştırmaları Merkezi Direktörü Ilan Pappe’nin de 5 Kasım tarihli El Cezire’deki analizinde vurguladığı üzere Siyonist barbarlar ahlaki, taktik ve stratejik cephelerde ağır bir yenilgiye uğradı.

İsrail’e koşulsuz destek veren ABD ve Avrupalı suç ortakları İsrail’in uğradığı bu askeri ve taktik hezimeti perdelemeye çalışmak için daha önce şiddetle reddettikleri ‘ateşkes’ seçeneğini yavaş yavaş dillendirmeye başladılar.

Bugün geldiğimiz aşamada Fransa, Belçika, BAE ve örtülü şekilde de olsa Amerikan yönetimi taktik, ahlaki ve stratejik çıkmazı aşmak adına ağızlarına “Gazze’de ateşkes” ifadesini almak zorunda kaldı.

Bunun en büyük nedeni Hamas’ın askeri direniş hattının kırılamamasının yanında dünya halkları arasında giderek büyüyen ve Batılı siyasilerin sadistliğini artık deşifre edecek düzeye gelen Filistin yanlısı protestolar ile İsrail mallarına ve Siyonist devlet terörüne destek veren Batılı firmalara yönelik küresel boykot dalgasıdır.

300 bin kişiyle Beyaz Saray’ı kuşatan Filistin’in direniş ruhu Gazze’den dünyaya dalga dalga yayılmaya devam ediyor. Yeni akıma artık işçiler de katılmaya başladı. ABD’nin başkenti Washington’da Filistin yansılı protestocular, İsrail’e silah taşıyan bir ABD gemisinin yanaştığı Tacoma Limanı’nı bastı. Yine ABD’nin Missouri eyaletinde 75’ten fazla aktivist İsrail’in Gazze’de kullandığı bomba ve mühimmatın üretildiği Boeing binasının tüm giriş ve çıkış noktalarını kapattı. Tesisin 7 Ekim’den bu yana İsrail’e yaklaşık 1000 bomba tedarik ettiği söyleniyor.

İspanya’nın Barcelona kentinde de liman işçileri İsrail’e savaş malzemesi taşıyan gemilere mal yüklemeyi reddetti. İngiltere’de de Filistin direniş ruhuna destek çıkan göstericiler bütün yasaklara rağmen soykırım destekçisi resmi ve sivil kurum binalarına yürüyor.

BBC ve Chatham House gibi Siyonist dezenformasyonun simge merkezlerine baskınlar düzenleyen Filistin yanlısı kitleler, takım elbiseler içindeki psikopat ve sadist ruhlu Batılı siyasilere ve onların sivil görünümlü payandalarının artık çocuk ve kadınları barbarca katledip savaş ve insanlık suçu işleyen İsrail’e koşulsuz destek vermenin bir bedeli olacağını yüzlerine açıktan haykırıyorlar.

Bu bağlamda İsrail ve yandaşı soykırımcı Batı dünyası hem taktik hem de ahlaki ve psikolojik savaşı şimdiden kaybetmiş durumda.

Stratejik açıdan ise BM Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere birçok ülke lideriyle Batılı STK’lar İsrail’e işlediği soykırım suçlarını açıktan hatırlatıyor. Bazı ülkeler diplomatik ilişkilerini kesti. BM’de 122 ülke Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarını kınamadı. Başını Türkiye, Rusya ve Çin’in çektiği küresel güney denilen ve nüfus açısından dünyanın yüzde 85’ine tekabül eden ülkelerin çoğu İsrail’e işlediği sivil katliamların hesabını Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde vereceği uyarısı yaparken bir yandan da artık Filistin Devleti’nin kurulmasının şart olduğunun altını çiziyor.

Bütün bu çıkışlar ve dalga dalga büyüyen küresel öfke İsrail ve Batı’nın Ortadoğu’ya Filistin üzerinden dayattığı işgalci ve sömürgeci ideolojinin artık rafa kaldırılma vaktinin geldiğine işaret ediyor. Zira Gazze ve Filistin topraklarındaki her tür barbarlık düzeyini aşan Siyonist işgal artık sürdürülemez noktaya gelmiş durumda. Bu işgal statükosunun bir an önce sona erdirilmesi gerekiyor.

