İstanbul’un 15 ilçesindeki tüm tarihi çeşmeler, tarihi cami hazireleri, türbeler, korunması gereken sokak ve çarşılardan oluşan 1000 eser, İstanbul Valiliği ve 15 belediyenin ortak çalışması ile restore edilecek. Bu çerçevede İstanbul Valiliğinde gerçekleşen proje tanıtım toplantısına Vali Davut Gül, Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kültür ve Turizm İl Müdürü Coşkun Yılmaz, ilçe kaymakamları ile belediye başkanları katıldı.
“3 YIL İÇERİSİNDE 1000 TANE ESERİMİZİ RESTORE EDECEĞİZ”
İstanbul’da 3 yıl içinde 1000 eserin restore edileceğini söyleyen Vali Davut Gül, “Fatih’ten yadigar, ecdattan yadigar, bu eserleri korumak gelecek nesillere bırakmak birinci önceliğimiz. Bizden öncede bunlar yapıldı, bizim zamanımızda da yapılıyor bizden sonrada bunlar yapılacak. Bu defa yapmak istediğimiz iş, ilçe belediyelerimizle birlikte güçlerimizi birleştirerek, kaynaklarımızı birleştirerek daha hızlı daha fazla ve daha etkili yapmak istiyoruz. Bu eserlerin önemli kısmı vakıflara ait bazıları da diğer kurumlara ait. 2014 yılında HİKOPLAR kuruldu. Şimdiye kadar 136 tane çeşme, 208 diğer eser olmak üzere toplam 344 eser restore edildi. Yaklaşık 3 yıl içerisinde 1000 tane eserimizi restore edeceğiz” dedi.
“İLÇE BELEDİYELERİMİZLE HEM FİNANSAL ANLAMDA BİR ORTAKLIĞIMIZ VAR HEM DE PROJELERİN YÜRÜTÜLMESİNDE BİR ORTAKLIĞIMIZ VAR”
Sürecin ilçe belediyeleriyle birlikte devam edeceğini söyleyen Vali Gül, “Bu 1000 eserin 148’i çeşme, 77’si diğer sivil mimari eserleri olmak üzere 225 tanesi fiilen başlamış oldu. 1000 projemizin 225’i ilçe belediyelerimizle protokol yaptık. İlçe belediyelerimizle hem finansal anlamda bir ortaklığımız var hem de projelerin yürütülmesinde bir ortaklığımız var. Projelerin sahibi ilçe belediyeleri ve valiliğimiz birlikte İstanbul Modeliyle birlikte iş yapma modeliyle yapıyoruz, yapacağız. Bu 1000 eserin 180 tanesi kayıp durumda” şeklinde konuştu.
“BÜROKRASİNİN ALT KATMANI BUNA DİKKAT ETMİYOR”
Toplantıya katılan Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Ayasofya’nın yer altı sistemine dikkat etmediğiniz takdirde aynı sistem saray amirlerinin orası gider. Bunlar birbirine bağlıdır. Cumhurbaşkanı, Başbakanken kuyumcuların imalat kısmını atölyelerini buradan çıkarmak için ele aldı ve üstünde durdu. Bürokrasinin alt katmanı buna dikkat etmiyor. Adamlar çıkmadılar, halbuki altın işlenen yerlerin kalıntılarının eski eserleri tahrip ettiğini herkes biliyor. Bunlara yerde gösterildi ama gitmediler. Hala burada oturuyorlar. İşlerine öylesi geliyor. İkna edilmek zorunda olan İstanbulluları siz destek olmaya çağırmak zorundasınız. Onunda yolu bellidir, açıktır. Zor yolun başındaki herkese hayat kolay gelsin” dedi.
“İSTANBUL’DA YAPILACAK TEK ŞEY BİZE EMREDİLEN KANUNUN VE SEYİRCİNİN ÖNGÖRDÜĞÜ ŞEY, YEŞİL ALANLARI YANİ SOSYAL ETKİNLİK ALANLARINI ARTTIRMAK”
İstanbul’da kaybolan tarihin ortaya çıkması için arkeolojik alanların artması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Yeşil sahayı arttırmak için bildiğiniz yeşil saha arttırma yöntemlerine ihtiyaç yok. Nizam bellidir, arkeolojik alanlar yeşil sahadır. Birinci derecede arkeolojik alanların ne olduğu belli oluyor. Onlara göre yeşil saha planları arttırılır. Bu çok zaruridir. Hem fiziki bakımdan regrüalüsyonal olarak hem de şehri kurtarmak i bakımından. İstanbul’da yapılacak tek şey bize emredilen kanunun ve seyircinin öngördüğü şey, yeşil alanları yani rekrenasyonel alanları arttırmak. Onu arttırmak istediğimiz zaman zaten karşımızda arkeolojik servet ortaya çıkar kaybolan eserler ortaya çıkar. Canlı bir servet, alan ortaya çıkar. Şehirde bir yerde nefes almaya başlar” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından proje imzalanırken, katılımcılar günün anısına hatıra fotoğrafı çekildi.