Dayak Arsızı Macron

Coşkun BAŞBUĞ – 29 Nisan 2024

 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Economist dergisine bir röportaj verdi.

Röportajda sarf ettiği bir cümle yıllarca tartışılacak gündemin önünü açtı.

Neydi o cümle;

“NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir.”

Sadece bu cümle değildi ortalığı karıştıran. Zehir zemberek sözlerdi Macron’un diğer söyledikleri de;

“ABD ile NATO müttefikleri arasında stratejik karar alma süreçlerinde hiçbir şekilde koordinasyon yok. ABD NATO’ya danışmadan Suriye’den askerlerini çekmeye kalkıyor.

Meşhur beşinci madde yarın ne ifade edecek? Eğer Beşar Esad rejimi Türkiye’ye misilleme yapmaya kalkarsa buna dahil olacak mıyız? Bu kritik bir soru.

ABD’nin Orta Doğu’ya olan ilgisi kayboldu. Asya’ya yöneldi. Trump’ın ABD’nin Suriye’deki Kürt müttefiklerini terk etmesi Türkiye’yi güçlendirdi, NATO’yu zayıflattı.

Türkiye uzun vadede NATO’da olmayacak mı? Bunu söyleyemem. Çünkü Türkiye’yi NATO’dan dışlamak çıkarımıza değil ama belki de NATO’yu yeniden gözden geçirmeliyiz.

Stratejik ve siyasi olarak bir sorunumuz olduğunu kabullenmemiz lazım.

Avrupa güvenliğinin sadece ABD tarafından güvence altına alınması adaletsiz bir durum. Tam da bu yüzden daha fazla savunmaya, daha fazla Avrupa kapasitesine ihtiyaç var.

Avrupa ülkeleri artık ABD’ye güvenemez. Bu nedenle askeri özerkliği kazanmalı ve ABD’ye bağımlı olmayan, egemen bir Avrupa Birliği ordusu kurmalıyız.

 

Tepkiler Gecikmedi…

Bomba gibi düşen bu sözlerden sonra tartışmalar başladı.

Topa ilk giren Almanya Başbakanı Angela Merkel oldu.

“Macron’a katılmıyorum. Bu bakış açısı kesinlikle bizim görüşlerimizi yansıtmıyor. Zira NATO ortaklığı bizim izin vazgeçilmez. NATO’da sorunlar olduğunu kabul ediyorum ancak bu durum bu tür sert yargılamaları gerektirmiyor.

Bu sözler karşısında NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in topa girmemesi olmazdı. O da üç beş cümle kurdu.

 “NATO güçlü olmaya devam ediyor. ABD Avrupa’daki yatırımlarını daha fazla asker ve tatbikatla artırıyor. Gerçek şu ki birlikte çalışıyoruz. Ortak savunmamızı güçlendirdik. Bizi Amerika’dan uzaklaştıracak her teşebbüs, İttifakı, transatlantik bağını zayıflatma riski taşımakla kalmıyor, aynı zamanda Avrupa’yı bölme riski de taşıyor.

 

Peki Rusya

Kaçırır mı bu fırsatı.

Macron’un söylediklerine yorum Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova’ dan geldi;

“NATO’nun mevcut durumunu doğru tanımlayan iyi ifade edilmiş, gerçekliğe uygun, meselenin özüne inen sözler.”

 

Assolistler En Son Sahne Alır…

Ve huzurlarınızda Trump.

Trump Trump’lığını yaptı ve herkesin söz söylemek için birbiriyle yarıştığı süreçte yaptığı çıkışla herkesin önüne geçip gündem oluşturdu.

Trump sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Macron’a ateş püskürdü;

“Macron; ABD, Çin ve Rusya’dan korunmak için Avrupa’nın kendi ordusunu oluşturması gerektiği yönünde öneride bulundu. Çok aşağılayıcı. Belki Avrupa önce ABD’nin çok büyük bir şekilde destek verdiği NATO’ya olan borcunu ödemelidir.”