Ahlaki ve stratejik açıdan iyice köşeye sıkışan ve ağır darbeler alan Siyonist İsrail ve suç ortakları bu tabloyu değiştirebilmek için askeri barbarlıklarından medet umuyordu. Gazze’ye 2 nükleer bombasına eş değer patlayıcı atmalarına ve on binlerce masumu katledip Gazze’yi enkaza çevirmelerine rağmen yine hezimete uğradılar. Askeri taktikleri işe yaramadı. Hamas’ın ve Gazellilerin inanç, kararlılık ve direnişini kıramadılar.

İsrail ve suç ortaklarının üç cephede maruz kaldıkları yenilginin bedeli önümüzdeki süreçte daha da ağırlaşacaktır. Dünya artık Siyonist Batı’nın istediği gibi at koşturduğu dünya değil. Hem Hamas hem Hamas’ın direniş ruhuyla hareket eden Gazzeliler hem de Gazze için ayağa kalkan insanlık, soykırımcı Siyonistlere ve suç ortağı Batı’ya üç cephede de unutamayacağı bir ders verdi. Ve bu dersin soykırımcılara faturası ağır olacak. Bunun bedelini sadece sarsılan ve çöken saltanatlarıyla ödemeyecekler. İnsanlık ve tarih karşısında da hesap verecekler.

bercan tutar bariz

Bercan TUTAR – 07 Kasım 2023

 

İsrail ve destekçileri AB ile ABD’nin 2 milyon 300 bin Filistinlinin yaşadığı dünyanın en büyük açık hava hapishanesi Gazze’yi içindeki bebek, çocuk, kadın ve gençlerle birlikte tarihten ve haritadan silmek için başlattığı vahşi soykırım bombardımanı ikinci ayına girdi. Bir aylık sürede 2 atom bombasına eşdeğer miktarda 35 bin ton patlayıcı kullanıldı. Yani Gazze’ye neredeyse 2 nükleer bomba atıldı.

Fakat bütün bu barlığa rağmen Siyonist işgalci İsrail ile suç ortağı Avrupa ile ABD yine de emellerine ulaşamadı. Sivil halk ölüm kusan barbarlara rağmen Gazze’yi terk etmezken işgalci İsrail’in kara operasyonuna yönelik bütün hamleleri Hamas’ın sert direnişiyle karşılaştı. Ağır kayıplar veren İsrail askerleri ve ona yardım eden Amerikan özel kuvvetleri, şimdiye kadar Hamas savaşçılarının savunma hatlarını aşamadı.

Exeter Üniversitesi Avrupa Filistin Araştırmaları Merkezi Direktörü Ilan Pappe’nin de 5 Kasım tarihli El Cezire’deki analizinde vurguladığı üzere Siyonist barbarlar ahlaki, taktik ve stratejik cephelerde ağır bir yenilgiye uğradı.

İsrail’e koşulsuz destek veren ABD ve Avrupalı suç ortakları İsrail’in uğradığı bu askeri ve taktik hezimeti perdelemeye çalışmak için daha önce şiddetle reddettikleri ‘ateşkes’ seçeneğini yavaş yavaş dillendirmeye başladılar.

Bugün geldiğimiz aşamada Fransa, Belçika, BAE ve örtülü şekilde de olsa Amerikan yönetimi taktik, ahlaki ve stratejik çıkmazı aşmak adına ağızlarına “Gazze’de ateşkes” ifadesini almak zorunda kaldı.

Bunun en büyük nedeni Hamas’ın askeri direniş hattının kırılamamasının yanında dünya halkları arasında giderek büyüyen ve Batılı siyasilerin sadistliğini artık deşifre edecek düzeye gelen Filistin yanlısı protestolar ile İsrail mallarına ve Siyonist devlet terörüne destek veren Batılı firmalara yönelik küresel boykot dalgasıdır.

