Malazgirt’te Bizans ordusuna karşı elde edilen ve Türklere Anadolu’nun kapılarının açılmasını sağlayan Malazgirt Zaferi, hem siyasi hem de askeri sonuçlarıyla dünya tarihinin dönüm noktalarındın biri olarak değerlendiriliyor.
Horasan Meliki Çağrı Bey’in son eşinden dünyaya gelen ve 27 Nisan 1064’te Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci hükümdarı olan Sultan Muhammed Alparslan, Malazgirt’te ordusundan 4 kat büyüklükteki Bizans ordusunu yenerek tarihin en önemli zaferlerinden birini elde etti.
Askeri anlamda Türklerin İslam dünyasının önderi haline gelmesine, birliğe ve bütünleşmeye öncülük eden zafer, Bizans İmparatorluğu’nun yıkılış ve İstanbul’un fetih sürecini başlatan gelişme olarak öne çıktı.
Malazgirt Kahramanı Sultan Alparslan
Horasan Meliki Çağrı Bey’in son eşinden dünyaya gelen Sultan Alparslan, 27 Nisan 1064’te Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci hükümdarı olarak tahta çıktı.
Bizans’ın idare ettiği Anadolu coğrafyasına seferler düzenleyen Alparslan, Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans’tan ilk toprağını aldı.
Abbasi halifesinin 1070’te yardım talep etmesi üzerine ordusuyla Fatımilerin üzerine yürüyen Sultan Alparslan’ın Mısır’a yöneleceği haberi üzerine Bizans ordusu, doğu seferini başlattı.
Bunu öğrenen Alparslan, geri dönerek Suriye hattına doğru ilerleyişe geçti. Rey şehrinde konuşlanacağı duyumunu yayan Alparslan, bunun yerine Muş’a doğru hareket etti ve Malazgirt Ovası’nda karargahını kurdu.
26 Ağustos 1071 Cuma günü ordusuna namaz kıldırıp dua eden Alparslan, ardından Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunun üzerine yürüdü.
Sultan Alparslan, “Turan” taktiğinin en başarılı örneğinin uygulandığı savaşın ardından “Türklere Anadolu’nun kapılarını açan zafer”i kazanan komutan olarak tarihe geçti.
World of Türkiye haberlerini ziyaret edin