fatih ünlü iyilik eden iyilik bulur

Fatih ÜNLÜ – 28 Haziran 2024

 

Peygamber Efendimiz aleyhisselam insanlık tarihinde en çok sevilen ve en çok anılan insan olmuştur. Şu içinde bulunduğumuz birkaç saat zarfında bile dünyanın dört bir yanında kendisine milyonlarca salat ve selam getirilmektedir.

Bu durum, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Resul’e (s.a.v.) âlemlerin vefasını göstermesi bakımından çok önemlidir.

Fakat diğer yandan, insanlık tarihinde kendisine en çok iftira atılan insan da yine ne yazık ki Peygamberimiz (s.a.v.) olmuştur. Bunun da birçok sebebi vardır. Örneğin, O’nun vesilesiyle gelen vahyi inkar edenler veya İslam’ı kendilerine rakip yahut düşman görenler Peygamberin itibarını  zedelemek ve dolayısıyla vaaz ettiği hakikatleri etkisizleştirmek için O’na mecnun, sihirbaz – büyücü gibi birçok iftiralar atmışlardır.

Peygamber Efendimize (s.a.v.)  atılan iftiralar elbette Ona ulaşmamıştır ama bu iftirayı atanlar veya işin aslını araştırmadan, incelemeden bu iftiraya kanarak su-i zanna düşenler başta Kuran-ı Kerim’in eşsiz rehberliği olmak üzere birçok hayırdan mahrum kalmışlardır.

Peygamberimize (s.a.v.) şimdi de ne yazık ki birçok farklı iftira atılmaktadır. Bunların başında da Onun Hz. Ayşe annemizle (r.anha) o henüz çocukken evlendiği iftirası gelmektedir.

Hz. Ayşe Peygamberimiz (s.a.v.) Kaç Yaşındayken Evlendi?

Sahih rivayetlerden anlaşıldığına göre, Peygamberimiz aleyhisselam Hz. Ayşe ile genç kız olduğu zaman evlenmiştir. Nitekim buluğa ermiş olma Kuran-ı Kerim’in yüce hükmünce nikahın şartlarından birisidir.

O devirlerde o coğrafyada iklim şartlarından dolayı erken evlenme çok yaygındı. O dönemde Hz. Ayşe’nin bünyesinin zayıf olduğu, hastalandığı ve Medine’nin havasına da alışamadığından saçlarının bir miktar döküldüğü rivayet edilmektedir. Dolayısıyla, Hz. Ayşe iyileşmesinden sonra ve Peygamberimiz aleyhisselam da mehir olarak vereceği miktarı bulabildikten sonra, o dönemdeki ortalamadan biraz daha geç evlenmiştir.

Hz. Ayşe’nin (r.anha) gerçek yaşı hakkında bize ipucu veren onun hicretten önceki döneme dair birçok rivayetleri vardır.

Mesela Hz. Ayşe şöyle demektedir:

“Ben Mekke’de oyun oynayan bir kız iken Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e,

“Doğrusu, onların asıl buluşma zamanları, kıyamet saatidir; kıyamet saatinin dehşeti ise, tarif edilemeyecek kadar müthiş ve ne acıdır!’ (Kamer, 54/46)

ayeti nâzil oldu.”

Kamer sûresinin 46. ayeti olan bu ayetin bi’setin dördüncü yılında nazil olduğu görüşü ağırlıktadır. Bunun anlamı, Hz. Ayşe Peygamberliğin 4. yılında nazil olan ayeti kerimeyi tüm detaylarıyla anlatabilecek yaştadır ve Hicrete de daha 9 yıl vardır.

Yine Hz. Ayşe babası Hz. Ebû Bekir’in (r.a.) Habeşistan’a hicret teşebbüsünü ve yoldan geri dönüşünü hadis kaynaklarında detaylarıyla anlatmaktadır.

Habeşistan’a hicret Peygamberimizin bi’setinden sonra 5. yılda ve 6. yılda iki kez vuku bulmuştur. Hz. Ebubekir sonraki grupta 6. yılda hicret edenlerden bile olsa  Peygamberimize (s.a.v) atılan iftiraya dayanak olarak gösterilen Hz. Ayşe ile 6 yaşında nişanlandığı ve 9 yaşında evlendiği  iddiasının tarihi ve fiziksel olarak imkansız olduğu görülecektir.

Bu konuda bilinmesi  gereken bir başka husus da şudur: Hz. Ayşe o dönem başka birisiyle nişanlıyken o aile Hz. Ebubekir’in (r.a.) Müslüman oluşundan dolayı nişanı bozmuştur. Hz. Ayşe Peygamberimizle (s.a.v.) sonradan nişanlanmıştır…

Bu iftira geçmişte de çok dile getirildiği için bu iftiraya cevap olarak ciddi bir literatür de oluşmuştur. Örneğin, merhum Mevlana Şibli ve merhum Ömer Rıza Doğrul Hz. Ayşe annemizin Peygamberimiz aleyhisselam ile çocuk yaşta evlendiği iddialarına kesin delillerle karşı çıkmışlardır.