300 bin kişiyle Beyaz Saray’ı kuşatan Filistin’in direniş ruhu Gazze’den dünyaya dalga dalga yayılmaya devam ediyor. Yeni akıma artık işçiler de katılmaya başladı. ABD’nin başkenti Washington’da Filistin yansılı protestocular, İsrail’e silah taşıyan bir ABD gemisinin yanaştığı Tacoma Limanı’nı bastı. Yine ABD’nin Missouri eyaletinde 75’ten fazla aktivist İsrail’in Gazze’de kullandığı bomba ve mühimmatın üretildiği Boeing binasının tüm giriş ve çıkış noktalarını kapattı. Tesisin 7 Ekim’den bu yana İsrail’e yaklaşık 1000 bomba tedarik ettiği söyleniyor.

İspanya’nın Barcelona kentinde de liman işçileri İsrail’e savaş malzemesi taşıyan gemilere mal yüklemeyi reddetti. İngiltere’de de Filistin direniş ruhuna destek çıkan göstericiler bütün yasaklara rağmen soykırım destekçisi resmi ve sivil kurum binalarına yürüyor.

BBC ve Chatham House gibi Siyonist dezenformasyonun simge merkezlerine baskınlar düzenleyen Filistin yanlısı kitleler, takım elbiseler içindeki psikopat ve sadist ruhlu Batılı siyasilere ve onların sivil görünümlü payandalarının artık çocuk ve kadınları barbarca katledip savaş ve insanlık suçu işleyen İsrail’e koşulsuz destek vermenin bir bedeli olacağını yüzlerine açıktan haykırıyorlar.

Bu bağlamda İsrail ve yandaşı soykırımcı Batı dünyası hem taktik hem de ahlaki ve psikolojik savaşı şimdiden kaybetmiş durumda.

Stratejik açıdan ise BM Genel Sekreteri Antonio Guterres başta olmak üzere birçok ülke lideriyle Batılı STK’lar İsrail’e işlediği soykırım suçlarını açıktan hatırlatıyor. Bazı ülkeler diplomatik ilişkilerini kesti. BM’de 122 ülke Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarını kınamadı. Başını Türkiye, Rusya ve Çin’in çektiği küresel güney denilen ve nüfus açısından dünyanın yüzde 85’ine tekabül eden ülkelerin çoğu İsrail’e işlediği sivil katliamların hesabını Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde vereceği uyarısı yaparken bir yandan da artık Filistin Devleti’nin kurulmasının şart olduğunun altını çiziyor.

Bütün bu çıkışlar ve dalga dalga büyüyen küresel öfke İsrail ve Batı’nın Ortadoğu’ya Filistin üzerinden dayattığı işgalci ve sömürgeci ideolojinin artık rafa kaldırılma vaktinin geldiğine işaret ediyor. Zira Gazze ve Filistin topraklarındaki her tür barbarlık düzeyini aşan Siyonist işgal artık sürdürülemez noktaya gelmiş durumda. Bu işgal statükosunun bir an önce sona erdirilmesi gerekiyor.

Ahlaki ve stratejik açıdan iyice köşeye sıkışan ve ağır darbeler alan Siyonist İsrail ve suç ortakları bu tabloyu değiştirebilmek için askeri barbarlıklarından medet umuyordu. Gazze’ye 2 nükleer bombasına eş değer patlayıcı atmalarına ve on binlerce masumu katledip Gazze’yi enkaza çevirmelerine rağmen yine hezimete uğradılar. Askeri taktikleri işe yaramadı. Hamas’ın ve Gazellilerin inanç, kararlılık ve direnişini kıramadılar.

İsrail ve suç ortaklarının üç cephede maruz kaldıkları yenilginin bedeli önümüzdeki süreçte daha da ağırlaşacaktır. Dünya artık Siyonist Batı’nın istediği gibi at koşturduğu dünya değil. Hem Hamas hem Hamas’ın direniş ruhuyla hareket eden Gazzeliler hem de Gazze için ayağa kalkan insanlık, soykırımcı Siyonistlere ve suç ortağı Batı’ya üç cephede de unutamayacağı bir ders verdi. Ve bu dersin soykırımcılara faturası ağır olacak. Bunun bedelini sadece sarsılan ve çöken saltanatlarıyla ödemeyecekler. İnsanlık ve tarih karşısında da hesap verecekler.