Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından düzenlene iftar programına katıldı. İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, Müteahhitlerin sorunlarını ve gündeme dair konular ele alındı. Yılmaz, burada yaptığı konuşmada ekonominin paydaşları ile sıklıkla bir araya geldiklerini ve bu buluşmaları, ekonomi politikalarını şekillendirdikleri mutfak olarak gördüklerini ifade etti.

“BİR TARAFTAN ENFLASYONLA MÜCADELE EDERKEN DİĞER TARAFTAN MALİ DİSİPLİNLİ SAĞLAMAYA GAYRET EDİYORUZ”

Son yıllarda küresel düzeyde tüm dünyayı ve beraberinde Türkiye’yi de etkileyen Covid-19 salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Filistin ile İsrail arasında önemli olayların yaşandığını belirterek, “Böyle büyük küresel ortamda politikalarımızı hayata geçiriyoruz. Bir taraftan enflasyonla mücadele ederken diğer taraftan mali disiplinli sağlamaya gayret ediyoruz. Büyüme için dengeli bir şekilde sürdürürken cari açığı azaltmaya ve rezervlerimizi güçlendirmeye gayret ediyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü bir iradeyle desteklediği politika belgelerimiz ile ekonomiden politika belirsizlikleri azalttık. Öngörülebilirliği de arttırmış olduk, bunu da bir temel yaklaşım olarak görüyoruz. Ekonomide belirsizlikleri azalttığını öngörülebilirliği arttırdığımız sürece ekonomik aktörler de çok daha rahat bir ortamda çalışma imkanı bulmuş oluyorlar” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE TRİLYON DOLARLIK EKONOMİ LİGİNE GİRMİŞ OLDU”

Yılmaz, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle Türkiye tarihinin en büyük afetini yaşamış olduklarını ve bu afetin etkilerini gidermek için hala çalışmaya devam ettiklerini belirtti. Deprem, küresel şartlar ve jeopolitik gelişmelere rağmen ekonominin büyümeye devam ettiğini ifade eden Yılmaz, “Geçen yıl dünya ekonomisi yüzde 3 civarında büyürken, ülkemiz yüzde 4 buçuk civarında bir büyümeyi gerçekleştirdi. Orta Vadeli Programımızda öngördüğümüz büyümenin de bir miktar üstünde bir büyüme kaydetti. Milli gelirimiz ilk defa 1 trilyon dolar seviyesini aştı böylece Türkiye trilyon dolarlık ekonomi ligine girmiş oldu” şeklinde konuştu.

Yılmaz ihracatın düzenli bir şekilde artmaya cari açığın ise istikrarlı bir şekilde iyileşmeye devam ettiğini vurgulayarak, “Cari işlemler hedefinde gelişmeler gerçekten sevindirici. Geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar civarındaydı cari açığımız. Yılsonunu 45 milyar dolarla kapattık. Ocak ayı itibariyle bu 37 buçuk milyar dolar seviyelerine kadar düştü. Şubat’ta da iyileşmenin devam edeceğini biliyoruz. Henüz çıkmayacağını işlemler hesabı ama 32-33 milyar dolarlara kadar cari açığın Şubat hesapları itibariyle düşeceğini öngörüyoruz” açıklamasında bulundu.

Demir, alçı, elektrik malzemesi, perde, mobilya, cam, plastik boru, çivi ve boya gibi yüzlerce farklı ürünün inşaatta girdi olarak kullanıldığını ifade eden Yılmaz, sektörün 250 alanda, istihdamı yaklaşık 6 milyon civarında etkilediğini, 2023’te reel olarak yüzde 7,8 büyüyen sektörün, milli gelir içindeki oranının 2002’de yüzde 4,5 seviyesindeyken geçen yıl yüzde 5,6’ya ulaştığını aktardı.

