Kapora vermek veya almak caiz midir? Dinen uygun mudur? İslam fıkhına göre kapora hakkındaki hükümlere dair detaylı bilgiler ve Diyanet’in görüşü.

Kapora, bir mal veya hizmetin rezerve edilmesi amacıyla alıcı tarafından satıcıya yapılan ön ödeme olarak bilinir. Ev, araba gibi büyük alımlarda yaygın olarak kullanılır ve satıcının malı veya hizmeti başkasına satmaması için bir güvence oluşturur. Peki, kapora dinen caiz midir? Bu tür işlemler İslam hukuku açısından nasıl değerlendirilir? İşte Diyanet’in kapora hakkında görüşü ve İslam fıkhına göre detaylı açıklamalar.

Kapora Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Kapora, satıcı ile alıcı arasında satışın garanti altına alınması amacıyla yapılan ön ödeme işlemidir. Genellikle, malın veya hizmetin rezerve edilmesini sağlar.

Kaporalı işlemler iki şekilde sonuçlanabilir:

Satışın gerçekleşmesi: Alıcı, ürünü veya hizmeti satın alırsa kapora toplam bedelden düşülür.

Alıcının vazgeçmesi: Alıcı satın almaktan vazgeçerse, önceden anlaşmaya bağlı olarak kapora genellikle iade edilmez ve satıcıda kalır.

Bu tür uygulamalar, satıcının malını rezerve etme yükümlülüğünü yerine getirdiği halde alışverişin iptal edilmesi durumunda zarar görmemesi için tercih edilmektedir.

Kapora Vermek veya Almak Caiz midir?

Kapora işlemleri, İslam hukuku (fıkıh) açısından tartışmalı bir konudur. Kaporanın dinen uygun olup olmaması, akdi şartlara ve tarafların rızasına göre değişiklik göstermektedir. Diyanet’in görüşü, İslam’daki farklı mezheplerin yaklaşımları ve kaporanın caiz olması için dikkat edilmesi gereken şartları aşağıda detaylı olarak ele alıyoruz.

Mezheplere Göre Kaporanın Hükmü

Hanefî Mezhebi Görüşü

Hanefî fakihleri, kaporalı alışverişi fasit (geçersiz) sayar.

Kaporanın, alıcı vazgeçtiğinde satıcıya kalması haksız kazanç olarak değerlendirilir.

Hanefîlere göre bir alışveriş, şartlı veya belirsizlik içeren bir akit içeremez.

Bu nedenle, alıcının malı almaktan vazgeçmesi hâlinde kaporanın iade edilmesi gerektiğini savunurlar.

Şâfiî ve Mâlikî Mezhebi Görüşleri

Şâfiî ve Mâlikî mezheplerine göre de kaporalı alışveriş geçerli değildir ve hükmen batıl sayılır.

Alıcının cayması hâlinde kaporanın satıcıda kalması, belirsizlik ve haksız kazanca yol açtığı gerekçesiyle reddedilir.

Bu mezhepler de, kapora uygulamasının taraflar arasında belirsizlik oluşturduğu ve adil bir alışveriş olmadığı görüşündedir.

Hanbelî Mezhebi Görüşü

Hanbelî mezhebi, kaporalı alışverişi belirli şartlarla caiz kabul eder.

Kaporalı alışveriş, tarafların rızasıyla yapılır ve akit süresi baştan belirlenirse caizdir.

Hanbelîler, Hz. Ömer döneminde Mekke valisi Nâfiʿ b. Abdulhâris’in, halife adına kaporalı bir işlem yapmasını delil gösterir ve bu tür işlemleri yasaklayan rivayetlerin zayıf olduğunu belirtirler.

Hanbelîlere göre, alıcının vazgeçmesi durumunda kaporanın satıcıda kalması haksız kazanca yol açmaz, çünkü bu işlem tarafların rızasıyla yapılır ve belirlenen süre içinde tamamlanmazsa anlaşma bozulmuş olur.