Bu tür kaynaklar Hz. Ayşe’nin (r.anha) yaşının ablası Hz. Esma (r.anha) ile olan yaş farkı üzerinden hesaplanması dahil birçok farklı yöntemle Hz. Ayşe’nin evlendiğinde tahminen 17-18 yaşları civarında  olduğunu ifade etmektedirler.

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun bu konudaki  görüşleri ve Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün Fatih Altaylı’yla yaptığı program da dahil bazı TV  programlarında söyledikleri de  çok aydınlatıcı mahiyettedir.

Yine Sorularla İslamiyet  gibi farklı platformlarda konu kaynaklarıyla  detaylı olarak ele alınmaktadır (www.sorularlaislamiyet.com).

Pekala, bu 6 yaşında nişanlanma, 9 yaşında evlenme iddiası nereden çıkmıştır ve işin aslı nedir?

9 Yaşında Evlenme Konusunun Aslı Nedir?

Bu husus  aşağıda detaylarını vereceğimiz üzere Hz. Ayşe’ye (r.anha) atfedilen bir rivayette geçmektedir. Bu rivayetin Hicret’ten 150 yıl kadar sonra Irak’ta ortaya çıktığı  ve o dönemden önceki Medine’de yazılı kaynaklarda bu rivayete rastlanmadığı bilinmektedir. Medine’de bir buçuk asır rivayet edilmeyen bir sözün neden sonra Irak’ta ortaya çıktığı da dikkate değer bir husustur.

O dönem Irak’ta bu rivayeti yapan Hişam bin Urve önce Medine civarında yaşamış  ve sonradan da Irak’a  göçmüş bir zat. Önceki rivayetleri muteber kabul edilse de, Irak’ta olduğu dönemde yaşından dolayı kendisinde unutkanlık vs. gibi haller görüldüğü için bu zatın Irak’ta yaptığı rivayetleri  dönemin bazı hadis alimleri sıhhatli kabul etmemişlerdir.

Ama bu rivayet bir şekilde Buhari’ye alınmış. Bu sözü işin detayına bakmadan lafzen muteber kabul edenler de olmakla birlikte Hz. Ayşe’nin Peygamberimiz aleyhisselam ile evlendiğinde 16-18 yaş civarlarında olabileceğini delilleriyle ve sahih rivayetlerle ifade eden birçok ilim sahibi de vardır. Bunlardan birisi  de bu konuyu ülkemizde en detaylı çalışmış insan olan merhum Ömer Rıza Doğrul’dur. O’nun hesaplaması Hz. Ayşe’nin evlendiğinde 18 yaşında olduğu yönündedir.

Yazımızın ilk bölümünde de kısaca bahsettiğimiz merhum Rıza Doğrul aslen Burdur’ludur ve 1893-1952 yılları  arasında yaşamıştır. El-Ezher Üniversitesi mezunu olan Rıza Doğrul’un birçok eserinin yanı sıra “Tanrı Buyruğu Kur’ân-ı Kerîm’in Tercüme ve Tefsîr-i Şerîfi” adlı bir meal ve tefsir çalışması da vardır. Merhum Rıza Doğrul merhum Mehmet Akif Ersoy’un da damadıdır.

Ömer Rıza Doğrul gibi ilim sahibi kimseler bu konu üzerinde söylenmesi  gereken  hususların kahir ekseriyetini dile getirmiştir. İlk bölümde bu rivayetlerin bazılarından biz de bahsetmiştik. Biz  de şu hususu ilave edebiliriz:

Hz. Ayşe’nin evlendiğinde malum rivayetteki iddiadan çok daha büyük bir yaşta,  17-18 yaş civarında olduğunu ortaya koyan rivayetlerde bir tarih ve kronoloji, bir kesinlik vardır; diğer rivayette ise, o dönemin genç kız yaşının nasıl tanımlandığını ve nasıl hesaplandığını bilmemizi  gerektiren kesin olmayan bir boyut vardır.

Tarihi göstermesi bakımından kesin olan rivayetlere karşı ek bilgi, tanım  ve yorum gerektiren bir rivayet söz konusuysa elbette kesinlik ifade eden rivayetleri temel kabul etmek gerekir.

Biliyorsunuz, bugün bile istatistik ilminde, internet program haberleşmelerinde vs. önce sistemdeki verilerin ne anlama geldiği üzerinde mutabık kalınması, o verilerin üst verisinin, tanımının yani metaverinin üretilmesi  ve bilinmesi gerekir. Yoksa verileri kıyaslayamaz veya anlamlı bir şekilde kullanamazsınız.