“MÜTEAHHİTLERİMİZ YURT DIŞINDA 389 PROJEYLE 27 MİLYAR 392 MİLYON DOLAR TUTARINDA YENİ İŞ HACMİNE ULAŞTI”

Yılmaz, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri sektörünün rekabet gücüne, milli gelire, ödemeler dengesine, ihracata ve istihdama sağladığı katkı ile ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olduğuna dikkati çekerek, “Müteahhitlerimizin yurt dışında üstlendikleri iş hacmi 2000 yılından bu yana istikrarlı olarak 20 milyar dolar üstünde bir seyirle devam ediyor. 2023’te, yurt dışında 389 projeyle 27 milyar 392 milyon ABD doları tutarında yeni bir iş hacmine ulaşılmış durumda” diye konuştu.

“MÜTEAHHİTLERİMİZİ YENİ PAZARLARDA VE KATMA DEĞERİ YÜKSEK PROJELERDE DAHA ÇOK GÖRMEK İSTİYORUZ”

Teknik müşavirlik sektörünün 137 farklı ülkeye 2023 yılında 233,4 milyon dolar hacimle hizmet verdiği bilgisini veren Yılmaz, “Söz verdiği şekilde ve tarihte işlerini teslim ederek tüm dünyada tercih edilen müteahhitlerimizi yeni pazarlarda ve katma değeri yüksek projelerde daha çok görmek istiyoruz. Özellikle firma ölçeklerinin büyütülmesiyle, firmalarımızın ortak iş yapma bilincinin artırılması, prestijli projelerin üstlenilmesinin de önünü açacaktır diye inanıyoruz” açıklamasında bulundu.

Yılmaz, müteahhit sektöründe insan kaynakları konusunun sıkça dile getirildiğini belirterek, 12’inci Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program (OVP) ve Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu eylem planında bu konuya geniş bir yer ayırdıklarını, son 20 yılda mesleki eğitim konusunda çok ciddi adımlar attıklarını kaydetti.

“KAMU İHALE MEVZUATI’NI ULUSLARARASI NORMLARA UYUMLU ŞEKİLDE İYİLEŞTİRMEK ÖNEM VERDİĞİMİ BİR HUSUS”

OVP döneminde, inşaat kalitesinin yükseltilmesini teminen yapı denetim sürecinde yer alan kişi ve kuruluşların mesleki sorumluluk sigortası ve yapı müteahhitlerinin sorumluluk sigortasını yaygınlaştıracaklarına vurgu yapan Yılmaz, “İnşaat sektörünü de yakından ilgilendiren kamu alımları kapsamında, Kamu İhale Mevzuatı’nı uluslararası norm ve standartlarla uyumlu olacak şekilde iyileştirmek de yine temel politika dokümanlarımızda yer verdiğimiz bir husus. Bu çerçevede mevzuatı, dijitalleşmeyi, yenilikçiliği ve sürdürülebilirliği önceleyen satın alma yaklaşımıyla güncelleyecek, sektörel kamu alımları düzenlemesini de hayata geçireceğiz” ifadelerine yer verdi.

“AFET RİSKLERİNİN BELLİ BİR SEVİYEDE OLDUĞU METROPOL İLLERDE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ EL BİRLİĞİYLE YAPMAK ZORUNDAYIZ”

Yılmaz, kentsel dönüşüm anlamında yerel yönetimlerin çok önemli olduğunu söyleyerek, “Bu işi sadece merkezi idare veya sadece yerel yönetim olarak yapamayız. Metropol illerimiz İstanbul ve İzmir başta olmak üzere afet risklerinin belli bir seviyede olduğu, daha yüksek olduğu iller öncelikli olmak üzere mutlaka burada merkezi idare ve yerel yönetimler olarak el birliği içinde bunu başarmak durumundayız. Bizim adaylarımız da bu konuda çok güçlü programlar ortaya koymuş durumdalar. Gerek İstanbul adayımız gerek İzmir adayımız Hamza Bey, İstanbul’da Murat Bey çok güçlü programlar ortaya koymuş durumdalar ve bunların biz çok kıymetli olduğunu, mutlaka hayata geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu işleri laflarla, algılarla çözemeyiz. Somut adımlarla, somut projelerle ve ciddi kitlesel dönüşümlerle gerçekleştirebileceğimiz bir süreç bu. Burada da polemiklerle, birtakım tartışmalarla kaybedecek vaktimiz yok. İnşallah önümüzdeki dönemde bu alanda güçlü adımları hep birlikte atarız” değerlendirmesinde bulundu.