Kaporanın Dinen Caiz Olması İçin Gerekli Şartlar

Kaporanın dinen caiz olması için bazı önemli şartların sağlanması gerekmektedir:

Tarafların Rızası: Satıcı ve alıcı, kapora konusunda açık bir anlaşmaya varmalıdır.

Süre Belirlenmesi: Alışverişin kesinleşeceği süre baştan belirlenmelidir.

Akdin Geçerli Olması: İşlem sarf (döviz) veya selem (ön ödeme) akitlerinden biri olmamalıdır. Bu tür işlemlerde kapora caiz değildir.

Anlaşma Bozulursa İade: Belirlenen süre sonunda satış gerçekleşmezse, kaporanın iade edilip edilmeyeceği önceden belirlenmelidir.

Haksız Kazançtan Kaçınma: Kaporanın satıcıda kalması, ancak tarafların bunu önceden kabul etmesi ve sürenin sonunda satışın gerçekleşmemesi durumunda caiz olabilir.

Diyanet’in Kapora Hakkındaki Görüşü

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam’daki fakihlerin görüşlerine dayanarak kapora hakkında şu değerlendirmeyi yapmaktadır:

Alıcının vazgeçmesi durumunda kaporanın iade edilmemesi, birçok mezhebe göre belirsizlik ve haksız kazanç doğurduğu için caiz görülmemektedir.

Ancak, Hanbelî mezhebi ve bazı sahabe görüşlerine göre, eğer belirli bir süre baştan tespit edilir ve taraflar rızaya dayalı olarak anlaşma yaparsa kaporalı işlem caiz sayılabilir.

Diyanet’e göre adil ve açık şartlarla yapılan kaporalı işlemler, karşılıklı rızaya dayalıysa uygun olabilir. Ancak, kaporanın satıcıda kalması koşulu dikkatli değerlendirilmelidir. Aksi halde bu tür işlemler caiz olmayabilir.

Kapora Caiz mi?

Kaporanın caiz olup olmadığı, işlem sırasında tarafların rızası, belirlenen şartlar ve akdin niteliği ile ilgilidir. Hanefî, Şâfiî ve Mâlikî mezheplerine göre, kaporanın satıcıda kalması haksız kazanç doğurduğu için caiz değildir. Ancak, Hanbelî mezhebi ve bazı sahabe görüşlerine göre, kapora işlemi belirli bir süre ve açık şartlarla yapılırsa caiz olabilir.

Özetle, kaporanın dinen uygun olması için:

Tarafların karşılıklı rızası şarttır.

Açık şartlarla ve belirli bir süre içinde anlaşma yapılmalıdır.

Akdin sonunda satış gerçekleşmezse, kaporanın akıbeti baştan belirlenmelidir.

Kaporalı işlemler yaparken, adil ve şeffaf bir anlaşma yapmak ve belirsizliklerden kaçınmak İslam hukuku açısından büyük önem taşır.

Kapora Hakkında Sıkça Sorulan Sorular 

Kapora vermek dinen uygun mudur?

Belirli şartlarla ve tarafların rızasıyla yapılırsa caiz kabul edilebilir. Ancak, Hanefî ve Şâfiî mezheplerine göre uygun değildir.

Kapora satıcıda kalabilir mi?

Hanbelî mezhebine göre, anlaşma sağlanmazsa kaporanın satıcıda kalması caiz olabilir. Ancak, diğer mezhepler bunu caiz görmez.

Kapora işlemi hangi durumlarda caiz değildir?

Belirsizlik içeren, tarafların rızası olmadan yapılan veya sarf/selem gibi akitlere konu olan kapora işlemleri caiz değildir.

Diyanet kaporayı nasıl değerlendiriyor?

Diyanet’e göre, kapora açık şartlarla ve tarafların rızasıyla yapılırsa caiz olabilir. Ancak, haksız kazanca yol açacak işlemler uygun bulunmaz.

Kapora ile satış ne zaman kesinleşir?

Satış işlemi belirlenen süre içinde tamamlanmazsa kaporanın durumu, baştan yapılan anlaşmaya göre belirlenir.

World of Türkiye haberlerinden haberdar olmak için hemen tıklayın!