Dolayısıyla rivayet zincirindeki bazı sorunların ötesinde içeriğinde kesinliği olmayan ve diğer doğru rivayetlerle de çelişen bir sözü gerekçe göstererek Peygamberimiz aleyhisselamın Hz. Ayşe ile çocukken evlendiğini iddia etmek insanlık tarihindeki  en büyük iftiralardan birisini irtikap etmek anlamına gelir. Ve bu iftira, haliyle insanların Son Peygamberi doğru tanımalarına da en büyük engeli oluşturur. Oysa…

Oysa insanlığın daha güzel, daha huzurlu ve daha anlamlı  bir hayat için öncelikle  Kuran-ı Kerim’i ve O’nun kendisine vahyolunduğu Hz. Muhammed aleyhisselam’ı  iyi bilmesi  ve tanıması gerekiyor.

Sonuç olarak şunu kesin olarak ifade edebiliriz:

Peygamberimiz aleyhisselam’ın Hz. Ayşe ile çocuk yaşta evlenmesi gibi bir durum kesinlikle vuku bulmamıştır.

Zaten Kâinatın övüncü ve insanların en güzel ahlaklısı olan Peygamberimiz aleyhisselamın çocuk yaşta birisiyle evlenebileceğini düşünmek bile abestir. Kendimize yakıştıramayacağımız bir şeyi Peygamberimize (a.s.) yakıştırmak hilafı hakikat büyük bir vefasızlık olur.

Bilakis, O’nun vesilesiyle bize ulaşan Dinimiz evlilik müessesiyle ilgili birçok güzel  hüküm getirmiş ve mevcut yanlış uygulamaları düzeltmiştir. Mesela Dinimiz zorla evlendirmeyi yasaklamıştır, evlilik için buluğa erme kuralını şart koşmuştur.

Yine Peygamberimiz aleyhisselam bir yandan “Sizin hanımlarını dövenleriniz hayırlılarınız değildir.” buyururken bayanları da erkeği çileden çıkarabilecek hakaretamiz  ağır kelimeler kullanmamaları konusunda uyarmıştır.

Ve dahi Peygamberimiz aleyhisselam birbirlerine aşık olan gençleri de unutmamış ve aşıkları nikahlayın, evlendirin tavsiyesinde bulunmuştur. Sadece bu tavsiyeler bile sayısız aile içi sorunu halledebilecek derecede kapsamlı ve etkili prensiplerdir…

Malum, “Diamond Tema” adlı Youtuber’ın katıldığı bir programda bu rivayet bazı yorumlarla dile getirilmiş,  konu da sonra hukuki mecraya taşınmış. Verilen yakalama kararı haber olunca bu rivayet de yoğun bir şekilde ülkemizin gündemine geldi.

Bizim de önceden bu konuda bir hazırlığımız vardı, konu gündeme gelince bu hazırlığı bir an önce bitirip okuyucularımızın dikkatine sunalım istedik. Eksiğimiz varsa, hakkınızı helal ediniz.

Diamond Tema kardeşimiz o programda bu  rivayeti  aktarıp bunu ahlâki bulmadığını ifade etmiş. Kendisini tanısam, ona şunu söylemek isterdim.

Peygamberimizin çocuk yaşta birisiyle evlendiği iddiasının aslı olmadığı için orada zaten bir ahlâk sorunu yok. En güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderilen Hz. Muhammed aleyhisselam ile ilgili zaten bir ahlâk sorunu olamaz.

Fakat asıl, âlemlere rahmet  olarak gönderilen Hz. Muhammed aleyhisselam hakkında eksik bilgiyle, araştırmadan, bilenlere danışmadan (Sorularla İslamiyet sitesine bile bakmak bile yeterli olurdu)  bu kadim iftirayı gündeme getirerek Hz. Peygamber hakkında belki milyonlarca kişinin su-i zanna düşmesine sebep olmak ciddi bir ahlâkilik sorunu ve riskine işaret ediyor.

Çünkü  her şeyin bir ahlâkı olduğu gibi bilginin de bir ahlâkı vardır, bu bilginin insanlara aktarılmasının da bir ahlâkı vardır. Aziz kardeşim, keşke Hz. Peygamber’le (s.a.v.) ilgili o kadim tuzağa düşmek yerine, O’nun şimdi bizim birkaçını arz edeceğimiz binlerce eşsiz  sözlerinden bazılarını gündemimize getirseydiniz de onlar hakkında yorumda bulunsaydınız:

 “Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir.”

“Darda kalana kolaylık gösteren kimseye Allah da dünya ve ahirette kolaylık gösterir.”

“Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz.”

“Birbirinize haset etmeyin, kin beslemeyin. Başkalarının ayıplarını araştırmayın, konuştuklarını dinlemeyin, müşteri kızıştırmayın. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun.”

“Ahirette mizana ilk konacak  iş  güzel ahlak ve cömertliktir.”

Yazımızı kısa bir tespitle bitirelim: Malum, bu konunun “Diamond Tema” ile ilgili bir de yargı boyutu var, fakat bizim fikrimiz şu: Ortada galiz hakaretler yoksa, bu gibi durumlarda asıl ve ilkin ilimle ve fikirle mücadele esastır. O zaman işin aslı ortaya konulduğunda belki hiçbir sorun da kalmaz.

Allah’a emanet olun.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.