 

Avrupa Ordusu PESCO…

Esasen Avrupa Ordusu fikri sadece Macron’a ait bir fikir değildi. Bu proje Fransa ile Almanya’nın uzun süredir birlikte üzerine çalıştıkları bir projeydi.

Proje Amerika’nın uykularını kaçıracak bir projeydi.

Bu nedenle sarı öküz hadisesi yaşamak istemeyen Amerika Trump üzerinden çok sert bir çıkış yaptı.

Avrupa da şok etkisi yaratan bu çıkışa karşılık gelmeyince uzun süreli bir sessizlik hâkim oldu.

Ta ki Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren “Ateşkes Günü”nün 100’üncü yıl dönümü anma etkinliklerine kadar.

Bu etkinlik için Fransa’da bulunan Trump, başkent Paris’te Elise Sarayı’nda Macron’la görüştü.

Karşılıklı demeçlerle birbirlerini hedef alan iki liderin, önceki görüşmelere oranla birbirlerine soğuk davranmaları dikkatlerden kaçmadı.

Gergin havayı yumuşatmak isteyen Trump kurnaz bir açıklama yaptı;

“Güçlü bir Avrupa’dan yanayız. Bu bizim için çok önemli. Bu nedenle Avrupa’ya yardım etmekten yanayız ancak bu adil olmalı, oysa şu anda yükün büyük kısmı ABD’nin omuzlarında.”

Macron bu sözleri karşılıksız bırakmadı ve önerilerini savundu;

“Avrupa’nın NATO bünyesinde çok daha iyi bir savunma rolü üstlenmesini istiyorum. Bu nedenle Avrupa savunmasına dair önerilerimin son derece tutarlı olduğuna inanıyorum.”

Bu kavga bitti mi?

Proje rafa mı kalktı?

Bundan sonra neler olacak?

Tüm bu soruların cevabı ve hikâyenin kalan kısmı bir sonraki yazıda…

coşkun başbuğ

Coşkun BAŞBUĞ – 29 Nisan 2024

 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Economist dergisine bir röportaj verdi.

Röportajda sarf ettiği bir cümle yıllarca tartışılacak gündemin önünü açtı.

Neydi o cümle;

“NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir.”

Sadece bu cümle değildi ortalığı karıştıran. Zehir zemberek sözlerdi Macron’un diğer söyledikleri de;

“ABD ile NATO müttefikleri arasında stratejik karar alma süreçlerinde hiçbir şekilde koordinasyon yok. ABD NATO’ya danışmadan Suriye’den askerlerini çekmeye kalkıyor.

Meşhur beşinci madde yarın ne ifade edecek? Eğer Beşar Esad rejimi Türkiye’ye misilleme yapmaya kalkarsa buna dahil olacak mıyız? Bu kritik bir soru.

ABD’nin Orta Doğu’ya olan ilgisi kayboldu. Asya’ya yöneldi. Trump’ın ABD’nin Suriye’deki Kürt müttefiklerini terk etmesi Türkiye’yi güçlendirdi, NATO’yu zayıflattı.

Türkiye uzun vadede NATO’da olmayacak mı? Bunu söyleyemem. Çünkü Türkiye’yi NATO’dan dışlamak çıkarımıza değil ama belki de NATO’yu yeniden gözden geçirmeliyiz.

Stratejik ve siyasi olarak bir sorunumuz olduğunu kabullenmemiz lazım.

Avrupa güvenliğinin sadece ABD tarafından güvence altına alınması adaletsiz bir durum. Tam da bu yüzden daha fazla savunmaya, daha fazla Avrupa kapasitesine ihtiyaç var.

Avrupa ülkeleri artık ABD’ye güvenemez. Bu nedenle askeri özerkliği kazanmalı ve ABD’ye bağımlı olmayan, egemen bir Avrupa Birliği ordusu kurmalıyız.

 

Tepkiler Gecikmedi…

Bomba gibi düşen bu sözlerden sonra tartışmalar başladı.

Topa ilk giren Almanya Başbakanı Angela Merkel oldu.

“Macron’a katılmıyorum. Bu bakış açısı kesinlikle bizim görüşlerimizi yansıtmıyor. Zira NATO ortaklığı bizim izin vazgeçilmez. NATO’da sorunlar olduğunu kabul ediyorum ancak bu durum bu tür sert yargılamaları gerektirmiyor.

Bu sözler karşısında NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in topa girmemesi olmazdı. O da üç beş cümle kurdu.

 “NATO güçlü olmaya devam ediyor. ABD Avrupa’daki yatırımlarını daha fazla asker ve tatbikatla artırıyor. Gerçek şu ki birlikte çalışıyoruz. Ortak savunmamızı güçlendirdik. Bizi Amerika’dan uzaklaştıracak her teşebbüs, İttifakı, transatlantik bağını zayıflatma riski taşımakla kalmıyor, aynı zamanda Avrupa’yı bölme riski de taşıyor.

 

Peki Rusya

Kaçırır mı bu fırsatı.

Macron’un söylediklerine yorum Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova’ dan geldi;

“NATO’nun mevcut durumunu doğru tanımlayan iyi ifade edilmiş, gerçekliğe uygun, meselenin özüne inen sözler.”

 

Assolistler En Son Sahne Alır…

Ve huzurlarınızda Trump.

Trump Trump’lığını yaptı ve herkesin söz söylemek için birbiriyle yarıştığı süreçte yaptığı çıkışla herkesin önüne geçip gündem oluşturdu.

Trump sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Macron’a ateş püskürdü;

“Macron; ABD, Çin ve Rusya’dan korunmak için Avrupa’nın kendi ordusunu oluşturması gerektiği yönünde öneride bulundu. Çok aşağılayıcı. Belki Avrupa önce ABD’nin çok büyük bir şekilde destek verdiği NATO’ya olan borcunu ödemelidir.”

 

Avrupa Ordusu PESCO…

Esasen Avrupa Ordusu fikri sadece Macron’a ait bir fikir değildi. Bu proje Fransa ile Almanya’nın uzun süredir birlikte üzerine çalıştıkları bir projeydi.

Proje Amerika’nın uykularını kaçıracak bir projeydi.

Bu nedenle sarı öküz hadisesi yaşamak istemeyen Amerika Trump üzerinden çok sert bir çıkış yaptı.

Avrupa da şok etkisi yaratan bu çıkışa karşılık gelmeyince uzun süreli bir sessizlik hâkim oldu.

Ta ki Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren “Ateşkes Günü”nün 100’üncü yıl dönümü anma etkinliklerine kadar.

Bu etkinlik için Fransa’da bulunan Trump, başkent Paris’te Elise Sarayı’nda Macron’la görüştü.

Karşılıklı demeçlerle birbirlerini hedef alan iki liderin, önceki görüşmelere oranla birbirlerine soğuk davranmaları dikkatlerden kaçmadı.

Gergin havayı yumuşatmak isteyen Trump kurnaz bir açıklama yaptı;

“Güçlü bir Avrupa’dan yanayız. Bu bizim için çok önemli. Bu nedenle Avrupa’ya yardım etmekten yanayız ancak bu adil olmalı, oysa şu anda yükün büyük kısmı ABD’nin omuzlarında.”

Macron bu sözleri karşılıksız bırakmadı ve önerilerini savundu;

“Avrupa’nın NATO bünyesinde çok daha iyi bir savunma rolü üstlenmesini istiyorum. Bu nedenle Avrupa savunmasına dair önerilerimin son derece tutarlı olduğuna inanıyorum.”

Bu kavga bitti mi?

Proje rafa mı kalktı?

Bundan sonra neler olacak?

Tüm bu soruların cevabı ve hikâyenin kalan kısmı bir sonraki yazıda…